Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ulusal Çanakkale Roman Çalıştayında, “Çanakkale’de Roman Çalıştayı yapıyoruz. İzmir’de söylediğim gibi sol ve sosyal demokrat bir partiyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün 101 yıl önce kurduğu partiyiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ülkede, 86 milyona ulaştık. Bizim görüşümüz ve anlayışımıza göre her vatandaşımızın Anayasa’da olduğu gibi eşit, ayrımcılığa uğramadan, bütün imkanlardan eşit yararlanarak, eşit ve onurlu yurttaşlar olarak yaşadıkları Türkiye’yi ortaya koymak hepimizin görevi. Bugün Türkiye’de baktığınızda Anayasa’ya göre herkes eşit ama baktığınızda bazıları daha eşit, bazıları daha az eşit. Biraz önce burada birtakım ifadeler kullanıldı. Dediler ki ‘Ayrımcılığa uğruyoruz.’ Dediler ki ‘Ciddi sorunlarımız var ve bu sorunlara çözüm getirmesi için CHP’nin önemli adımlar atmasını istiyoruz’” ifadesini kullandı.
“MUHTARIMIZ ROMANLARLA BELEDİYE ARASINDA KÖPRÜYÜ SAĞLIYOR”
Özel, Çanakkale Roman Çalıştayında yaptığı konuşmada, “Bir yerel örnek verildi. Benim bir tarafımda Çanakkale Belediye Başkanım Muharrem Erkek oturuyor, bir tarafımda övgüyle bahsedilen, desteklenen, hem Mahallesinin Muhtarı hem Sayın Muharrem Erkek tarafından Çanakkale Belediyesi’nden Koordinatör olarak atanmış. İki kadın yardımcısı var. Çanakkale’deki Romanlarla, Belediye arasında koordinasyonu, köprüyü sağlıyor. Burada kullanılan ifadelerde, ‘Çanakkale’de Romanlar artık kendilerini gidip belediyenin kapısında dert anlatacak, mahallenin sorunlarını muhtar ne yapacak? Belediyede derdi anlatacak ki mahallenin sorunları çözülsün. Muhtar belediyenin koordinatörü olmuş. Mahallenin sorununu görüyor, belediyedeki bir görevli olarak da o sorunu hızla çözüyor. Bu iyi örneği CHP’li bütün belediyelere öneriyoruz. Bu konuda gerekli yazılı talimatları da vereceğiz. Bu tek örnek değil, ilk örnek değil. İzmir’de bazı belediyelerimizde var. Birçok belediyemizin bu konuda atmış olduğu adımlar var. İstanbul’da var ama bunu kurumsal olarak yerleştirmek durumundayız. Hatırlatıldı, geçmişte bir Roman Strateji Eylem Planı vardı. Stratejik Eylem Planımız. Her metin gibi yaşlandı, güncelliğinde birtakım sıkıntılar var. Bunun hızlı şekilde güncellenmesiyle ilgili talimatları vereceğiz ve Roman Eylem Planı hayata geçecek” dedi.
