MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Biz Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan terörist başı, terörün bittiğini, terörün lav edildiğini söyleyecekse haydi DEM Parti grubuna gelsin bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifa etsin. Sözümün arkasındayım. Teklifimde ısrarlıyım” dedi.
“Teklifimde ısrarlıyım”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. Daha önce partisinin grup toplantısında yaptığı, Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın DEM Parti gurubunda konuşması teklifini yineleyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Biz Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan terörist başı, terörün bittiğini, terörün lav edildiğini söyleyecekse haydi DEM grubuna gelsin bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifa etsin. Sözümün arkasındayım. Teklifimde ısrarlıyım. Tabular kalktıkça ezberler bozuldukça statüko delindikçe, içlerinden geçenleri özgürce söyledikçe bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır. Anlaşmazlıkların çözümü milli, nitelikli, kapsayıcı bir düşünce biçimi oluşturmaktan, sorunlara başka türlü bakmaktan, yapıcı ve ikna edici tavır almaktan geçmektedir. Karmaşa çoğaldıkça kıvrılıp içinden geçebileceğimiz çatlaklar da artacaktır. İnancım odur ki çekilen kahırlardan nice lütuflar doğacaktır. Türk ve Türkiye yüzyılına açılan kapıları sürgülemek isteyenlere engel olmalıyız. Yeni yüzyılda yeni Türkiye ortamında yeni ayar ve yeni siyaset çerçevesinde tarihin taşlarını milli gaye ile insanlarımızın tırmanmak istedikleri mertebelere çıkaracak yolları inşa etmek için döşemeliyiz.”
“İmralı Adası nereye bağlı?”
İmarlı Adası nereye bağlı, hangi ülkenin toprağı? Türk toprağı değil midir? Terörist başının DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediyorlar da İmralı’da kalmasına niye tepki göstermiyorlar? TBMM ile İmralı Adası’nı egemenlik ölçeğinde ayırmak iflas olmaz ahmaklıktır.
“Erdoğan tek seçenektir”
Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, enflasyona darbe indirilirse, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi doğal bir tercih değil midir? Ne yapacağız? CHP’nin içinde adam mı arayacağız? Lazım gelen Anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılı’nın güvencesi için Sayın Recep Tayyip Erdoğan bize göre tek seçenektir, milletin sevdalısıdır, tecrübesiyle, birikimiyle bize göre tek seçenektir.
“Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, belediyelere kayyum atanmasına ilişkin de değerlendirmede bulundu.
Bahçeli, şunları kaydetti:
“Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atanan kayyımlar demokrasinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkili değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgütüyle irtibat, iltisak ve illiyet bağlarından dolayıdır. Türkiye’de hukukun üstünlüğü havi ve hakimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı şüphesiz mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler. Adaletten ödün vermek ve yargı kararının hükümet eliyle icrasını savsaklamak hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Anayasa ve ilgili yasalar son derece açıktır. Ancak CHP’nin uzlaşmaz ve provakatif hamleleri, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim en son grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır.
Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür. Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş, gergin yüz hatları, bozuk ve bulanık dil yapısı içine sürüklendiği krizin büyüklüğünü gözler önüne sermiştir. CHP Genel Başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır. CHP kaynağından kopan, yatağına küskün akan dere gibidir. Bu gidişle kuruması ve derin çatlaklar yaşaması mutlaktır. Özgür Bey’in, Esenyurt’ta adalet müessesine saldırması, Cumhuriyet savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızı suçlaması normalleşme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına, milletimizin sinir uçlarıyla oynamasına yol açan nezaketsizlik ve su katılmamış edepsizliktir. Ayrıca, kayyım ataması karşısında Özgür Bey’in; ‘söz bitmek üzere, bu kötülükle mücadele etmek için ne gerekiyorsa o yapılacak’ sözlerine binaen ben de diyorum ki, ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın, ucuz numaraları bırakmalısın, ayağını da denk almalısın.
Allah’a çok şükür Türkiye safralarından kurtulmaktadır. Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, iç barış ve huzur ortamının ihyası mucibince sivri akım ve tutumlar örselenecektir. Dış desteğe bağlanmış iç tehditler kıpırdayamaz hale gelecektir. Fitne enflasyonundan arındırılmış milli duruş mukavemetiyle önümüzdeki yüz yıla mühür vuracağız. Kendi kozamıza sıkışıp kalmayacağız. Buz tutmuş gönülleri sevgiyle ve dayanışmayla eriteceğiz. Yarattığı sorunları çözemediğini kanıtlayan bir medeniyet çökmekte olan bir medeniyettir. Biz böyle bir medeniyetin mirasçıları değiliz. Bugünü hazırlayan geçmiştir, geleceği hazırlayacak olan da bugündür. Kardeşlik duygularımızı ani öfke patlamalarından uyanık bir şuurla uzak tutarak geleceğin parlak sayfalarını teker teker aralayacağız. CHP’nin başını çektiği nifak siyasetinin gideceği bir yer yoktur. Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren şeytanlıkların sonu ve sonucu olmayacaktır. Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır.
Devlet seyreder, görmüyor derler; devlet durup bekler, ihmal ettiğini düşünürler; devlet uyur gibi yapar, zaafa uğradığını ileri sürerler; ancak öyle bir zaman gelir ki, muktedirliğini cümle aleme hükümran vasfıyla ispat eder, hıyanetin başına da dünyayı yıkar.”