• Kavuncu’dan AK Parti’ye ‘Titanik’ benzetmesi
    26 Aralık 2024

    İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, “2024 yılı AK Parti için istikrarsızlık yılı olmuştur” dedi. AK Parti’ye yönelik Titanik benzetmesi yapan Kavuncu, “Gemi su alıyor, gemi batmak üzere ama orkestra hiçbir şey yokmuş gibi ortada müzik çalıyor” şeklinde konuştu.

    İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, TBMM’de gündeme dair basın toplantısı düzenledi.

    AK Parti’ye yönelik 2024 yılında kullanılacak kavramın “istikrarsızlık” olabileceğini belirten Kavuncu, “Böyle diyoruz çünkü sözde ‘İstikrar sürsün. Türkiye büyüsün’ anlayışına dayanan iktidar, istikrarsızlığı bir politika haline getirmiş ve Türkiye’yi de yerinde tutmak için elinden geleni her şeyi yapar duruma gelmiştir. Her alanda korkunç bir belirsizlik ve kaos, beraberinde de istikrarsızlık var. Bu nedenle AK Parti için bu kavramı uygun gördük.” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini, istikrarsızlığa örnek olarak gösteren Kavuncu, “Cumhurbaşkanı tarafından alınmış bu kararlar fiili olarak yürürlüğe giriyor. 6-7 ay ya da 1 yıl süreyle yürürlükte olan bu kanunlar Meclis’e geliyor ve Meclis tarafından onaylanması isteniyor. Yani Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yetkisi suiistimal edilir hale geliyor.” değerlendirmesini yaptı.

    “Açlık sınırında yaşayan insanlarımız adına kahrolduk”

    Yaşanan istikrarsızlığı ekonomi aklanında yoğun olarak gördüklerini savunan Kavuncu, “Asgari ücretle ilgili yapılan açıklama hepimizi şok etti. Açlık sınırında yaşayan insanlarımız adına kahrolduk. Sürecin kendisi de zaten anlaşılabilir değildi. Toplumsal katılım ve sendikaların katılımı yoktu. Zira TÜRK-İŞ son toplantıya katılmadı ve konuyla ilgili ciddi bir tepki gösterdi. Bilim insanlarının da dahil olmadığı bu sürecin sonunda 22.104 liralık bir asgari ücret açıklandı” şeklinde konuştu.

    “Asgari ücret kararı emekliler için alınacak kararın habercisi”

    “Bu asgari ücretle Türkiye şartlarında geçinebilmek mümkün değil” diyen Kavuncu, “Şimdi hepimiz merakla emekli zamlarını bekliyoruz. Asgari ücrette işin hem işveren tarafı hem de emekçi tarafı var. Emekli maaşlarında ise yıllarca bu ülke için koşturmuş, torununa bir harçlık vermek isteyen emeklilerimizden başka hiçbir taraf yok. Bakalım bununla ilgili nasıl bir karar alınacak? Ancak asgari ücretle ilgili alınmış olan karar maalesef emeklilerle ilgili alınacak olan kararında bir habercisi gibi.” ifadesini kullandı.

    “Yazıklar olsun diyoruz”

    Kavuncu, “Türkiye öyle bir cenderenin içine girmiş ki, enflasyonla mücadele kapsamında bir program uygulanıyor ve bu mücadelenin müsebbibi olan saray, ‘faiz sebep enflasyon sonuçtur’ gibi abuk bir teorinin peşinden giden, yıllarca bu enkazı yaratanlar hiçbir şekilde bu bedeli ödemiyor. Faturayı, bedeli ödeyenler ise garibanlar, çalışanlar, emekliler. Biz buna yazıklar olsun diyoruz. Kabul edilemez buluyoruz. Emekli maaşlarıyla ilgili beklentileri karşılayacak adım atılsın ümidimizi de muhafaza etmek istiyoruz” diye ekledi

    “Değişen bakanlarda görüş ayrılıkları var”

    Kabinede yapılan değişikliklerin istikrarsızlığın bir başka nedeni olarak gösteren Kavuncu,
    “Son 4-5 yıla bakın. Kaç tane Maliye Bakanı, kaç tane Merkez Bankası Başkanı değiştirdik? Böyle bir ortamda bırakın bir ülkeyi, herhangi bir şirkette bu kadar fazla yönetici değiştirdiğinizde o şirketin yıl sonunu sağlıklı, doğruyu bir mali bilançoya kapatmasını beklemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nden bahsediyoruz ve sürekli bakan değişiyor.
    Değişen bakanlar arasında da muazzam bir görüş ayrılığı var” değerlendirmesini yaptı.

    “Görüş ayrılıklarına rağmen AK Parti herkesi alkışlıyor”

    Bakanlar arasındaki görüş ayrılılarına rağmen AK Partili milletvekillerinin her ismi alkışladığına işaret eden Kavuncu, “Mehmet Şimşek’i hangi coşkuyla hangi motivasyonla alkışlıyorlarsa, Bakan Nebati’yi de aynı heyecanla alkışlamışlardı. Ondan önce Berat Albayrak’ı da aynı heyecanla alkışlamışlardı. Bu 3 bakan arasında o kadar büyük fark var ki. Birisi faizleri aşağı çekerken, diğeri faizleri yukarı çekiyor. Birisi bambaşka bir para politikası uygularken bir diğeri tamamen ters bir para politikası uyguluyor. Ama AK Parti sıraları hepsini aynı coşkuyla alkışlıyor. Bunun tek açıklaması var. ‘Biz aklımızı tek bir kişiye teslim ettik. O ne derse ona inanır. Onun yaptığı her şeyi doğru buluruz. Kim gelirse gelsin alkışlarız’.” diye ekledi.

    “’Bu ülkenin ekonomisini mahvetmek istiyoruz’ diyorsanız bunları yaparsınız”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bütçe görüşmeleri sırasında paylaştığı rakamlara inanamadıklarını vurgulayan Kavuncu, “Mesela Türkiye’nin kredi notunun yükseldiğini, risk priminin aşağı düştüğünü söyledi. Türkiye dünyanın en fazla faiz ödeyerek borçlanan ülkelerinden bir tanesi. Bunu alkışlıyorlar. Bunun alkışlanacak neresi var? Böyle bir ekonomi yönetiminde istikrardan bahsetmek mümkün değil. Yıllarca kur korumalı mevduat uygulandı. 2025’te bunun tamamen kaldırılacağı söyleniyor. Bu mu istikrar. Bir ülkenin ekonomisini mahvetmek istiyoruz diyorsanız bunları yaparsınız.” şeklinde konuştu.

    Milletvekili transferlerine tepki

    Ekonomideki bozukluğun toplumsal krizleri de beraberindeki getirdiğini kaydederek; kadın cinayetlerini, çeteleşmeleri, uyuşturucu kullanımındaki artışları, sanal bahis tehlikesini örnek olarak gösteren Kavuncu, oy hırsızlığı yapan milletvekilleriyle de karşılaştıklarının altını çizdi. Kavuncu, “Bu anlaşılabilir bir durum değil. Seçmen size ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde benim adıma muhalefet et’ diyecek, fakat bir müddet sonra iktidar partisine geçeceksiniz. Kul hakkı nedir tanımı yap deseniz, iki nokta üst üste koyar; kul hakkı böyle yenir derim. Ve maalesef biz bunu çok gördük.” dedi.

    “Suriye’de bir fetih havası estiriliyor”

    Dış politikada da istikrarsızlıklar yaşandığını belirterek; İsveç’in NATO üyeliğini, İsrail’le ticaret tartışmalarını ve sığınmacı problemini hatırlatan Kavuncu, “Suriye’de de bir fetih havası estiriliyor. Türkiye’yi akıldan, mantıktan, rasyonellikten uzak bir slogancılığın içine itiyorlar. Türkiye, HTŞ’yi terör örgütü olarak kabul etmiş bir ülke. Bu konu gündeme geldiğinde de; ‘Evet doğru. HTŞ bir terör örgütü olarak kabul edilmiştir. Suriye’de şu anda fiili bir durum var. Bunu görerek hukuki süreci işletiyoruz.’ deniliyor. Yani HTŞ’nin terör örgütü olarak kabul edilmesinin engelleneceği veya başka bir ifadeye bürüneceği bir hukuki süreç işleniyor.” dedi.

