DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “DEM ya Türkiye partisi olacak ya da derdest edilecek” sözlerine ilişkin “Bizleri tehdit edip durmayın. Tehdit edilerek diyalog kurulamaz, öncelikle bunu bilin. DEM Parti, demokrasidir, çözümdür. Farklılıklarımıza rağmen Kürtlüğümüzle, Türklüğümüzle bütün farklı halkların ve inançların bir arada yaşayabildiği bir Türkiyelilik kimliğini savunmaktayız. DEM Parti sizden daha Türkiyelidir, bunu hepiniz bilesiniz” dedi. Hatimoğulları, Suriye’de yaşanan duruma ilişkin iktidara “Neo-Osmanlıcı hayallerinizden vazgeçin” diye seslendi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunan siyasetçi, gazeteci ve yazarlar da katıldı.
Hatimoğulları, 3 Aralık’ın Engelliler Günü olduğunu hatırlatarak, engelliler gününü hatırlatarak, engelliler için parti olarak manifesto hazırladıklarını söyledi. Hatimoğulları, “Bizler engelliler için yeni bir yaşamın mümkün olduğuna canı gönülden inanan bunu da programına alan ve çalışma yürüten bir partiyiz. Yıllardır kangrene dönüşmüş, ihmal edilmiş 10 milyonu aşkın engelli nüfusu yok sayılmaktadır. Engellerin olmadığı yeni bir yaşamı engellilerle birlikte inşa edeceğiz” dedi.
“Ortadoğu’da yeni bir düzen inşa edilmek isteniyor”
Ortadoğu’daki gelişmelere de işaret eden Hatimoğulları, yaşanan sıcak çatışmalar nedeniyle krizin daha da büyüdüğünü söyledi. Hatimoğulları, “Bu krizi aşmak için oluşturulan ittifaklar ve yeni kamplaşmalar söz konusudur. Ticaret savaşları, enerji hatları, jeopolitik rekabet, yapay zeka egemenliği üzerinden gerilimler gittikçe artıyor. Soğuk savaştan bu yana en sıcak süreçlere tanıklık ediyoruz. Tam bu kaosun odağında ise tarihin kırılmaların yaşandığı Orta Doğu var. Bitmeyen çatışma ve savaşların yarattığı kırılmalar her yerde taşları yeniden yeniden oynatıyor. Orta Doğu’da düzensizlik üzerinden yeni bir düzen ikame edilmeye çalışılıyor. Maalesef yine savaşın büyük bedelini her zaman olduğu gibi emperyalizm savaşının bedelini bölgenin halkları en ağır şekilde ödüyor” diye konuştu.
“IŞİD uzantıları olan bu örgütler kimin vekalet savaşını yürütüyor”
Yaşanan çatışmalar nedeniyle on binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığını belirten Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsrail ile Lübnan arasında bir anlaşma imzalandı bu anlaşmanın daha mürekkebi kurumadan Suriye’de savaş ve çatışma yeniden başladı. Tüm dünyada terör örgütü olarak kabul edilen Heyeti Tahrir Şam (HTŞ) onunla birlikte SMO şimdi Suriye’nin çeşitli yerlerine saldırılar gerçekleştiriyor. SMO’yu hatırlayacaksınız, Türkiye’nin eğitip donattığı Türkiye’nin bütün lojistiğini hatta maaşlarını sağladığı örgütün ta kendisidir. Biz buradan soruyoruz. HTŞ, SMO, El Kaide ve IŞİD uzantıları olan bu örgütler kimin vekalet savaşını yürütüyor. Bu sorunun yanıtlarını bekliyoruz. Suriye’nin en önemli kentlerinden olan Halep’e girdiler. Halep, Arapların, Kürtlerin, Ermenilerin, Suryanilerin, Alevilerin, Hristiyanların, Sünnilerin bir arada barış içinde yaşadığı, savaşa rağmen barış içinde yaşamayı başardığı bir kent. Bu kentlere zorla vekalet savaşı yürüten bu çeteler çökmeye çalışmaktadır.
Bu kaos sürecinde Suriye’de, Rojava’da Kürtlerin kazanımlarını nasıl yok edebilirim hevesine ve fırsatçılığına sakın ola girmeyin. Orta Doğu’daki hesap çarşıya uymaz. Rojava’da yaşayan Kürtlere mızrak, Türkiye’deki Kürtlere zeytin dalı uzatmak olmaz, olamaz. Şu çok iyi bilinmeli ki sınırın öte tarafındaki Kürtlere saldırarak Türkiye’de iç barışı sağlamak mümkün değildir. Suriye’ye çomak sokmak yeni felaketlerin kapısını açacaktır. 2011’den beri deneyimlediğimiz üzere yayılmacı hayallerle, Neo-Osmanlıcı politikalarla Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışmak ne Türkiye halklarına ne Türkiye’ye fayda getirmedi getirmez de. İktidarın IŞİD, El Nusra ve türevi örgütlere sunduğu katkıların zararlarını sadece Suriye ve bölge halkları değil aynı zamanda Türkiye ve batı ülkeleri de bunun çokça acısını yaşadı. Türkiye ve Avrupa ülkelerinin en önemli kentlerinde her gün bombalar patladı, katliamlar yaşandı. Biz bu fotoğrafı ve gerçekliği gayet iyi biliyoruz.
“Bizler diyoruz ki gelin bölgesel barış jeopolitiğini hayata geçirelim”
IŞİD pratiği ve anlayışını sergileyen HTŞ’nin sadece Suriye’de değil Türkiye ve bütün dünyada zarar üreteceği bilinmelidir. IŞİD ve türevi örgütleri HTŞ’yi SMO’yu ve diğer bütün koalisyonda yer alan örgütleri bizlere düzeltme yaparak satmaya sakın ola kalkmayın. Bizler bunların pratiğini El Kaide’den, El Nusra’dan, IŞİD’ten gayet iyi biliyoruz ve bundan heves devşirmeye çalışıyorsanız çok büyük yanılıyorsunuz. Döner bu tehlike sizi vurur. Reyhanlı sınır kapısında SMO’nun maaşlarını ödemediğiniz zaman Türk bayrağını nasıl yaktığını ve Türkiye’ye karşı nasıl eylem gerçekleştirmek istediklerini de hatırlatmak isterim Türkiye kamuoyuna. Bizler diyoruz ki gelin bölgesel barış jeopolitiğini hayata geçirelim. Gelin içeride barış bölgede barış ilkesini hayata geçirelim. Dünyanın neresinde olursa olsun Kürt halkı ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yanında dayanışma içinde olan halklar ve demokrasi güçleri, hem Kürt halkının hakları hem demokratik bir Suriye’nin oluşması için demokratik ve barışçıl bir Orta Doğu ikliminin oluşması için mücadele etmeye devam edecektir.
“Bizim safımız, demokratik bir Ortadoğu inşasından yanadır”
DEM Parti olarak bölgede yaşanan kaosun hangi güçler tarafından çıkarıldığını, kimin kimden ne çıkar elde etmek istediğini, hepsini gayet iyi biliyoruz. Orta Doğu’da neler olup bittiğini gayet iyi biliyoruz. Bizim safımız belli. Biz demokrasi ve özgürlükten yanayız. Bizim mücadelemiz Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünden yanadır. Sözde değil, özde demokratik bir Orta Doğu inşasından yanadır. Halkın doğduğu topraklarda da doyabilmesi ve birlikte bütün farklılıklarımızla ortak bir yaşamı inşa etmekten yanayız.”
Hatimoğulları, Türkiye ekonomisinde alarm zillerinin çaldığını belirterek, “Asgari ücretin ve emeklilerin maaşının 35 bin olması için önerge verdik. Çiftçi ve esnafın 300 bin TL’ye kadar olan borçlarının silinmesi için önerge verdik. Doğal gaz ve elektriğin ücretsiz sağlanması için önerge verdik. ‘Biz eknomiyi uçurduk’ diyen AKP- MHP ittifakı tarafından tek tek reddedildi” dedi.
“Türkiye tarihinde ilk kez geniş yelpazede ortaklaştık”
Hatimoğulları, DEM Parti’nin kayyum atamaları konusunda partilere ve sivil toplum kuruluşlarına gerçekleştirdikleri ziyaretlere ilişkin “Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar farklı geleneklerden gelen siyasi partiler, siyasi anlayışlar olarak, kayyum demokrasisi ve Kürt sorununun barışçıl konusunda bu kesimlerle geniş yelpazede ortaklaştık. Sayın Davutoğlu, Babacan, Erbakan ve sayın Özel kayyumlara karşı demokratik mücadele konusunda çağrılarını yaptılar ve ‘kayyum rejiminin hukuksuz’ olduğunu ifade ettiler. Yerel yönetimlere merkezi bir müdahalenin olmaması gerektiği mesajı güçlü şekilde verildi. Bizler muhalefet olarak bu mesajları verirken bu iktidar şapkadan bir tavşan daha çıkardı. Nedir o, kreş sorunu. Yenidoğan bebekleri, çetelere terk eden anlayış kalkıp kreşlerle uğraşıyor. Bu aymazlıktır” diye konuştu.
“İktidar kayyum atarken insanların ne olduğuna değil, kim olduğuna dikkat ediyor”
Ardahan’ın Damal ilçesine bağlı Burmadere Köyü Muhtarı Şah İsmail Göyük’ün görevden alınarak yerine kayyum atanmasına ise Hatimoğulları, “Sebebi nedir, muhtarın inançla ilgili bir tavrından dolayı. Bir Alevi muhtara kayyum atandı. İşte biz tam olarak bunu ifade ediyoruz. İktidar kayyum atarken insanların ne olduğuna değil, kim olduğuna dikkat ediyor” dedi.
Hatimoğulları, sözlerine şöyle devam etti:
“Seçilmişler yerine atanmışları getirerek demokrasiyi katlediyorlar ve zannediyorlar ki böyle güç devşirecekler. Tarih defaatle şunu göstermiştir. Kayyum atadığınız her belediyede bir sonraki seçimde katlanarak yenilgi aldınız. Kayyum siyasetini devam ettirdiğiniz sürece Kürt illeri başta olmak üzere, kayyum atadığınız ve hedefinizde olan bütün yerellerimizde sizleri tabela partisi haline getireceğiz.
“Numan Kurtulmuş’u göreve davet ediyorum”
10 siyasi parti, OHAL döneminde gelen kayyum kanunun değiştirilmesi için kanun teklifi hazırlığında bulundular. İktidarın ortağı MHP’de doğrudan bu konuda fikir beyan edenler oldu, peki neden duruyorsunuz? Buradan sayın Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’u göreve davet ediyorum. Bu kanun teklifi parlamentoya gelmelidir ve bu OHAL artığı olan yasa kaldırılmalıdır. Ant olsun ki bizler kentlerimizi de kendimizi de yönetmeye devam edeceğiz. Seçimleri de tabela işine dönüştürmenize izin veremeyeceğiz.
Herkesin hukuk önünde eşit olduğu bir yaşamı birlikte inşa edebiliriz. DEM Parti olarak siyasi ve mücadele hattımızı ifa ettikçe onlar bize şunu söylüyor. ‘DEM Parti kendi içinde demleniyor’ diyorlar. Oysa DEM parti 85 milyon yurttaşın derdiyle demleniyor. DEM Parti sorunlara çözüm mücadelesi üretiyor.
“Terör parantezine almak istiyorlar”
Bunu tam tersine çevirmek istiyorlar. ‘Terör’ parantezine almak istiyorlar. Düğmeye basılmışçasına, bir yandan kayyum atamaları, öte yandan beklemiş olan dosyalara ceza yağdırmalara, diğer yandan gözaltı ve tutuklamalarına devam ediyorlar.
“Ar damarı çatlamışlar, DEM Eş Başkanları ‘çözüm istemiyor’ diye yazıp duruyorlar”
1 Ekim’den beri Türkiye’nin gündeminde MHP Genel Başkanı’nın açıklamaları var. Kürt sorunu ile ilgili belirsiz tartışmalar devam ediyor. Toprak ölümden yoruldu, tencere sefaletten yoruldu. O nedenle biz artık bu sefalet, bu çatışma, bu savaş atmosferi bitsin istiyoruz. Biz onurlu bir barış için dilimizi büyük bir ciddiyetle kurduk ve bunu koruduk. Ar damarı çatlamış kesimlerse ‘DEM Eş Başkanları çözüm istemiyor’ diye yazıp duruyorlar. Değerli Türkiye halkları bunlar külliyen yalandır. Bunlara inanacak bir tarafları kalmadığı için siz de inanmayacaksınız bunu biliyorum.
“Umutsuzum diyen Cumhurbaşkanı, barışa dair projeniz nedir”
Bir de DEM Parti’de ‘umut görmeyenler’ varmış. DEM Parti, onurlu barışın umududur. Bunu bilmemek, bilip de görmezden gelmek DEM Parti ile ilgili olan bir şey değildir. Bunlar sözde barışı dillendirenlerin, barışa mesafesini göstermektedir. Barışa dair cesaretsiz olduklarını göstermektedir. DEM Parti, Kürt sorununun onurlu bir barış çerçevesinde demokratik bir zeminde çözülmesinden taraftır üzerine ne düşüyorsa da yapmaya hazırdır. Asıl soruyu biz kendilerine yöneltiyoruz, var mı bir demokratik çözümünüz. Var mı onurlu bir barış projeniz. ‘Umutsuzum’ diyen Cumhurbaşkanı, barışa dair projeniz nedir.”
“Henüz bu başvuruya yanıt alabilmiş değiliz”
Hatimoğulları, geçen hafta terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek amacıyla Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruya ilişkin de “Henüz bu başvuruya yanıt alabilmiş değiliz, bu sürecin takipçisiyiz. Erdoğan geçtiğimiz gün, ‘Cesur olacağız, yeni adımlar atacağız’ dedi. Bizler de bir cesaret örneği olarak ‘İmralı kapılarını açın’ diyoruz. Sayın Öcalan ile görüşmeler sağlansın, Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun barışına hep beraber çalışalım diyoruz” diye konuştu.
Hatimoğulları’ndan Bahçeli’ye: “Bizleri tehdit edip durmayın”
Hatimoğulları, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “DEM ya Türkiye partisi olacak ya da derdest edilecek” sözlerine yönelik şunları söyledi:
“Öncelikle şunu söylüyoruz, tehdit dilinden vazgeçin. Bizleri tehdit edip durmayın, Tehdit edilerek diyalog kurulamaz, öncelikle bunu bilin. DEM Parti, demokrasidir, çözümdür. Ortak vatandaşlıkta inkarın karşısındadır, DEM Parti farklılıklarımıza rağmen Kürtlüğümüzle Türklüğümüzle, bütün farklı halkların ve inançların bir arada yaşayabildiği bir Türkiyelilik kimliğini savunmaktayız. DEM Parti sizden daha Türkiyelidir, bunu hepiniz bilesiniz.”