DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında konuştu, “Bırakın tecrit kalksın, sayın Öcalan çıksın konuşsun” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında konuştu.
Hatimoğulları, hükümetin “Çelik Kubbe” projesi bahanesiyle yeni bir vergi uygulamasına gitme çabasını eleştirerek, “100 bin TL üstü kredi kartı limiti olanlardan 750 TL vergi alacaklarını açıkladılar. İktidar, gelirimizden vergi alıyor, yetmiyor; şimdi de borçtan vergi almaya çalışıyorlar” dedi.
Hükümetin güvenlik politikalarını sorgulayan Hatimoğulları, “Güvenlik adıyla toplumun işini, aşını çalıyorlar ve bir avuç zenginin kasasına dolduruyorlar. Kamunun bütün varlıklarını satanların derdi milli güvenlik değil; dertleri sarayın ve yandaşlarının güvenliği” ifadelerini kullandı.
S-400 savunma sistemlerinin alımını da gündeme getiren Hatimoğulları, “S-400’leri alırken ‘havadan saldırıya uğrayabiliriz’ dediler. Ne oldu? Bu sistemleri neden aldınız? Bu kadar parayı neden çürümek üzere depolara gönderdiniz?” şeklinde konuştu.
Vatandaşlara uyarıda bulunan Hatimoğulları, “Bu iktidar ‘milli güvenlik’ deyince herkes ceplerini kontrol etsin. ‘Milli güvenlik deriz, halkı kandırırız’ dönemi bitti” dedi.
“Kaç çelik kubbe bu ülkedeki yoksulluğa çözüm olacak? Kaç mermi bir emeklinin karnını doyurabilir?” diye soran Hatimoğulları, hükümetin savunma harcamalarını artırırken halkın ekonomik sıkıntılarını görmezden geldiğini savundu.
Son olarak, toplumun bu politikalara karşı birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, “Türkiye halkları hep birlikte itiraz ederek, ‘milli savunma’ yalanına dur dedi. Biraz daha yoksullaşmaya hep birlikte ‘hayır’ dedik. Gelin bakalım, yapmak istedikleri Çelik Kubbe’nin altında toplum nasıl açlık, sefalet ve şiddet içinde yaşıyor?”
KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET
Kadınların yaşadığı sorunlara da değinen Hatimoğulları, “Bugün bu kubbenin altında en büyük yaşam mücadelesini kadınlar veriyor. Bakın, sadece son on günde iktidarın politikaları nedeniyle 26 kadın katledildi. Manisa’da, 3 yaşındaki çocuğunun yanında hamile olan Sude Naz Atak’ı sokak ortasında öldüresiye döven, 18 ayrı suç kaydı bulunan Yılmaz Akman’ı tahliye etmek istediler” dedi.
Silopi’de barış talep eden annelere yönelik müdahaleyi eleştiren Hatimoğulları, “Silopi’de anneler, dünyanın en temiz talebi olan barışı istiyor. Polis ablukaya alıyor, saldırıyor. Beyaz tülbentler yerlerde, barış yerlerde; barışı kan ile lekeliyorlar” ifadelerini kullandı.
“Rojin’e Van Gölü kenarında kek yemeyi, müzik dinlemeyi çok gördükleri için; İstanbul Sözleşmesi’nden çıktıkları, 6284 sayılı kanunu tartışmaya açtıkları için kadın katliamlarında rol aldılar” diyen Hatimoğulları, hükümetin politikalarını eleştirdi.
Kadınlara çağrıda bulunan Hatimoğulları, şöyle devam etti:
“Hunharca katlediliyoruz. İktidar, uygulamalarıyla, yargısıyla, cezasızlıkla kadın katliamına çanak tutuyor. İbretle izledik; baro seçimlerinde bile, dünyaca sahiplenilen ‘Jin, jiyan, azadi’ sloganına her fırsatta saldıran erkek egemen sistemin ve iktidarın zorbalıklarını biz kadınlar durduracağız. Haklarımıza, hayatlarımıza daha çok yan yana durarak, mücadele ederek sahip çıkacağız. Biz yaşamın kendisiyiz! Birlikte güçlüyüz! Birlikte kazanacağız!”
‘TOPLUM AÇLIK VE SEFALET İÇİNDE YAŞIYOR’
Hatimoğulları, savunma harcamalarının artırılmasına tepki göstererek, “Kaç çelik kubbe bu ülkedeki yoksulluğa çözüm olacak? Kaç mermi bir emeklinin karnını doyurabilir? Gelin bakalım, yapmak istedikleri Çelik Kubbe’nin altında toplum nasıl açlık, sefalet ve şiddet içinde yaşıyor?” dedi.
Son olarak, toplumun bu politikalara karşı birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Hatimoğulları, “Türkiye halkları hep birlikte itiraz ederek, ‘milli savunma’ yalanına dur dedi. Biraz daha yoksullaşmaya hep birlikte ‘hayır’ dedik” dedi.
‘YENİDOĞAN ÇETESİ’
Hatimoğulları şunları söyledi:
Yenidoğan çetesiyle Türkiye bir kez daha yeni bir olayla çalkalanıyor. Yeni doğan bir bebek bile bu ülkede güvende değil. Bebeklerin canını çetelerin ticari malzemesi haline getirmiş durumdalar. Çürümüşlüğün en dibini yaşıyoruz. Batsın sağlık sisteminiz, batsın bu düzeniniz, batsın bu iktidarınız.
Yenidoğan Çetesi soruşturma ile ilgili Bakan, 2023 yılında soruşturma başladı diyor. Oysa DEM Parti olarak biz 2022’de bu hastanelerin yenidoğan bebek ünitelerinde yaşanan sorunları dile getirdik. Bakın burada belgesi var. Bebekleri katleden bu çetenin aslında ne yaptığını 2022’de zikretmişiz. Bununla ilgili bir adım atılmış mı? Hayır atılmadı. Soru önergelerimiz dikkate alınmadı. Çünkü hepsi bunun içindeler. Uyarılarımıza rağmen bebek katliamları durdurulmadı.
Buradan sağlık bakanını bir kez daha istifaya çağırıyoruz. O koltukta bir gün bile kalamazsın. Derhal istifa et.
BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ
Kadının güçlendirilmesi için 5,9 milyar TL ayrıldı. Her bir kadına günlük 38 kuruş düşüyor. İşte kadına verdikleri değer ayırdıkları para kadar. Aklımızla alay ediyorlar.
KÜRT SORUNU
Türkiye gerçekten güvenli sınırlara sahip olmak istiyorsa yapması gereken ilk şey silahların bırakılması, dış politikasını barış ve diplomasi üzerinden inşa etmesi, Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmesidir.
AKP’nin dış politikası iflas etmiştir. Ama bölgedeki barış için Kürt sorununun çözülmesi bizlerin elindedir. Kürt sorununun çözüm yolu, yöntemleri ve muhatapları bellidir. Ortadoğu’da ve Türkiye’de barışın muhatabı İmralı’da tecrit altında bulunan Sayın Abdullah Öcalan’dır.
Kürt halkı barış demekten çözüm demekten geri durmadı ama bir eksik var ki Türkiye’nin batısına barışı yeteri kadar anlatamadık.
BAHÇELİ’NİN SÖZLERİNE DEM PARTİ’DEN İLK YANIT
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarının ardından Hatimoğulları, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Tecrit 44 yıldır devam ediyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için yıllardır mücadele ediyoruz. Tecrit kaldırılmalıdır. Evet, bırakın tecrit kalksın. Sayın Öcalan çıksın konuşsun. Ne konuştuğunu görelim.”
TOPLANTI SONRASI GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
Grup toplantısı çıkışında da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hatimoğulları şöyle konuştu:
“Vakit geçmeden adım atılmalıdır. Kürt sorunun barışçıl yollarla çözümü için Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalkması kendisinin çıkması gerekli mesajları verdik, bugün Bahçeli’nin ifade ettiğinin altını çizmiş olduk. Tecridin bir önce kalkması ve sayın Öcalan’ın ne konuşacaksa kendi dilinden duymamız gerektiğinin bir kez daha altını çizdik.”
‘UMUT HAKKI’
Gazetecilerin ‘umut hakkı’yla ilgili soruya da şu cevabı verdi:
“Umut hakkı DEM parti uzun zamandan beri dillendirdiğimiz bir konu. Yine ayrıca Avrupa Konseyi’nde önemli gündemlerden biri. Bunun mücadelesini veriyoruz.”