• BİRLİKTEN DOĞAN GÜÇ VE MEDYANIN HÂL-İ PÜR MELALİ
    13 Mart 2025 Kaynak: BİDOGU MEDYA

    Medya gitgide dijitalleşti, gazeteler artık internet siteleriyle varoluyorlar. Bu gelişme, dağıtım ve kağıt maliyetleri ile hız açısından ciddi kolaylıklar getirdi. Gazete dağıtım tekellerinin baskısı medyada azaldı. Ancak bu bahar havası çok da uzun sürmedi. Yerine “arama motoru” tekeli geldi. Yani Google tekeli…
    Google bir arama motoru olarak doğdu; fakat bugün geldiği yer çok başka bir kere en büyük reklam dağıtıcısı oldu. Google reklamlarını yeterince kendine çekemeyen internet sitelerinin yaşaması kolay değil. Google daha sonra ayrıca Youtube’un da sahibi oldu.
    Google eskiden, bir nevi promosyon gibi, herkese bedava e-posta vererek yükselişine hız katmıştı. Neredeyse herkesin bir @gmail.com uzantılı maili olmuştu. İnsanlar diğer e-postalarını bırakıp Gmail’e geçtiler. Diğer arama motorlarından vazgeçip Chrome’a döndüler. Siteler git gide Google reklamlarına bel bağladı gelirlerinde; aynı şey Youtube için de vaki oldu.
    Haber yazım kuralları da gazeteciliğin meşhur 5N1K’sı türü kurallardan Google’ın SEO kurallarına hâttâ tam ne olduğu bir türlü net anlaşılamayan “algoritma değişiklikleri”ne bağlı hale geldi.
    Google git gide herkesin hemen her bilgisine de erişir oldu. Yapay zeka yarışında Batı kaynaklı Chat GPT, Grok, birlikte zirve için yarışıyor Google’ın Gemini’si…
    Bir süre önce Google’ın bir algoritma değişikliği yaptığı ve bundan özellikle Türkiye’deki bağımsız veya muhalif internet sitelerinin etkilendiği iddia edildi. Bu yeni “Google etkisi”ni Ulaştırma Bakanlığı bile kabul etmiş gözüküyor ki bu konu hakkında “Google yetkilileriyle görüşmeler devam etmektedir” açıklaması yaptı.
    Konu 12 Mart günü gazeteduvar.com.tr’nin Google’ı suçlayarak yayın hayatına son vereceğini duyurmasıyla daha bir güncel oldu. Hemen ardından birkaç bağımsız ve muhalif web sitesinin “Google baskısı”na işaret eden ortak açıklaması geldi.
    Esasen bu algoritma değişikliği olmadan önce de hem Google hem Youtube (İkisi de şimdi aynı grup) git gide reklam birim ödemelerini azaltıyordu. Eskiden mesela 100 binlik bir internet sitesi Google ödemeleriyle iyi kötü ayakta dururken şimdi milyon trafikle bile bu o kdar kolay değil. Aynı eğilim Youtube’da da yaşandı. (Bunu tümüyle tekelci bir uygulamanın sonucu olarak görmek tam doğru değil elbette; internet trafik hacmi ve sitelerin sayısı muhtemelen hızla büyüyen küresel dijital reklam hacminden daha hızlı büyüyor.)
    Fakat internet medyasının, ki artık git gide ondan bağımsız bir başka medya türü kalmayacak, tek sorunu bu mu? Türkiye’de niçin farklı farklı muhalif veya muvafık küçük medya grupları güç birliğine gidemiyor? Niçin derli toplu bir mali yönetim sergileyemiyorlar, niçin okuyucusuna daha fazla yaslanıp ondan destek almanın farklı yollarını yeterince kapsamlı geliştiremiyorlar? Niçin herkes birbirinin haberlerini çalıp yenden yayınlamaktan başka pek az şey yapıyor?
    Niçin “bağımsız” denen siteler, bGoogle haricinde sadece başka ülkelerin, AB’nin fonlarına veya “hayırsever iş insanları”nın sponsorluklarına güveniyor? Bütün bunlar başlangıçta makul veya mecburi olabilir; ama niçin yıllar içinde başka formüller geliştirilemiyor?
    Aslında dijital medyanın bu sorunları, özellikle ülkemizde, dijital öncesi kağıt medyadan aynen tevarüs etmiş sorunlardı. Yaşı benim gibi medyada (o zamanlar “basın” denirdi) 40 küsur yıl geçirmeye müsait olanlar bu sorunları hatırlar. Bağımsız yayınların, dağıtım tekelleri ve münhasır reklam anlaşmaları ile büyük gruplarca nasıl batırıldığını, nasıl siyasi grupların, büyük holdinglerin kanatları altına girildiği, nasıl giderek bir cins şantaj gazeteciliğinin bile türediğini; itibarlı ve ilkeli gazetecilerin nasıl medyadan dışlandığını… Bütün bunları yaşadık.
    Bütün bunları yaşatanların birçoğu ve onların kimi yetiştirmeleri şimdi dijital medyada at koşturuyor; eski hastalıkların yeni kıyafetler içinde nüksetmesine şaşırmalı mıyız?
    Bidogu.com.tr’yi, yani “Birlikten Doğan Güç”ü biraz da bu sorunlara alternatif çözümler bulmak için çıkardık. Eğlenceli bir ciddiyeti, izleyicilerin sadece izleyici veya okuyucu olmaktan çıkıp aktif katılımcılar olduğu bir yapıyı hedefliyoruz. Başarımız biraz da kamu(oyu)nun bu hedefleri ciddiye almasıyla mümkün. Bu önemli; çünkü güçlü bir Türkiye, kuvvetli bir demokrasi, ancak ayakları mali ve yayın prensipleri açısından yere sağlam basan bağımsız bir medya ile mümkün olacaktır.
    Not: Değerli dostum Zafer Arapkirli ile Bidogu’nun Youtube kanalında çektiğimiz ilk programı da işte bu konuya ayırdık. İkimizin medya geçmişinin toplamı bir asıra yaklaştığına göre belki bu tecrübenin hatılattıklarına siz de göz atmak istersiniz.
    https://www.youtube.com/watch?si=XI3bl84vfgz1ojGN&v=x6wR6eJndvU&feature=youtu.be

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR