Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’nda uyarılarda bulunan uzmanlar, sigara içenlerde akciğer kanseri görülme riskinin içmeyenlere göre 30 kat daha fazla olduğunu vurgularken, sigara içenlerin vitamin ve mineral kullanırken dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizdiler.
Dünyada ve Türkiye’de kanser vakalarında ilk sırada yer alan akciğer kanseri, en önemli halk sağlığı sorunlarından biri. Uzmanlar her dört akciğer kanserinden üçünün ‘sigara’ kaynaklı olduğunu belirtirken, sigara içmenin akciğer kanserine yakalanma riskini 30 kat arttırdığını vurguladı.
Erkeklerde iki kat daha fazla görülüyor
İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Umut Demirci, akciğer kanserinin en fazla ölüme neden olan kanser türü olduğunu belirtirken, erkeklerde kadınlara oranla iki kat fazla görüldüğünü kaydetti. Akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden birinin sigara olduğunu vurgulayan Demirci, “Sigara içen bireylerde akciğer kanseri görülme riski, diğer bireylere göre 30 kata varan bir oranda fazla. Her 4 akciğer kanserinin 3’ü sigara ile ilişkili. Erken tanıda 20 yıl ve üstünde sigara içme öyküsü olan yüksek risk grubu olarak tanımladığımız kişilerde düşük doz tomografi taramaları önemli. Bunlar ülkemizde henüz rutin taramalara girmedi, bazı dezavantajları da var ama yüksek risk grubu açısından önem arz ediyor.” diye konuştu.
Demirci, sigara içmeyen bireylerde de çevresel maruziyet gibi farklı faktörler sonucu akciğer kanserinin ortaya çıkabildiğini belirtti.
Prof. Dr. Umut Demirci, elektronik sigara kullanımının akciğer kanseri ile ilişkisine yönelik soru üzerine, bu ilişkinin bilimsel yayınlarda henüz net şekilde ortaya konulmadığını ama bununla ilgili devam eden bilimsel çalışmaların olduğunu anlattı. Tütün ve tütün ürünleri kullanımının kötü riskli akciğer kanserlerine neden olduğunun altını çizen Demirci, “Sigara, akciğerde yeni tedavilere, akıllı ilaçlara, immünoterapilere çoğunlukla uygun olmayan, tedaviye yanıtsız kötü tümörlerin oluşumuna yol açıyor.” diye konuştu.
Beslenme alışkanlıkları kanser gelişiminde yüzde 35 etkili
Onkoloji Diyetisyeni Doç. Dr. Dilşat Baş da beslenme alışkanlıklarının kanser gelişimi üzerinde etkilerine dikkat çekerek, “Beslenme alışkanlıklarının kanser gelişiminde yüzde 35 oranında etkili olduğu bilimsel çalışmalarda gösterildi. Bu tüm kanserler için geçerli. Akciğer, mide ve yemek borusu kanserleri gelişiminde ise çok daha fazla etkili olduğunu biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Beslenme alışkanlıklarının kanserden korunma yönünde şekillendirilebileceğini vurgulayan Baş, “İşlenmiş et ürünlerinin kullanılmaması, şeker ve özellikle şekerli içeceklerin kullanımının oldukça sınırlandırılması, lifli besin tüketiminin, sebze-meyve tüketiminin artırılması, kırmızı et tüketiminin azaltılması, beyaz et, özellikle balık tüketimini artırmak, fiziksel olarak aktif olmak, annelerin bebeklerini emzirmesi temel önerilerimiz arasında.” dedi.
Sigara içenlerde ‘beta karoten’ takviyesi akciğer kanseri riskini artırıyor
Kemoterapi alan hastalarda glutatyon takviyesinin tedavinin etkinliğini azalttığına değinen Baş, şöyle devam etti:
“Gıda takviyeleriyle ilgili ne yazık ki çılgınlık düzeyinde bir kullanım söz konusu. Bu tip kullanımların hastalığın seyrini olumsuz etkilediğine ilişkin bilimsel veriler de söz konusu. Örneğin, sigara içen sağlıklı bireylerde A vitamini ve beta karoten takviyeleri akciğer kanseri riskini artıran bir etki yaratıyor. Beta karoten, akciğer kanserinin önlenmesinde takviye edilmesi gereken bir vitamin ama diyet kaynaklı takviye edilmesi gerekiyor. Yani vitamin olarak verildiğinde sigara içenlerde akciğer kanserini artırdığı tespit edildi ve bu bilimsel çalışmada gösterildi. Yani mesela havuçtan alınan beta karoten etkisi, vitaminden alınan etkiyle aynı değil. Bu nedenle özellikle sigara içen bireylerde kontrolsüz vitamin ve mineral kullanımı, daha büyük tehlikeler oluşturabiliyor. Buna dikkat edilmesi gerekiyor.”