CHP Genel Başkanı Özgür Özel bugün öğle saatlerinde yaptığı basın açıklamasında, haklı bir öfke ile bazı haber kanallarına ağır bir dille çattı.

Kimi (benim bir fikrim var ama) kastettiğini açık söylemedi ve olabildiğince açık biçimde gazetecilik ve habercilik etiğinden uzaklaşanları lanetledi.

Açıkça, (mealen) “Sen kitlesel bir bazda yayın yapacaksın. CHP’ye oy vermiş, demokrasiden yana saf tutan insanların da açıp izlediği bir kanal olacaksın. Senin grubunun mallarını (orada ithal bir otomobil markasını da ima etti) tüketen ve sana gelir kazandıran bir kitleye hitap edeceksin. Ama yüzbinlerce insanın katıldığı bir mitingi (Saraçhane) görmezden geleceksin, ya da yayını yarıda keseceksin. Bu halk da tüketimden gelen gücünü gösterir ve seni boykot (bu sözcüğü ben kullanıyorum – z.a.) etmesini de bilir” dedi.

Hattâ bu kanal yöneticilerinin, kapı arkasında “N’apalım yukarıdan telefon geliyor” diye ağlaştıklarını da ima etti. Ama bir yandan da “yayın yönetmenimiz bir kahve içmek üzere yanınıza gelebilir mi?” diye de zaman zaman yavşadıklarını (bu tabir de Özgür Bey’e değil, bana ait – z.a.) anlattı.

Böyle zamanlarda bir seçim yapmak zorundasınız ey medya patronları ve gazeteciler. Ya demokrasi ve hukuktan yana olacaksınız, milyonların sesine kulak vereceksiniz ya da iktidarın emir kulu, tasmalısı konumunda devam edeceksiniz. CHP’den yana tavır almanızı (en çok da ben karşıyım) kimse istemiyor. Ortada tarihi ve fiili bir durum varsa, sadece gazetecilik görevini yapacaksın. Haberi verecek, olanı biteni görmezden gelmeyeceksin.

Ya da tarihte aşağılık “penguencilerin” yanına gömüleceksin. Karar ver kardeşim.