Türkiye’nin en zengin ailelerinden biri olan Bayraktar ailesi, çalışmalarını İrlanda’da sürdüren gazeteci-yazar Çağdaş Gökbel’in eleştirilerini hukuki zemine taşıyarak 250 bin TL’lik tazminat davası açtı.
Davanın temelinde, gazetecinin sosyal medyada yaptığı bir paylaşım yer alıyor. Forbes listesinde yer alan Bayraktar ailesinin 1,2 milyar dolarlık serveti üzerine yapılan eleştirel bir paylaşım, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Sosyal medya paylaşımına dava
Aynı zamanda Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) İrlanda Temsilcisi de olan Gökbel, sosyal medya paylaşımında Bayraktar ailesinin servetini eleştirerek, kamusal kaynakların özel şirketlere aktarımıyla ilgili sorgulamalar yaptı. “SİHA mucizesi kamunun tüm zenginliğini yağmalamakla mümkün oldu” ifadeleri, davanın gerekçesi olarak gösterildi. SolHaber yazarlarından Çağdaş Gökbel, bu paylaşımın ardından Bayraktar ailesinin avukatları tarafından ekran görüntüsü alınarak dava dosyasına eklendiğini belirtti.
“Anayasal haklarımı kullandım”
Gökbel, dava sürecini değerlendirirken Türkiye’de ifade özgürlüğünün giderek daha fazla kısıtlandığını vurguladı. “Anayasal haklarımı kullandım. Ancak Türkiye’de ifade özgürlüğü, zenginler ve güç sahipleri karşısında neredeyse imkânsız hale geldi” diyerek, bu durumun yalnızca kendisiyle sınırlı olmadığını ifade etti.
“Sesimizi yükseltmeliyiz”
Gazeteci Çağdaş Gökbel, meslektaşlarından ve kamuoyundan destek beklediğini belirtti. “Bu dava, yalnızca bir gazeteciyi değil, tüm toplumun ifade özgürlüğünü ilgilendiriyor. Sesimizi yükseltmeliyiz” diyerek dayanışma çağrısında bulundu.
“Bu soruları sormak suç mu?”
Paylaşımında savaş sanayisinin ekonomik krizler ve yoksulluk üzerindeki etkilerine de dikkat çeken gazeteci, “Bugün milyonlarca insan pazarlarda çürük meyve peşinde koşarken, milyar dolarlık servetler övülüyor. Bu soruları sormak suç mu?” diyerek eleştirilerini sürdürdü.
Gazeteci, davanın hukuki açıdan düşmesi gerektiğini savunarak, “Adalet terazisine beni ve Bayraktar ailesini koyarsanız, bir yanda hiçbir mal varlığı olmayan bir gazeteci, diğer yanda milyar dolarlık bir servet sahibi var. Bu terazide eşitlik mümkün mü?” ifadelerini kullandı.
Davayı, Türkiye’de hukukun siyasallaşmasının bir örneği olarak nitelendiren Gökbel, “Anayasa ve ifade özgürlüğü, sermaye sahiplerinin taleplerine göre şekillendirilemez. Bu dava, anayasal düzenin gerisine düşmemek için bir mücadele alanıdır” dedi.