İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Alper Akdoğan, Özelleştirme idaresinin çıktığı ihale şartnamesinde maden emekçilerinin haklarının ne olacağına ilişkin muğlak ifadeler yer aldığına dikkati çekerek, “Muğlaklıktan her zaman faydalanan taraf güçlü olan taraftır. Ve biz işçilerimizin emekçilerimizin haklarını kesinlikle yedirmeyeceğiz” dedi.
İYİ Parti heyeti 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde Ankara’nın Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın özelleştirilmesine karşı eylem yapan işçilere destek ziyaretinde bulundu. İYİ Parti heyetinde İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Alper Akdoğan, İYİ Parti Milletvekilleri Selçuk Türkoğlu ve Rıdvan Uz yer aldı. Ziyarette açıklama yapan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Alper Akdoğan, “Devleti yönetenler halkın çıkarını ve geleceğini korumakla yükümlüdür ve bu yükümlülüklerini ihmal etmemelidirler. Şimdi bu varlık satışıyla gerçekleştirilecek Çayırhan santrali özelleştirmesinde birçok problemle karşılaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
İYİ Partili Akdoğan şunları kaydetti:
“4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde alın teriyle ülkemizin kalkınmasına katkı sunan madencilerimizin yanında olmak için buradayız. Çayırhan termik santralinde başlatılan haklı mücadele siz değerli madencilerimizin haklarını savunmak ve sesinizi duyurmak bizim için bir görevdir bugün yani emeğin kutsallığını ve dayanışmanın önemini hatırlatırken aynı zamanda da daha iyi çalışma koşulları için mücadele edilmesi gerektiğini gözler önüne sermektedir. Çayırhan termik santrali özelleştirilmesine baktığımızda santralin özelleştirme sürecinde yaşananları dikkatle takip ediyoruz. Özelleştirme adı altında milli varlıklarımızın elden çıkartılmasını, ülkemizin enerji güvenliği ve çalışanlarımızın haklarını riske atan yanlış uygulamalar görmekteyiz.
Bu hükümet özelleştirme yapmak suretiyle Milli varlıklarımızın elinden çıkmasına vesile olacak adımlar atıyor. Devleti yönetenler halkın çıkarını ve geleceğini korumakla yükümlüdür ve bu yükümlülüklerini ihmal etmemelidirler. Özelleştirme idaresinin çıktığı ihale şartnamesinde bu kardeşlerimizin, bu emekçilerimizin haklarının ne olacağı özellikle 17’inci madde çerçevesinde bakıldığında açıklamaya muhtaçtır ve bir muğlaklık ifade etmektedir. Biliyorsunuz muğlaklıktan her zaman faydalanan taraf güçlü olan taraftır. Ve biz işçilerimizin emekçilerimizin haklarını kesinlikle yedirmeyeceğiz.”
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu ise kendisinin de eski bir sendikacı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Sattılar, sattılar, şimdi geldi sıra Çayırhan’a”
“Özellikle 4 Aralık Gününüz kutlu olsun diyeceğim ama memlekette işçinin hangi günü güzel olmuş ki bugünü de güzel olsun. Bakın bu süreçler yeni değil. Artık rahmetli olduğu için, arkasından kötü söylemek bize yakışmaz ama bir Kemal Unakıtan vardı hatırlarsınız. Derdi ki, ‘Onu da satacağım, onu da satacağım, onu da satacağım, babalar gibi satacağım’ diye başlattıkları cumhuriyetin kuruluşundan bugün milletin dişinden tırnağından artırarak yapmış olduğu ne kadar bizim milli kamu kuruluşumuz, fabrikamız, santralimiz, madenimiz, limanımız varsa sattılar. Sattılar, sattılar, şimdi geldi sıra Çayırhan’a. O nedenle hiç lafı dolandırmayalım. Belli ki büyük rant sahibi ağababalar burada geçmişte olduğu gibi bir rant gördü. Bu mücadeleniz sayesinde en azından ilk etapta şimdi ne yaptılar? Ertelediler değil mi? İhale tarihini. Üç ay ertelediler. Aynı dirençle, aynı azimle işinize toprağınıza, ekmeğinize, çocuğunuzun geleceğine sahip çıkmak için direnmek zorundasınız. Başka yapacak hiçbir şeyiniz yok. Siz direneceksiniz.”
İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz ise 4 Aralık Dünya Madenciler gününü kutladıktan sonra şunları kaydetti:
“Buradan iktidara sesleniyoruz: Her şey para değildir”
“Sizin bugün bu akşam ve her akşam yaptığınız gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken Çanakkale’de yedi düvele karşı bir mücadele verildi. Bizim bu insanımız, bu milletimiz el birliğiyle mermisiz, tüfeksiz, elindeki dar imkanlarla bir mücadeleyi verdi. Bu mücadelenin sonucu bu olmamalıydı. Bizim bu coğrafyanın insanları, burada yaşayan insanlar buna mahkum edilmemeliydi. 22 yıldır ülkeyi tek başına yönetenlerin getirdiği sonuç bu olmamalıydı. Bu coğrafyanın insanı, bu Türkiye’nin insanı, bizim insanımız bu muameleyi hak etmiyor. Üç kuruş fazla kazanacağım diye burayı özelleştirmeye kalkarsanız buradaki insanları ailesine, atasına, babasına, çocuklarına karşı mahcup bırakacaksınız. Gelin bu işten vazgeçin. Buradan iktidara sesleniyoruz. Her şey para değildir.”