Büyükçekmece savcısı Y.E.’nin makamında tehdit edilmesine ilişkin yürütülen soruşturmada itirafçı olarak ifadesi alınan şüpheli M.E.O., kendisine MİT kimlik kartı verildiğini öne sürdü.
‘Aralarında doktorlar ve hemşirelerin de olduğu’ İstanbul merkezli bir sağlık çetesi, 10 bebeğin ölümüne neden olmakla suçlanmıştı. Durum 14 gündür bebeğini göremeyen bir annenin şikayetiyle ortaya çıkmıştı.
Savcı Y.E., bebeklerin özel hastanelere nakledilerek haksız kazanç sağlanmasına yönelik soruşturmayı yürüttüğü sırada makam odasında tehdit edilmişti.
Soruşturma kapsamında 11 kişi gözaltına alınmıştı. İşlemleri tamamlanan üç jandarma personeli serbest bırakılırken aralarında iki avukatın da bulunduğu sekiz şüpheli dün adliyeye sevk edilmişti.
Hakimlik, dün ‘özel hayatın gizliliğini ihlal etmek’, ‘birden fazla kişiyle tehdit’, ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs’, ‘yargı görevini yapanı etkileme ve kişisel verileri aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ suçlarından avukat Aylin Arslantatar, Mustafa Kemal Zengin, Baki Çelik, Yavuz Çelik ve Muhammed Emin Orhan’ın tutuklanmasına karar vermişti.
Savcılıktaki ifade işlemleri sırasında şüphelilerden M.E.O’nun itirafçı olduğu belirtilmişti.
İtirafçı, tutuklu şüpheli Mustafa Kemal Zengin’le Siirt’te ortak tanıdıkları sayesinde tanıştıklarını ve Zengin’in kendisini içişleri bakanlığı müsteşarı olarak tanıttığını ileri sürdü.
Zengin’in sosyal medya hesaplarında bürokratlarla, iş insanlarıyla fotoğrafları olduğunu ve bu nedenle müsteşar olduğuna inandığını belirten şüpheli şöyle konuştu:
“Mustafa Kemal Zengin benimle telefonla irtibata geçerek Ankara’ya davet etti. Yanına gittiğimde kimliğimi benden aldı. Yaklaşık bir hafta sonra kimliğimi ve üzerinde fotoğrafım olan adıma düzenlenmiş Milli İstihbarat Teşkilatı’nı (MİT) gösterir kimliği verdi. Bundan sonra ‘Artık MİT’e bağlı çalışacaksın, benim verdiğim talimatları yapacaksın’ dedi. Aynı zamanda kimliklerle beraber tabanca, koruma kıyafeti, yaklaşık 100 adet 5,56 milimetre çapında fişek ve iki kutu dokuz milimetre çapında fişeği teslim etti. Yaklaşık olarak bir buçuk yıl vermiş olduğu talimatlarla değişik işlerde görevlendirdi.”
İtirafçı, 2023’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce farklı illerde miting için görevlendirildiğini, Mustafa Kemal Zengin’in yanında çalıştığı bir buçuk yılda, aylık ücretini Zengin’in yanında çalışan şahıstan nakit aldığını ve işlerinde kullandığı araçları da bu parayla kiraladığını söyledi.
Siirt’te, 28 Ekim 2023’te çakarlı aracıyla trafik çevirmesine takıldığını belirten M.E.O., “Polislere MİT kimliğimi ibraz ettim. Bana ‘Devam edebilirsiniz’ dediler. Akabinde nişanlımın evine gittim. Balkona çıktığımda kalabalık bir polis ekibinin aracımı incelediklerini gördüm” dedi.
Şüpheli, durumu Zengin’e haber verdiğini, Zengin’inse kendisinden sakin olmasını ve polislere kesinlikle kimliğini göstermemesini istediğini açıkladı.
Bir süre sonra aracının çekici yardımıyla götürüldüğünü öğrenen M.E.O., daha sonra evinin arandığını ve aramada bulunan fişek ile uzun namlulu silah gerekçesiyle 26 gün cezaevinde kaldığını belirtti.
Cezaevinden çıktıktan sonra Zengin’in kendisine yeniden ulaştığını belirten şüpheli şöyle devam etti:
“Zengin, bana ‘güzel bir teklifinin olduğunu, söyleyeceğini yaptığım takdirde devam eden dosyamın ceza almadan kapatılacağını, bununla beraber 100 bin dolar vereceğini’ söyledi.
Teklifinin ne olduğunu sorduğumda, ‘Ben dürüst konuşmayı severim, sana her zaman açık oldum. İstanbul ilinde bulunan bir adliye personeli bizim işlerimize çomak sokuyor ve bu şahsın yaptığı eylemler senin dosyanın akıbetini de etkiliyor. Bu şahsın kimlik bilgisini, fotoğrafını, araç plakasını, nerede çalıştığını, işe geliş ve gidiş saatlerini sana söyleyeceğim. Sana motosiklet kullanan bir şahıs ile bir silah göndereceğim. Sen maskeli olarak motosiklet kullanan şahsın arkasına binerek, adliye personelinin kullanmakta olduğu araca, trafik ışıklarında durduğu esnada, tekerleklerine ve ön yolcu koltuğuna birer el ateş edeceksin, kimseyi öldürmeyeceksin, amacımız sadece korkutmak’ dedi.”
Zengin’e bu kişinin kim olduğunu soran şüpheli, “‘İşi kabul etmeden sana kim olduğunu söyleyemem.’ dedi. Kendisine bu işi kesinlikle kabul etmeyeceğimi ve beni bir daha aramaması gerektiğini söyleyerek telefonu kapattım” dedi.
Savcının tehdit edilmesiyle ilgili haberleri gören M.E.O., kendisine teklif edilen işin bu olduğunu anladığını ve jandarmaya giderek şikayetçi olduğunu söyledi.
Suçlamalarda adı geçen şüpheli Zengin’se sorgusunda, hakkındaki iddiaları kabul etmedi.
Ne Olmuştu?
30 Ağustos’ta şüpheli avukat A.A, ‘Yeni Doğan’ isimli çeteyle ilgili soruşturma yürüten savcı Y.E. ile önce telefonla sonra da makamında görüştü.
Çeteye yönelik dava kapsamında bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse savcıya suikast yapılacağını belirten avukat A.A, savcının ailesinin yaşadığı yerleri de söyleyip, onlara da zarar verilebileceği tehdidinde bulundu.
Bu planın, ‘Papa suikastı’ gibi birçok olayı gerçekleştiren güçlü bir silahlı grup tarafından yapıldığını söyleyen A.A, savcıya öldürüleceğini iletti.
Bu tehditler üzerine soruşturma başlatılırken, diğer yandan savcının yakınlarının özel bilgilerine ve yaşadıkları yerlere ilişkin bilgilerin ne şekilde sızdırıldığına dair araştırma yapıldı.
Avukat A.A’nın irtibatlı olduğu tespit edilen M.K Z. hakkında da fiziki ve teknik takip kararı alınmasının ardından olayın delillendirilmesi için savcının odasına kayıt cihazı yerleştirildi.
Şüpheli M.K.Z’nin görüştüğü savcıyı açık şekilde ölümle tehdit etmesi kayıt altına alınırken, şüphelinin daha sonra üç isimle daha görüştüğü belirlendi.
Yapılan incelemede, savcının kişisel ve ailevi bilgilerinin tehdit edilmeden önceki bir tarihte üç jandarma personeli tarafından sorgulandığı tespit edildi.