Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasına ve yerine kayyum atanmasına ilişkin; “Bir kişi seçiliyor ama bir şekilde görevden alınırsa mutlaka belediye meclisinden birisinin onun yerine seçilmesi gerektiği hukuka, seçmen iradesine daha uygundur. 5 -10 yıl geriye giderek telefon konuşmalarına bakılarak bir tutuklama yapıldıysa yine bir hukukçu olarak söylüyorum iktidar çevrelerinden hiç kimse dışarıda kalmaz. Çünkü bizim yaptığımız şikayetlerde 10 yıl geriye yönelik bazı şikayet ettiğimiz insanların incelemesi dahi yapılmadı. Hukukta çifte standart olmaz” dedi.
“Genç Akademi Ulus”un açılışını yapan Yavaş, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’un kayyum olarak atanmasına tepki gösteren Yavaş, şöyle konuştu:
“Bir hukukçu olarak yapılan işi yanlış bulduğumuzu, kayyum işinin de yanlış olduğunu… Çünkü bir kişi seçiliyor ama bir şekilde görevden alınırsa mutlaka belediye meclisinden birisinin onun yerine seçilmesi gerektiği hukuka, seçmen iradesine daha uygundur. Dolayısıyla 5 -10 yıl geriye giderek telefon konuşmalarına bakılarak bir tutuklama yapıldıysa yine bir hukukçu olarak söylüyorum iktidar çevrelerinden hiç kimse dışarıda kalmaz. Çünkü bizim yaptığımız şikayetlerde 10 yıl geriye yönelik bazı şikayet ettiğimiz insanların incelemesi dahi yapılmadı. Hukukta çifte standart olmaz. Tutuksuz yargılama, masumiyet karinesi esastır. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur ama varsa bir suç; delilleri karartma ihtimali yok, sabit ikametgah sahibi ise en azından tutuksuz yargılanmak üzere kendisini savunma imkanı verilmesi daha uygundur
Oraya gitmememizden farklı anlamlar çıkarıldı ama il başkanımız burada, belediye başkanlarımızın çoğu da gidemedi, herkesin kendi programları var. Çankaya Belediye Başkanı’mız temsilen gitti. Burada da İl Başkanımız zaten, il örgütü olarak gereken açıklamayı yaptı, biz de yanında bulunduk. Farklı anlamlar çıkarılması kişilerin kendi yorumlarıdır diye düşünüyorum.”
“Kimse rol çalmamalı, haksızlığa herkes isyan etmeli ama elbette bunun arkasında CHP olacak”
Esenyurt Belediye Başkanı Özer’in tutuklanmasının ardından CHP’nin İstanbul’da yaptığı mitinge ilişkin soruya Yavaş, şöyle cevap verdi:
“CHP kendi belediye başkanına kendisi sahip çıkacaktır. Birisi haksızlığa uğradığı zaman herkesin buna sahip çıkması önemlidir ama şöyle de bir şey duydum; orada Saadet Partisi’nin de bir yetkilisi olduğu halde konuşturulmadığını duydum. Kimse rol çalmamalı, haksızlığa herkes isyan etmeli ama elbette bunun arkasında CHP olacak. Oradaki görüntülere itiraz etmeleri de CHP’nin içerisindeki herkesin fikrini rahatça söyleyebilmelerinden geliyor.”
“Birçok insan hem DEM Parti’yi hem teröristbaşını kendilerinin temsilcisi olarak gösterilmesine şiddetle karşı çıkıyor”
Yavaş, İstanbul’daki mitinge katılmaması ile ilgili soruya şu karşılığı verdi:
“Başka sebepleri önümüzdeki günlerde konuşulur, çıkan duruma göre konuşulur. Tabii şu bizim zorumuza gidiyor; 2023 seçimlerinde suçlandığımız olaylara bakılırsa net tavır koymamıza rağmen haksız bir suçlamayla iktidar çevreleri oy aldı. Yine aynısını yapıyor. Bir yandan bebek katili, teröristbaşı olduğu hem yerel mahkemece hem AİHM’ce tescil edilmiş, suçu kesinleşmiş birisine bir rol, makam verilmeye çalışılıyor, bir yandan da bu tür operasyonlarla CHP terörle ilişkilendirilmek isteniyor. Artık şu saatten itibaren konuşulacak konu kalmamıştır. Cezası kesinleşmiş bir bebek katilinin ‘TBMM’de konuşsun’ denmesinin karşısında konuşulacak bir şey kalmamıştır. Zaten Türkiye’de bu konular çok yanlış gidiyor. Muhatap kimdir? Suçu kesinleşmiş birisinin muhatap alınması yanlıştır. Nüfusu yerine göre 5, 10, 20 milyon Kürt vatandaşımızın temsilcisinin kim olduğuna kim karar veriyor? Birçok insan da hem DEM Parti’yi hem teröristbaşını kendilerinin temsilcisi olarak gösterilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Öncelik hukuktur ve TBMM’dir. Onun ötesinde başka bir güç yoktur. Kapalı kapılar ardında bir pazarlık varsa biz onu bilemeyiz ama her şeyin kamuoyu önünde şeffaf bir şekilde yapılması toplumu da rahatlatacaktır.
Biz 3-4 gündür Ankara’daki sosyal desteğe ihtiyacı olanlara destekte bulunuyoruz. Gerçekten ekonomi son derece zor durumda. Bu yapılanların aynı zamanda asıl gündem olan ekonomiyi de unutturmak için yapıldığına da kalben inanıyorum. Eğer ekonomik sıkıntıyı unutturmak için eğer bir insanı özgürlüğünden ediyorsanız buna da diyecek bir şey yok. Bunlar anayasal bir suçtur. Hukukun dışına çıkıp bu şekilde kararları alanların sonunu gördük. Hukuktan şaşılmamasını, adalet camiasına bir hukukçu olarak öneriyorum.”
“Yörüngesini şaşıran ben değilim, bu eleştirileri yapan insanlar”
Yavaş, soru üzerine, gazeteci Fatih Portakal’ın kendisine ilişkin yaptığı yorumla ilgili şunları söyledi:
“Mustafa Kemal Atatürk’ün bir yazısını ben Ulus Meydanı’na astım; ‘Biz milliyetperveriz, doğrudan doğruya Türk milliyetçisiyiz’ diye. CHP’nin altı okundan biri de milliyetçiliktir. Ama bu eleştiriyi yapanlar bu sıfatları unutup CHP’yi artık başka bir yere koyuyor olabilirler. Ben Atatürk ilkelerine bağlı bir Türk milliyetçisiyim ve CHP’nin içinde benim gibi düşünen çok fazla insan var. Dolayısıyla yörüngeyi şaşıran ben değilim, bu eleştirileri yapanlar. CHP’nin bu cumhuriyeti kuran parti olduğunu unutup başka başka anlamlar yüklemeye çalışıyorlar. Asla bu çizgiden şaşmayacaktır. Herkes siyasetini de bu çizgide yapmak durumundadır. Birlik ve bütünlük, üniter devlet, parlamenter demokrasi. Bunlar CHP’nin olmazsa olmazımızdır. Bu konuda ‘altılı masa’nın vermiş olduğu imza vardır, bu imzayı ortadan kaldıracak hiçbir açıklama da şimdiye kadar yapılmamıştır.”