Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklanmasıyla bütün ülkede yaygınlaşarak süren Saraçhane Meydanı protestolarının en büyüğü bugün Maltepe’de gerçekleşiyor. Partinin çağrısıyla mitinge katılmak isteyen vatandaşlar, miting alanına “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarıyla giriş yapıyor. CHP, cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun özgür kalması için imza topluyor.
CHP’nin çağrısıyla düzenlenen ve birçok siyasi parti ile sivil toplum örgütünün destek verdiği buluşma, Maltepe Miting Alanı’nda gerçekleştiriliyor.
İmamoğlu’nun 19 Mart’ta şafak baskınıyla gözaltına alınıp tutuklanması sonrası başlayan protestoların merkezi İBB binasının bulunduğu Saraçhane olmuştu. Saraçhane’deki protestolar, İBB Başkanvekili olarak CHP adayı Nuri Aslan’ın seçilmesi öncesinde sona erdirilmişti. CHP lideri Özgür Özel, Saraçhane’de yapılan son eylemde, “Yarından itibaren Saraçhane’deki akşam toplantılarını bir başka formata çekeceğiz” diyerek bugünkü Maltepe Mitingi’ni duyurmuştu.
Miting için hazırlıklar tamamlandı. Vatandaşlar miting alanına giriş yaparken “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıyor.
Türk Tabipleri Birliği de, “Sarayın hekimi olmayacağız” sloganlarıyla alana doğru ilerliyor.
“Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu için özgürlük” sloganıyla yapılan mitingde; CHP, İmamoğlu için imza topluyor.
Mitinge geniş katılım çağrısı yapan SOL Parti de alanında.
Miting alanına ulaşmak isteyenler istasyonlarda büyük kalabalık oluşturdu. Kalabalık, Marmaray’ın İdealtepe, Süreyyapaşa ve Maltepe istasyonlarının peronlarından başlıyor.Miting, Dilek Kaya İmamoğlu’nun konuşmasıyla başladı. Daha sonra sırayla Mansur Yavaş, Özgür Çelik ve Özgür Özel konuştu.
Ekrem Başkan’a yapılanın ardından ilk olarak gençler sokağa çıktı. Bizim dönemimizde de yapay ayrımlar vardı. Gençlerimizde bayrağımız ve Atatürk etrafında tam bir bütünlük var. Bunun kıymetini hepimizin bilmesi gerekir. Bu memlekete iyilik yapmadınız. Buradaki insanlar tüm bunlara ‘yeter’ demek için toplandı. Haksızlık karşısında insan olmanın fıtratını yerine getiren bu gençlere zarar gelmemeli. Bu milletin gençleri korkuyu değil cesareti Atatürk’ten öğrendi. Bugün o gençler tutuklanıyor.”
“BU MEMLEKETİ BİRLİKTE AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
Bir çağrı yaptığını belirten Yavaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Artık ülke bir kişinin değil 85 milyonun olmalıdır. Bu ülke ‘Benden değilsen düşmanın yanındasın’ diyenlere değil ‘Sen yoksan bir eksiğiz’ diyenlere ait olmalıdır. CHP olarak, tüm muhalefet olarak bu sandık gelecek. Bu saatten sonra kendine muhalif diyen kimse ‘armudun sapı üzümün çöpü’ diyerek ayrılmamalıdır. Ya hep beraber kazanacağız ya da birlikte kaybedeceğiz. Bu memleketi birlikte ayağa kaldıracağız.”
Mansur Yavaş konuşmasını, “Başta Ekrem Başkan olmak üzere tüm tutuklu seçilmiş siyasetçilerin gençlerle birlikte serbest kalmaları gerektiğini haykırıyoruz. Bu güzel ülke için birlikte mücadele edeceğiz ve sonuçta her şey çok güzel olacak” diyerek tamamladı.
Kürsüye gelen ilk isim Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu oldu. Dilek İmamoğlu’nun sahneye çıktığı sırada; “Yalnız değilsin!” sloganları atıldı.Dilek İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Mücadeleye devam. Ekrem için değil, geleceğimiz ve çocuklarımız için mücadeleye devam! Ekrem bayram günü sevdiklerine sarılamayacak. Tüm ekip arkadaşları ve aileleri de bu bayram sevincini eksik yaşayacak. Elbette içimiz yanıyor ama gelecek güzel günlere inancımızı asla yitirmeyeceğiz. İstediğinizi yapın Ekrem’e ceza işlemez!