    Bakan Fidan ve MİT Başkanı Kalın’ın temaslarına tepki

    Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın temaslarına değinen Kavuncu, “Daha bu süreç tamamlanmadan, o fiili durumun yaratıcılarından birisiyle kahve içilmesi aynı arabada görüntü verilmesi, bir hukuk devletine bir devlet anlayışına yakışır mı yakışmaz mı? Son derece dikkatli hareket etmenin gerektiği bir ortamda bu tür tavırlar, olası beklenmedik bir hadise karşısında Türkiye’yi çok zor duruma sokacaktır” değerlendirmesini yaptı.

    Kavuncu şöyle devam etti:

    “Her alanda 2024 yılı AK Parti için istikrarsızlık yılı olmuştur. Okulları temizleyemeyen bir iktidarın istikrarla ne alakası olabilir? Hastanelere gidin vatandaşlarımız randevu almakta zorlanıyor, inanın artık bir eziyet haline gelmiş. Türkiye bu konuda 90’lı yılların gerisine gitmiş durumda. Böyle bir ortamda siz istikrardan bahsedebilir misiniz? Yeni doğan bebeklerin göz göre göre bir çete eliyle ölüme gittiği bir ortamdan bahsediyoruz. Böyle bir ortamda istikrardan bahsedebilir misiniz? İktidarın duruma Titanik filmindeki gibi. Gemi su alıyor, gemi batmak üzere ama orkestra hiçbir şey yokmuş gibi müzik çalıyor. Bir de hatırlayın; Titanik batarken kadınların ve çocukların oturması gereken filikalara kendini atan zenginler ve benciller vardı. İktidar ve iktidar yandaşlarının da hali filikalara kendini atanların haline benziyor. Ancak bu orkestranın son resitallerini dinliyoruz.”

    DEM Parti’ye İmralı onayı iddiası

    Ana muhalefet partisinin normalleşme tavrına da tepki gösteren Kavuncu, basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Dem Parti’nin İmralı ziyaretine onay çıktığı yönünde yapılan haberler hatırlatılan Kavuncu,
    “Biz bu senaryoları daha önce de gördük. Şöyle bir geçmişe baktığımızda iktidarın FETÖ terör örgütüyle beraber yol yürüdüğünü net olarak biliyoruz. Ortadoğu’da bugün fiili durum diyerek, resmi olarak kabul ettikleri ama daha önce terör örgütleri dedikleri gruplarla nasıl bir arada yürüdüklerini de gördük. Daha önce dostum dedikleri sonradan terörist ilan ettikleri yapıları da gördük. Terör örgütünün başına ne kadar ilgi ve alaka duyduklarını da şahit olduk. İttifak ortağımızın DEM Parti’ye olan yakınlığından dolayı çok ağır ve kabul edilemez sözlerle terörle teröristlerle birlikte hareket ettiğimiz iddialarını da duyduk. Fakat sonra ne duyduk, ne gördük? Umut hakkından bahsedilmeye başlandı. Abdullah Öcalan’ın Meclis’te konuşturulması gibi bir konu gündeme geldi” dedi.

    “Bir terör örgütü başından medet ummak, bir terör örgütü liderinden Nelson Mandela yaratmaya çalışacak bir tavır içerisinde olmak, Türkiye’yi bambaşka bir sürece sokar. Bu çıkmaz bir yoldur” diyen Kavuncu, “Umut hakkı konusu gündeme geldikten sonra İYİ Parti dışında konuyla ilgili tek bir cümle kuran parti yoktu. Demek ki normalleşme süreci birçok alanı kapsamış. Normalleşme ile ilgili adım atılırken, birçok taraf bu konunun altına imza atmış. Bizim ilk günden beri söylediğimiz şudur, dünyanın her yerinde de böyledir. Elinde silah tutan bir grup ve bir terör örgütü olduğu sürece; yapacağınız hiçbir müzakere, yapacağınız hiçbir görüşme neticeye ulaşmaz. O terör örgütü bir adım atmasa bile yurt dışında Türkiye’nin kötülüğünü isteyen birçok istihbarat örgütü süreci enfekte eder. Sonra da adres olarak elinde silah tutan gayrimeşru yapıları gösterir. Onun için ilk ve tek şart; Türk askerine, Türk polisine, ülkemizin sivillerine kasteden terör örgütünün; Türk devletinin adaletine güvenip silahı bırakmasıdır. Bu yapılmadan atılacak her adım, daha önce yaşadığımız gibi aynı filme bizlere seyrettirecektir.” ifadesini kullandı.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR