Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci kuruluş yıl dönümünde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda tören düzenlendi. Törenin ardından konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Çok çalışmalıyız. Umudumuz yüksektir. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her daim aslında hatalarıyla yüzleşebilmiştir. Kendini onarma kabiliyetlerini makul ölçüde gösterebilmiştir. Yüzleşmenin yanı sıra elbette derin hatalar yapılmıştır ama bütün bunları toparlamak ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni demokrasiyle güçlendirilmiş bir yapıyı ülkemize kazandırma sorumluluğuyla biz bugün Taksim Anıtı’nda Ata’mızın huzurundayız” dedi.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda tören düzenlendi. İstanbul Valisi Davut Gül, 1. Ordu ve İstanbul Garnizon Komutanı Orgeneral Metin Tokel, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, CHP İstanbul milletvekilleri Yüksel Mansur Kılınç ve Nimet Özdemir, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi İstanbul milletvekilleri Evrim Rızvanoğlu ve Elif Esen, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Yücel Coşkun ve çok sayıda siyasi parti, kurum, dernek ve sendika temsilcisi katıldı.
Tören Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra sırasıyla Vali Gül, Orgeneral Tokel ve İmamoğlu, tören mangası eşliğinde Atatürk Anıtı’na çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. Çelenklerin konulmasının ardından resmi tören sona erdi. Resmi törenin sonrasında siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri de anıta çelenk koydu.
“Türkiye Cumhuriyeti çok özel bir cumhuriyettir”
Anıt önünde katılımcılarla birlikte anı fotoğrafı çektiren İmamoğlu, gazetecilere şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye Cumhuriyeti çok özel. Tabii ki dünyada birçok devletin titrinde ‘Cumhuriyet’ vardır ama ben, Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘dünyanın en organik cumhuriyeti’ olarak tarifliyorum. Çünkü milletin, halkın katılımıyla ve öncesinde demokratik bir arayışla Türkiye’nin her sathını gezen bir önderle birlikte kurulmuştur. Kişisel hüküm değil, ‘Hakimiyet milletindir’ diyerek yola çıkan çok özel bir Cumhuriyet’tir. Aynı zamanda bu Cumhuriyet, muazzam bir cumhuriyet mücadelesi, demokrasi mücadelesi açısından da çok özel bir derinliğe sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti, 100 yılını tamamlamış, ikinci yüzyıla da kararlı bir biçimde yürüyen bir Cumhuriyet’tir. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti, hemen yanında, hemen diğer elinde demokrasiyi olgunlaştırma, oluşturma ve güçlendirme mücadelesini veren bir Cumhuriyet’tir. Dolayısıyla, dünyada nadirdir ki toplumsal olarak demokrasiye bu kadar bağlı, demokrasiyi bu kadar derinden hisseden ve hissettiren ve dönem dönem hiç tahmin edilemeyecek ortamlarda demokrasi mücadelesi adına en güçlü mesajları verebilen bir toplumuz.
“Her birimize çok özel sorumluluklar düşmektedir”
Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti, 86 milyon yurttaşımızındır. Türkiye Cumhuriyeti, milletine emanet edilmiş bir kavramdır. Türkiye Cumhuriyeti, gençliğe emanet edilmiş bir kavramdır. Bütün bu yönleriyle ikinci yüzyılın ilk Cumhuriyet kutlamasında, kesinlikle her birimize çok özel sorumluluklar düşmektedir ama devletimizin farklı yetkilerini elinde bulunduran şahsiyetler, bizler, diğer arkadaşlarımız; ama toplumumuzun her ferdi, cumhuriyetimizin geçtiğimiz yüzyıldan alacağı dersler, gördüğü eksiklikler ya da yapılan hataların bu yüzyılda yapılmaması adına gerçekten güçlü bir mimariye ihtiyacı vardır. Bu yönde toplum olarak milletçe halkın her katmanının, insanlarımızın, 86 milyon yurttaşımızın, herkes kendisini sorumlu bir birey olarak görmeli ve tüm hoşgörüsüyle, tüm empati duygusuyla, geride bir vatandaşın bile kalmadığı bir millet var etme adına herkesin kendini asil bir yurttaş, bu ülkenin eşit hissedarı bir yurttaş hissedeceği ve bütün eksiklerin tamamlanacağı, bütün hataların düzeltileceği bir yüzyılı var etme konusunda çok önemli bir eşikteyiz.
“Türkiye Cumhuriyeti devleti her daim hatalarıyla yüzleşebilmiştir”
Çok çalışmalıyız. Umudumuz yüksektir. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her daim aslında hatalarıyla yüzleşebilmiştir. Kendini onarma kabiliyetlerini makul ölçüde gösterebilmiştir. Yüzleşmenin yanı sıra elbette derin hatalar yapılmıştır ama bütün bunları toparlamak ve bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni demokrasiyle güçlendirilmiş bir yapıyı ülkemize kazandırma sorumluluğuyla biz bugün Taksim Anıtı’nda Ata’mızın huzurundayız. Umuyoruz ve diliyorum ki yüzümüzü, başımızı öne eğmeden tam aksine başımız dik, alnımız açık bir biçimde ikinci yüzyılın başında bu önemli sınavdan hep beraber kazançlı çıkar, hep beraber geçeriz. Başta Cumhuriyetimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve o günkü bütün yol arkadaşları ve halkımıza mahcup olmamış oluruz. Aynı zamanda Çanakkale’den Kurtuluş Savaşı’na ve bugüne değin şehitlerimize karşı başımız öne eğilmemiş olur ve onlara karşı sınavımızı vermiş oluruz. Bu duyguyla buradayız.
“Cumhuriyeti kutlamak her vatandaşın en kutlu anıdır”
Cumhuriyetimizin 101’inci yıldönümü kutlu olsun. Cumhuriyeti kutlamak her vatandaşın en kutlu, en sevinçli anıdır. Herkesi çocuklarıyla, gençlerle, kadını, erkeğiyle İstanbul’un, Cumhuriyet şehrinin, bu kadim kentin, tarihimizin en önemli başkentlerinden birisinin her sokağını, her anını tatmalarını ve yaşamalarını diliyorum. İlçelerde, büyükşehir belediyemizde Cumhuriyet’e dair çok özel anlar tasarlanmıştır. Lütfen katılın. Lütfen bu kutlu anı hep birlikte yaşayalım. Sorumluluklarımızı hep birlikte hissedelim ve önümüze çok güçlü bir şekilde hep birlikte bakalım. Bayramımız kutlu olsun.”