Özel, şunları kaydetti:
“ROMANLARIN GERÇEK TEMSİLİ İÇİN POZİTİF AYRIMCILIK YAPACAĞIZ”
“Bu toplantı yöneticiler kapsamında güzel bir toplantı. İhtiyaç olduğunda daha büyüklerini yapabiliriz. Tabi büyük toplantıda sonuç almak daha zor. Ama daha coşku olabilir, birlikte olunabilir. O tip talepleri elbette not aldık. Ama bir gerçek var. Bugün Türkiye’de Romanlar kırılgan, dezavantajlı bir grup olarak ortada. Buna iki tane müdahale yapmamız lazım. Birinci müdahale, elbette sizin de dile getirdiğiniz, talebin haklı olduğu pozitif ayrımcılık maddeleri. Yani şu şimdilik doğru… Roman milletvekili geçmişte bir arkadaşımız vardı, üç dönem yaptı. O konuda çok talepler vardı. Belki ortaklaşmalar notasında zafiyetler oldu. Roman milletvekili olmalı, olacak. Ben bunu ilk seçimlerde sağlayacağım. Ama esas olan şu Romanların siyasi partilerde çalışıp, temsil imkanlarını bulup, kendi imkanlarıyla böyle göstermelik bir Roman milletvekili değil… Nasıl ‘Türk milletvekili olsun, kota koyalım… Boşnak kökenli olsun, kota koyalım. Bir Gürcü olsun’ demiyoruz. Hepsi kendine temsil imkanı buluyor. Romanların her alanda önünü açmalıyız. Ben birinci adım olarak il ve ilçe başkanlıklarına yazıyı yazacağım. Eğer talep varsa, iki liste mi yarışıyor, iki listede de seçilecek yerde birer Roman olsun. Seçimi kim kazanırsa kazansın Romanlar ilçe başkanlıklarında, il başkanlıklarında temsiliyetini bulsunlar. Devamında belediyede çok sayıda Roman arkadaşımız illerde, ilçelerde var ama müracaatları halinde mutlaka temsil edilsinler. Belediyelerde, biraz önce teşekkür ettiniz, çok sayıda belediye meclis üyesi oldu. O konuda üzerimize düşeni yaptık. Kadınların ve gençlerin temsili ile ilgili de biliyorsunuz, çok cesur adımlar attık. Kademeli olarak yüzde 50 eşit temsille kadınları, gençlerin temsiliyetinde rakamı yüzde 10’lardan 20’lere, 20’lerden 30’lara getirme noktasına vardık. Roman kardeşlerimizin de önce Parlamentoda temsiller için, belediye meclis üyelerinde sayıyı daha da artırmak için, koordinatörler noktasındaki temsilleri için, belediye başkan yardımcılıkları için önce pozitif ayrımcılık yapacağız. Ama esas mesele sol ve sosyal demokrat bir parti olarak sizinle dayanışma halinde olacağız. Biz sizi destekleyeceğiz, siz bizi destekleyeceksiniz ve artık Romanların hem siyasetteki, hem güncel hayattaki bütün sorunlarını hep birlikte ortadan kaldırmamız lazım.”
“YOKSULLUKTAN EN ÇOK ONLAR ETKİLENİYOR”
“Bugün yoksulluktan en çok Romanlar etkileniyor. Neden? Çünkü yoksulluk, toplumun her kesimini vurur, daha yoksulu daha çok vurur. Mesela gıda enflasyonunda geçtiğimiz gün rakamlar açıklandı. Toplumun en zenginleri için gıda enflasyonu yüzde 30’da, yoksullar için yüzde 48’de. Romanlar için bakarsanız belki yüzde 60’tır. Neden? Çünkü onun tükettiğine, onun ihtiyaç duyduğuna en çok zam geliyor. Onu koruyan yok, ona muafiyet yok. Biz bu meseleyi çok bütünleşik şekilde ele almak durumundayız. Küçük yaşta evlilik sorunu, akran evlilikleri… Bunlar biliyorsunuz çok önemli sorunlardı. Sizlerin gayretiyle, bizlerin gayretiyle, bilincin artmasıyla burada yaş biraz yükseldi. Yine de sorunlar var. Ama bunu daha iyi bir noktaya getirmemiz lazım. Roman çocukları, maalesef eğitimde ve ekonomide yaşadıkları sıkıntılardan dolayı kendi yaş kuşakları içinde daha çok suça itilen çocuklar arasında yer alıyor. Biraz önce sizler ifade ettiniz. Uyuşturucu çok önemli bir sorun. Yoksulluk, güvencesizlik, barınma sorunu varsa uyuşturucu belası daha kolay yakalıyor. Yoksa Roman çocuklar uyuşturucuya meraklı filan değiller. Kötü alışkanlıklarla mücadelede de önemli olan, kayıtdışılıkla mücadele yani güvencesiz çalıştırma. Baktığınızda iş kazalarından, meslek hastalıklarından etkilenme Romanlarda daha çok, çünkü daha çok güvencesiz çalıştırılıyorlar. Bunların hepsi ile bütünleşik şekilde mücadele etmek durumundayız. Şunu ifade edelim: Yoksulların çocukları hayata geriden başlıyor. Artık öyle bir noktaya geldi ki maalesef kapatamayacakları kadar bir farkla geriden başlıyorlar. Romanlarda yoksulluk babadan oğula, anneden oğula, anneden ve babadan kıza miras olarak kalıyor. Alıyor ve o yoksulluğu bırakamıyor, kurtulamıyor ondan. Eğitimde o kadar geriden ki bu farkı kapatamıyor. Ama buradan bütün televizyonların önünde söyleyeyim… Türkiye’de üniversitede okuyan başarılı olmuş Roman gençlerin, ağırlığı da kızdı, bir yapıları, dernekleri geldi ve bizi ziyaret etti. İmkan verildiğinde o kadar güzel başarılar elde ediyorlar ki. Maalesef bu sıkıntılarla ilgili toplumsal farkındalık sorunu var, bunu aşmamız lazım.”
