• Adalet Bakanı Tunç: Gazetecilik faaliyeti ile kimse gözaltına alınmaz
    29 Ocak 2025

    Bir bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin Halk TV’de yayınlanması sonrası gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker’in gözaltına alınmasıyla ilgili Bakan Tunç’tan açıklama geldi. Bakan Tunç, “Gazetecilik faaliyeti ile kimse gözaltına alınmaz” diye konuştu.

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kartalkaya Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın faciası nedeniyle yöneltilen eleştirilere ilişkin olarak, “Burada 78 canımızı kaybettik. Acısı yüreğimizde yanıyor. Ailelerin acısı çok taze, dayanılır gibi değil. Hep beraber Bolu’ya gittik. O acıyı birlikte yaşadık dolayısı ile bu acıyı milletimize yaşatanlar kimse, hangi makamdaysa hesabını yargı önünde verecek. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bunun takipçisiyiz. Bu acı üzerine bu şekilde polemik yapılması hiç doğru değil. Özellikle makam sahipleri kürsülerden çıkıp ‘şunlar sorumludur, benim adamım sorumsuzdur’. Buna sen karar vermeyeceksin buna yargı karar verecek. Bırakın yargı soruşturmalarını yapsın” ifadesini kullandı.

     

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti grup toplantısı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca “bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs” ve “kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” iddialarıyla haklarında başlatılan soruşturma kapsamında gazeteci Barış Pehlivan, Halk TV sunucusu Seda Selek ve Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker’in gözaltına alınmasına ilişkin  soru üzerine Bakan Tunç, “Gazetecilik faaliyeti nedeniyle Türkiye’de tutuklu tek bir gazeteci yok. Bir kere bunu düzeltmek lazım bu bir dezenformasyon. Gazetecilik faaliyeti ile kimse tutuklanmaz. Hepiniz gazetecisiniz. Ülkemizde basın hürdür. Düşünce ifade hürriyeti alabildiğince geniştir. Ama gazeteciler de dokunulmaz değildir. Bir suç işlendiğinde savcılık devreye girer. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlatmış olduğu bir soruşturma var. Bilirkişi ile yapmış olduğu bir telefon görüşmesinin rızası olmadan yayınladığınızda bunun Türk Ceza Kanunun 132’nci ve 133’üncü maddeleri gereği haberleşmenin gizliliğinin ihlalidir. Bir kişi ile görüşme yaptığınızda o görüşmeyi karşı tarafın rızası olmadan yayınlarsanız Türk Ceza Kanunun 132 ve 133’üncü maddeleri ihlal edersiniz ve bu iddia nedeniyle başlatılan bir soruşturma. Yine aynı şekilde 277’nci madde ‘Bilirkişiyi etkileme’ suçu kapsamında aynı dosya kapsamında başlatılan bir soruşturmadır. Dolayısı ile burada gazetecilik faaliyeti nedeniyle yapılan bir soruşturma söz konusu değildir. Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı bir soruşturma bunu hep beraber bekleyeceğiz. Burada sizler de gazetecisiniz. Bir kişiyle telefon görüşmesini onun rızası dışında ifşa edebilir misiniz? Sizlerde gazetecilik fakültelerinde okudunuz. Gazetecilik sorumluluğu var. Basın meslek ilkeleri var. Karşı tarafın rızası olmadan bunu yayınlamanız mümkün mü? Yayımlanmışsa bunun suç olarak görüldüğü yer de Türk Ceza Kanunudur. Tabii bunun suç olup olmadığını, bu iddiayı değerlendirecek olan bizler değiliz. Adalet Bakanı olarak ben değilim. Yargı bağımsız ve tarafsız bir şekilde bunu değerlendirecektir. Bu hareketin bu fiilin suç olup olmadığına yargı karar verecektir” dedi.

    “Soruşturma genişletilerek, derinleştirilerek devam ediyor”

    Bolu Kartalkaya’da meydana gelen yangın faciasına ilişkin gelişmeleri ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarına ilişkin gelen soruya Bakan Tunç şunları söyledi:

    “Sayın Özel’in özelikle Kartalkaya ile ilgili yapmış olduğu açıklamaları bir kere esefle kınıyorum. Kartalkaya’da 78 canımızı kaybettik. Büyük bir facia, milletçe derinden sarsıldık. Bu acının üzerine polemik yapmak gerçekten çok çirkin. Burada sorumlular kimse, bu faciaya neden olan kimse ucu nereye dokunursa dokunsun yargıya hesap verecek diyoruz. Onlar ise ucu bize dokunmasın diyor. Arada böyle bir fark var. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden 7 akademişyen var bir de Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden İdare Hukuku Profesörü. Mevzuatımız belli, yönetmelikler belli. Olayda kimin ihmali, kimin kusuru var tüm bunları değerlendirecek olan elbette yargı. Yargı da uzmanlık gerektirdiği için bu konu bilirkişiye tevcih etmiştir dosyayı. Türkiye’nin bu konudaki en yetkin akademisyenleri İstanbul Teknik Üniversitesi Afetbilimleri Enstitüsü, Mimarlık Fakültesi, İnşaat Fakültesi, Elektrik-Elektironik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Fakültesi. Oradaki uzmanlar konuyu detaylı bir şekilde zaten yerinde incelemeyi tamamladılar. Bilgi, belge bütün metaryaller kendilerine taktim edildi ve savcılık makamına raporlarını ulaştırdıklarında tüm gerçek ortaya çıkacaktır. Burada makamı ne olursa olsun, hangi kurum olursa olsun gerek sivil gerek kamu görevlisi bu konuda soruşturma izni talepleri de savcılık tarafından gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda soruşturma genişletilerek, derinleştirilerek devam ediyor.

    “Kimler sorumluysa hep beraber göreceğiz”

    78 canımızı kaybettik. Acısı yüreğimizde yanıyor. Ailelerin acısı çok taze, dayanılır gibi değil. Hep beraber Bolu’ya gittik. O acıyı birlikte yaşadık dolayısı ile bu acıyı milletimize yaşatanlar kimse, hangi makamdaysa hesabını yargı önünde verecek. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bunun takipçisiyiz. Rapor üzerine tartışmalar, yapmış olduğumuz açıklamaları farklı şekilde değerlendirenler oldu. Burada savcılık makamına ibraz edilmemiş, imzasız bir metin. Hukuki bir değeri olmaz bunun. O nedenle korsan ifadesini kullandık. Onun eline onu kim tutuşturmuşsa dosyaya vereceğine, savcılığa vereceğine gidip oraya vermişse bunun hukuki bir değeri olmaz. Konunun uzmanları, teknik detayhları en ince ayrıntısına kadar inceleyecekler. Kimler sorumluysa hep beraber göreceğiz. Yargı şeffaf bir şekilde işleyecek. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Zaten rapor ortaya çıktığında kimin hangi yönetmelik gereğince, hangi mevzuat gereğince hangi fiillerde ihmali bulunduğu tüm detaylarıyla, tüm şeffaflığıyla kamuoyuyla paylaşılmış olacak. Bu suuni tartışmalar da maalesef milletimizi üzen tartışmalar. Bu acı üzerine bu şekilde polemik yapılması hiç doğru değil. Özellikle makam sahipleri kürsülerden çıkıp ‘şunlar sorumludur, benim adamım sorumsuzdur’ Buna sen karar vermeyeceksin buna yargı karar verecek. Bırakın yargı soruşturmalarını yapsın.”

    “16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu kaldıramayan bir şahıs var”

    Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturmalara ilişkin konuşan Bakan Tunç, “Cumhuriyet Savcılığı, yapmış olduğu soruşturmayı devam ettiriyor. Hangi fiilleri nedeniyle soruşturma yapıldığı belli. Bunun buradaki hareketlerinin suç olup olmadığını ortaya çıkartacak olan siz de değilsiniz, ben de değilim. Bunu ortaya çıkaracak olan yargıdır. Bakın arkadaşlar, Ekrem İmamoğlu sürekli polemikten beslenmeye çalışan ve maalesef reyting için yargıya dil uzatmaya çalışan bir kişilik. Bunu kabul etmek mümkün değil. Herkes kendi işine odaklanacak. Yargıya, cumhurbaşkanımıza, bakanlarımıza yönelik böyle yakışıksız üsluplarla, seviyesiz üsluplarla, had bilmez üsluplarla konuşmanın hiçbir kimseye faydası yok. Bu hem devlet adabından nasibini almamaktır hem de millet iradesine saygısızlıktır. Herkes kendi işine odaklanacak. 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu kaldıramayan bir şahıs var. Burada yapmış olduğu açıklamalarla özellikle şahsımıza yönelik bazı ifadeleri oldu. Özellikle bu polemiklerden sürekli beslenmeye çalışan, cumhurbaşkanımıza ve bizlere yönelik hadsiz sözler kullanan bu şahıs benim muhatabım olamaz. Kendi görevini yapsın ve İstanbullu tarafından verilen sorumlulukları yerine getirmeye çalışsın. Sürekli yargıya ve yargı mensuplarına yönelik söylediği yakışıksız sözler kabul edilebilecek sözler değildir” ifadesini kullandı.

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR