• AK Parti transferlerle güçlenir mi?
    14 Ağustos 2024

    Bugün 23. kuruluş yıldönümünü kutlayacak olan AK Parti’de İYİ Parti’den istifa eden iki milletvekilinin rozetleri takılacak ve AK Parti’ye katılacak. Öte yandan Gelecek Partisi’nden bazı isimlerin de önümüzdeki günlerde AK Parti’ye katılabileceği iddia ediliyor. Ahmet Davutoğlu ise bu iddiayı kesin bir dille yalanladı.

    Uzun yıllar Recep Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanlığını da yapan Akif Beki, KARAR gazetesindeki köşe yazısında AK Parti’nin vekil transferi konusundaki çifte standartlı yaklaşımına da dikkat çekti ve siyasi transfer yoluyla AK Parti’nin eski gücüne kavuşup kavuşamayacağı sorusunun yanıtını aradı.

    Beki’nin yazısında ilgili bölüm şöyle:

    AK Parti, bugün kuruluş yıl dönümünü yeni milletvekili ve belediye başkanlarının katılımıyla kutlayacak. İYİ Parti’den ayrılan 2 milletvekiliyle 15 belediye başkanının transferi bekleniyor.

    Peki bu; AK Parti’yi yine büyütür, yine güçlendirir mi?

    Değil birkaç vekil, birkaç belediye başkanı… Kendisinden ayrılanların kurduğu bir parti, tabelasını indirip AK Parti’ye komple geri katılsa da faydası olur mu?

    Oy kaybını durdurup uçağın burnunu yeniden yukarı kaldırmak istiyorlar. Düşüşten tekrar yükselişe geçmenin yolunu arıyorlar.

    Pekâlâ da bu ikili, çifte standartlı, her yanı tutarsız siyaset anlayışından kurtulmadan olacak şey mi?

    Yeni katılımları, daha büyük bir değişim ve yenileşmenin parçası olarak sunacaklarına dair bir belirti yok.

    Hatalarını ve sapmalarını fark ettiklerini, yanlışlarından döneceklerini göstermeden mi?

    Kaybettikleri millet desteğini geri kazanmaları, büyümeleri, güçlenmeleri, toparlanmaları böyle ne mümkün!

    TREN TERS İSTİKAMETE GİDİYORSA İNENLER NİYE GERİ BİNSİN?
    Bugün yıl dönümünü kutladıkları kuruluş iddiaları ve ilkeleri; tüzüklerinde, programlarında yazıyordu.

    Dün Karar’da Taha Akyol özetle hatırlattı, unutanlar o yazıya bakabilir.

    Şöyle yola çıkmıştı AK Parti:

    “Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, kayırmacılık, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır…”

    Kaldı mı, görüyor musunuz öyle bir mücadele?

    Yolsuzlukla mücadelede savcıların yetkisi genişletilecek, yolsuzluk iddialarında ‘dokunulmazlık’ olmayacaktı.

    Oldu mu?

    Ya Avrupa Birliği hedefi? Türkiye’yi evrensel demokrasi ve hukuk standartlarına kavuşturma sözü? İstikamet hâlâ Brüksel mi?

    İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi filan hayata geçirildi mi, AİHM kararları tanınıyor mu?

    Merkez Bankası bağımsız mı; duyan var mı?

    Partilerde lider sultası bitirildi, söz verildiği üzere “siyasal gücün bir kişinin veya grubun elinde yoğunlaşmasına” izin verilmiyor mu? Tek başlılığa bunun için mi geçildi?

    Sorun, yolcularda değil ki inenleri yeniden toplayarak çözesiniz. Sorun, trenin nereye kalktığında…

    Brüksel’e, diye binip Moskova’ya, Pekin’e gidiyormuş, ters istikamete döndü, aynı yolun yolcusu değilmişiz, diye inenleri tekrar bindirseniz… İstikameti düzeltmeden…

    Sormazlar mı; ne değişti, kirli transfer pazarı kurmadan nasıl anlaştınız?

    Al-ver yoksa bir izah istemez mi millet?

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    ÇOK OKUNANLAR