“ROMANLARIN SORUNLARINI GÖRÜNÜR KILMAMIZ GEREK”
“Şöyle ki Romanlar çok yoksulluk, işsizlik, açlık, barınma sorunları yaşayan, ayrımcılığa uğrayan insanlar. Ama yapıları gereği toplumla barışıklar. Yapıları gereği dertlerini, tasalarını bir yana bırakıp mutluluklarını daha gösterebiliyorlar. Peki böyle olunca ne oluyor? Millet sanıyor ki Romanların keyfi yerinde. Romanların kimi aç, kimi susuz, kimi işsiz, kimi yoksul, kimi çocuğu suça itilmiş ve anne perişan, kimi bir tanecik evladı hapse girmiş. Bir sürü zorluk var. Veya eşi hapse girmiş… Romanların sorunlarını bir kere görünür kılmamız lazım. Türkiye’de Romanlar yoksullar içinde de en zor durumda olan gruplar. Bunlara sahip çıkmamız lazım. Keyfi yerinde gibi bakmayıp, onların hayatla mücadele azimleri yüksek olduğu için Romanların sorunu yok gibi görüyor. ‘Onların keyfi yerinde’, bazen diyorlar ‘Efendim çalıyorlar, oynuyorlar.’ Ya çalıyorlar, oynuyorlar, o onların genetik yapılarından gelen, hayatla mücadele etme yöntemleri. Birbirlerine sarılıyorlar, birlikte söylüyorlar. Türkiye’de onlar sayesinde toplumsal hayatta çok önemli bir boşluğu dolduruyorlar. Ama çok önemli sorunları var. Çok ciddi sıkıntıları var. Öyle olduğu için de bunun önce görünür olması lazım. Herkesin bunu görmesi lazım. Bununla hep birlikte mücadele etmemiz lazım. İmkan tanındığında çok yetenekli oldukları için, çok zeki oldukları için, sanatsal yönleri kuvvetli olduğu için, işitsel hafızaları çok güçlü olduğu için, sözlü ifade yetenekleri çok güçlü olduğu için Roman çocuklar çok başarılı oluyor. Onları doğru yönlendirme, iyi eğitme ve iyi noktalara gelmelerini, kendi toplumlarına sahip çıkmalarını sağlamak gerekiyor. Bu noktada ben üzerime düşen ne varsa sonuna kadar yapmak istiyorum.”
