AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “DEAŞ ve PKK başta olmak üzere her iki ülkenin de bekasına kast eden terör örgütlerinin başını ezmekte kararlıyız. Bölücü caniler ya silahlarına veda edecekler ya da silahlarıyla birlikte gömülecekler. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar örmeye çalışan terör örgütünü ortadan kaldıracağız. Suriye ne kadar hızlı ayağa kalkar ve kendini toparlarsa vatan hasreti çeken kardeşlerimizin gönüllü dönüşleri de o derece hız kazanacaktır” dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 2025 yılındaki son grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Terör sorunu, Kürt meselesi ve Suriye’de yakın dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin konuşan Erdoğan, konuşmasının ardından Gelecek Partisi’nden istifa ederek AK Parti’ye katılan Ankara Milletvekili Mustafa Nedim Yamalı’ya rozetini taktı.
Erdoğan’ın grup toplantısında yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
“Devlet ve toplum hayatımızın bu hızlı devinimi içerisinde tarihe iz bırakmak için gece gündüz çalıştık, çalışıyoruz. Türkiye ile birlikte gönül ve kültür coğrafyamızın her köşesine mührümüzü vuruyoruz. Tabii bu yolculuğu dikenli, taşlı, mayınlı bir yolda kat ettik. İktidara geldiğimiz 2002 yılı Kasım ayından beri nice sınamadan geçtik. Ülkemize kazandırdığımız her yatırımda, eserde içeride ve dışarıda önümüze pek çok engel çıkarıldı. Yeri geldi muhalefetin iftiralarıyla uğraştık, yeri geldi bürokratik oligarşinin direnişiyle karşılaştık, yeri geldi küresel şer odaklarının saldırılarıyla boğuştuk. Adeta iğneyle kuyu kazarak ülkemizin hanesine yazdırdığımız milletimizin hayatına dahil ettiğimiz her kazanımın bedelini misli ile ödedik. Milletimiz bu zorlu mücadelede bizi hiç yalnız bırakmadı. Gün oldu bizi ikaz etti, gün oldu bize sandıkta net mesajlar verdi ama haklı mücadelemizde desteğini bizden hiçbir zaman esirgemedi. Böyle feraset, basiret ve irfan sahibi bir milletin mensubu ve hizmetkarı olmaktan şeref duyuyorum.
Partimizi tekrar yüzde 50 bandına getirecek çalışmalar içindeyiz. Yeni dönemin miladı niteliğindeki 8. Olağan Kongre maratonumuz il kongremizle birlikte devam ediyor. Cumhur İttifakı olarak 15 Temmuz gecesinden beri güçlenerek devam eden dayanışmamız bundan sonra daha da perçinlenecek.
“Kadrolarımızı yenileyecek, takviye edecek, yeni isimlerle tahkim edeceğiz”
Terörsüz Türkiye hedefimizi devletimizin uhdesinde bulunan tüm araçları kullanarak önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz. Kürtlerle olan ezeli ve ebedi kardeşliğimizi dinamitlemek isteyenleri aradan çekip alacağız. Her ne kadar birileri bu örnek yoldaşlığı ve ülkemiz adına sağladığı hayırlı sonuçlarını hazmetmekte halen zorlanıyor olsa da Cumhur İttifakı siyasi tarihimizin istikametini belirlemeyi sürdürecektir. Cumhur İttifakı’nın hayali, içinde bulunduğumuz asrı, Türk milletinin asrı haline dönüştürmektir. İttifak ortakları olarak sırt sırta vereceğiz, Türkiye yüzyılını inşa edeceğiz. Değerlerimizi benimseyerek bu yolda bizimle yürümek, bize yoldaşlık etmek isteyenlere bugün olduğu gibi kapımızı açık tutacağız. Kadrolarımızı yenileyecek, takviye edecek, yeni isimlerle tahkim edeceğiz.
“Ülkemizdeki Baas özentisi muhalefetin yaşadığı vicdan ve akıl tutulmasını nasıl unutabiliriz?”
Suriye’de Esed ve Baas rejimi, ülkemizin tüm iyi niyetli tavsiyelerine rağmen barışçıl protestoları son derece kanlı bir şekilde bastırmayı tercih etti. Kanı durdurma, çatışmaları sonlandırma imkanı varken Esed, kendi halkına zulmetmeye, zulmünde de kibirlenmeye devam etti. 13 yılı aşan katliam politikası sebebiyle komşumuz Suriye, büyük bir kaosa ve istikrarsızlık iklimine sürüklendi. Yine bu dönemde 12 milyondan fazla Suriyeli evini, vatanını terk etmek zorunda kaldı. Yerlerinden edilenlerin 3,6 milyonu ülkemize sığındı. Bir kısmı da bölgedeki diğer ülkelere ve Avrupa’ya göç etti. Aylan bebeğin kalbimize mıh gibi çakılan o fotoğrafını nasıl unutabiliriz? DEAŞ’la mücadele bahanesiyle bölücü örgütün binlerce TIR dolusu silahla desteklenmesini nasıl unutabiliriz? Ülkemizdeki Baas özentisi muhalefetin yaşadığı vicdan ve akıl tutulmasını nasıl unutabiliriz? Özellikle 14-28 Mayıs seçimleri döneminde karşımızdaki adayın Suriyeli muhacirlere yönelik körüklediği ırkçı nefreti nasıl unutabiliriz?
Suriye olayları patlak verdiği andan itibaren merhameti ve adaleti merkeze alan bir politika benimsedik. ‘Zalimin karşısında, mazlumun yanında duracağız’ dedik ve bunu gerçekleştirdik. Kapımıza gelip bizden eman isteyeni ‘geri çevirmeyeceğiz’ dedik. ‘Bize sığınanları zalimlere teslim etmeyeceğiz’ dedik. Muhalefetin tüm kışkırtmalarına rağmen milletimiz tüm Suriyeli muhacirlere bir ensar bilinciyle hep sahip çıktı. Irkçı nefret söylemlerine prim vermeyen vatandaşlarımız büyük bir sabır ve vakarla kardeşlerine kucak açtı. Suriyeli kardeşlerimiz de bir taraftan yaralarını sarmaya çalışırken diğer taraftan Türkiye’ye ve ekonomimize katkı sunmaya gayret etti. CHP’nin eski yönetimi, bilhassa devrik genel başkanı Suriye’de işlenen insanlık suçlarına vicdan penceresinden bakmadı, bakmak istemedi. Reyhanlı katliamından FETÖ’nün MİT TIR’ları ihanetine, sığınmacıların hedef gösterilmesinden terör örgütlerine karşı düzenlenen sınır ötesi operasyonlarımıza kadar sürecin her aşamasında gayrimilli, gayriahlaki bir yerde durdular.
“Suriyeliler, tüm etnik, mezhebi, dini kesimleriyle geleceklerini kendileri tayin edecekleri bir yola girmişlerdir”
Suriye halkının çileler ve fedakarlıklarla bezeli mücadelesi 8 Aralık’ta Şam’ın özgürleşmesiyle zafere ulaşmıştır. 61 yıllık zulmün ardından Baas rejimi yıkılmış ve Esed korkağı cibilliyetine yakışır şekilde Suriye’den kaçmıştır. Suriyeli devrimcilerin Şam’da kontrolü sağlamasıyla birlikte artık bu ülkenin önünde yeni bir sayfa açılmıştır. Türkiye, harekat boyunca daha fazla kan dökülmemesi, çatışmaların başka yerlere sıçramaması için gerekli müdahalelerde bulunmuştur. Suriye halkı, ülkelerini bir katliam şebekesinden kurtarmıştır. Suriyeliler, tüm etnik, mezhebi, dini kesimleriyle geleceklerini kendileri tayin edecekleri bir yola girmişlerdir. Hama’da, Humus’ta, Münbiç’te Özgür Suriye bayrağıyla ay-yıldızlı bayrağımızı gördükçe şad oluyoruz.
“Toprak bütünlüğüne yönelik saldırılar karşısında da Türkiye olarak tavizsiz duruşumuzu muhafaza edeceğiz”
BM raporuna göre, Suriye’deki yıkımın toplam maliyeti 500 milyar dolara yaklaşıyor. Uluslararası toplumun desteği olmadan savaş yorgunu Suriye’nin böyle bir yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Arap ve İslam aleminin Suriye’nin yeniden inşasına liderlik etmesi diğer ülkelere de örnek olmalı. Suriyeli kardeşlerimizi 13 yıl nasıl yalnız bırakmadıysak bundan sonra da tüm kapasitemizle yanlarında olacağız. Yakında Halep Başkonsolosluğumuzu açıyoruz. Suriye’nin kendini toparlaması, kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, devletin yeniden temel görevlerini yapabilir hale gelmesi için yeni yönetime katkı sunacağız. Toprak bütünlüğüne yönelik saldırılar karşısında da Türkiye olarak tavizsiz duruşumuzu muhafaza edeceğiz.
DEAŞ ve PKK başta olmak üzere her iki ülkenin de bekasına kast eden terör örgütlerinin başını ezmekte kararlıyız. Bölücü caniler ya silahlarına veda edecekler ya da silahlarıyla birlikte gömülecekler. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar örmeye çalışan terör örgütünü ortadan kaldıracağız. Suriye ne kadar hızlı ayağa kalkar ve kendini toparlarsa vatan hasreti çeken kardeşlerimizin gönüllü dönüşleri de o derece hız kazanacaktır. Ülkemizdeki Suriyeli muhacirlerden kısa süreli veya kalıcı olarak geri dönmek isteyenlere gereken her türlü kolaylığı sağlıyoruz. Giriş-çıkışlara izin veriyoruz. Dönmek isteyene yardımcı olacağız ama kimseyi göndermeyeceğiz.
Sayın Özel, Suriye meselesini halen doğru okuyamıyor. 13 yıldır bir kez olsun doğru politika geliştiremeyen CHP, aynı hatasını Sayın Özel’in liderliğinde de sürdürüyor. Türk siyaseti adına bu çok büyük bir nakısadır. Esed’in ülkeden kaçışının ertesi günü ırkçı atak geçirenlerden vicdanlı davranmalarını beklemek ham bir hayaldir.”