“İKTİDARIMIZDA BAŞARILI DÖNÜŞÜM ÖRNEKLERİMİZİ YAYACAĞIZ”
“Önemli sorunlardan bir tanesi barınma… Maalesef Romanlar yeni yerleşimci olarak geldikleri kentte, kendileri için kent hazır hale getirilmediği için gettolarda, kenar mahallelerde, gecekondularda yaşadılar. İstanbul’daki Sulukule örneğinde olduğu gibi… Yıllarca eziyetini çektikleri, cefasını çektikleri yerler sonra kıymetlendi. Sonra başladılar onlara demeye ‘Cefasını sen çektin, sefasını biz süreceğiz, siz buradan gidin. Buraları bize bırakın, siz yine kenara gidin.’ Maalesef, bu durum insan onuruna çok aykırı. Biz CHP olarak, biliyorsunuz Roman vatandaşların en az sıkıntı çektiği belediyeler CHP’li belediyeler. Kentsel dönüşümde de yerinde dönüşümü ve Romanların mağdur edilmemesini, yaşadıkları, cefasını çektikleri yerde bir rant oluştuysa o ranttan mahallenin ve Roman vatandaşların bizatihi istifade etmesi gerektiğini, oralar güzelleştiğinde de oraların onların olmasını, haklarını alması gerektiğini savunuyoruz. Biraz önce İzmir’den davet geldi. Başarılı kentsel dönüşüm örneklerimiz var. ‘Anahtarı siz teslim edin’ diyorlar. Bu tip işleri yapıp, görünür kılacağız. CHP’li belediyeler Romanlara ‘Haydi bakalım, burası kıymetlendi. Sen git 50 kilometre öteye, burayı biz başkalarına vereceğiz, zenginlere vereceğiz’ demeyen, orada hakkını veren, vatandaş hakkını alır, ister ‘Cefasını çektiği mahallede sefasını süreceğim’ der, ister yüksek bir fiyata satar daha makul bir yere gider. Çoluğunun çocuğunun geleceğini kurtarır. Ama kimsenin hakkını kimsenin elinden almasına izin vermeyiz. Bizim yetkili olduğumuz yerlerde yerinde dönüşüm ve yer değişiyor bile olsa o rantın, yerin esas sahipleriyle paylaşılması, onlara verilmesi… Ayrıca size karşı ayrımcılık yapan bazı başka partilerin belediyeleri var, orada da mücadelenize destek vermeye devam edeceğiz. Ama bu sorunların kökü nasıl hallolacak? Dirençli Kentler ve Kentsel Dönüşüm Bakanlığı’nda, CHP iktidarında, CHP’li bir bakan gelince İzmir’de Konak’ta, başka yerlerde nasıl sizin yüzünüzü güldüren işleri yaptıysak bütün Türkiye’de de bunu aynı şekilde bunu yapacağız. Bunun da sözünü veriyoruz.”
“SİZİN YOLUNUZ BENİM YOLUMDUR, ‘AMERA DUROM, TUMARE DUROM’”
“Şimdi demin bir arkadaşımız bana dedi ki, biraz önce Makedonya’dan gelen bakanın tercümanı bir-iki kelimede zorlanınca ben yardım ettim, sonra gülüştük. Benim dedem Üsküp doğumlu, babaannem Kirçova doğumlu, anneannem Selanik doğumlu. Dörtte üç o taraftan gelmişiz. Ben bunları söylerken, bir vatandaşımız, Roman kardeşimiz bana dedi ki ‘Sen bizim evladımızsın’. Ben de şunu söylüyorum, Türkiye’de kim yoksulsa, kim işsizse, kim geride bırakılmışsa, kim dezavantajlı bir grupsa ben onların çocuğuyum. Romanlarla, sizinle birlikteyim. O zaman ben de şimdi size diyorum ki ‘Amare durom, tumare durom.’ Yani ‘Sizin yolunuz benim yolumdur’. Bütün Roman kardeşlerim bundan sonra CHP’yle kurdukları bu sıcak bağı sürdürsünler. Sizin yolunuz bizim yolumuz. Gün gelecek bu ülkede CHP halkın iktidarını kurup, belli bir süre gerekeni hep birlikte yaptıktan sonra bu Türkiye’de yoksulluğu, ayrımcılıkları ortadan kaldıracağız. Hep beraber hepimizin çocuğu en iyi okullara, en iyi şekilde, eşit eğitimi ayrımsız şekilde alacak. Sağlıktaki ayrımcılıklar ortadan kalkacak ve hep beraber en güzel günlerde birlikte olacağız. Benim yolum sizin yolunuzdur, ‘Amare durom, tumare durom.’”