“Evlatlarımıza haksız hukuksuz yere siyasi maksatlarla kolayca suçlu ilan edip parmaklıklar ardına koyamazsınız”
Soruyorum size hangi duvar sevgiye engel olabilir, hangi demir parmaklık gerçeği hapsedebilir, kim millete zincir vurabilir? Ekrem’in tutuklanması herkesten çok gençlerin kanına dokundu. Adalete ve demokrasiye sahip çıkmanın bu ülkenin geleceğine sahip çıkmak olduğunu en çok gençler hissettiler. Onun için bir araya geliyorlar, tepkilerini demokratik yolla dile getiriyorlar. Bu evlatları suçlu gibi göstermeye çalışanlar bu gençlerin içinde en ufak bir kötülük olduğunu zannedenler bu meydana iyi baksınlar. Bu gençler depremlerde orman yangınlarında kimseden emir beklemeden en önde yardıma koşanladır. Bu ülkenin tüm gençleri bizim evladımızdır. Bütün anneler bunu böyle bilir böyle hisseder. Evlatlarımıza haksız hukuksuz yere siyasi maksatlarla kolayca suçlu ilan edip parmaklıklar ardına koyamazsınız! Adaletsizliğe itiraz eden haklarını arayan evlatlarımıza türlü türlü eziyetler yaşatamazsınız. Türkiye kendi evlatlarına kendi evlatlar eliyle acılar çektiren bir ülke olamaz olmayacak. Haksızlığa karşı durmanın partisi ideolojisi yoktur. Bu bir vicdan meselesidir. Annelerin ahını aldığınız için yenileceksiniz. İyi insanların temiz kalplerine dualarına yenileceksiniz. Bir avuç insan yenilecek milletçe kardeşliğimizi kazanacağız. Bu ülkeyi sevgi kurtaracak. Biliyorum benimle aynı duyguları aynı umudu paylaşıyorsunuz varlığınızla güç veriyorsunuz. Tekrar etmek istiyorum; adalet yasaklanamaz! Vicdan hapsedilemez! Ya hep beraber ya hiçbirimiz.”
Mansur Yavaş’tan gençlere: Doğruyu yapıyorsunuz!
“Bu ülkede artık sabah güneş doğarken umut doğmuyor” diyen ABB Başkanı Mansur Yavaş şöyle devam etti:
“Gençler gitmek istiyor. İş yok, umut yok. Hepimiz zamanında haksızlar hukuksuzluklar karşısında yer aldık, yeri geldi meydanlara indik. Memleketimize ve geleceğimize sahip çıktık. Bizim de önderimiz bugünkü gençler gibi Atatürk idi. Bizim dönemimizde de yapay ayrılıklar vardı. Şimdi gençler arasında tam bir bütünlük var. Anayasal taleplerini medenice kullanan gençlerimizi kutluyorum. Doğruyu yapıyorsunuz. Tam yanı başınızdayız.
Bu ülkenin bir umudu var. O umut okul kapısında bekleyen sabah gözaltı aracıyla tanışan gençlerimizdir. O gençleri korkutmak istiyorlar. Ama bilmiyorlar ki gençler korkuyu değil umudu Atatürk’ten öğrendi. Zapt etmeye çalıştıkları şey bir gençliğin özgürlük talebidir. Gençlik susmaz. Gençlik bir fikirdir, bu ülkenin teminatı ve yüz akıdır.”
Mansur Yavaş’ın ardından kürsüye gelen CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, şunları söyledi:
“Mesele memleket meselesi, adalet, demokrasi, özgürlük meselesi. Eğitim, üretim, paylaşım meselesi. Gelecek kaygısını en çok gençler yaşıyorlar. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini en çok onlar hissediyor. Gençleri anlamayan bir kişi ise iktidarda kalmak için sürekli ayrıştırmak zorunda. Gençler kim kazanacaksa bileğinin hakkıyla kazansın isterler. Herkesten çok bu yüzden gençlerin sesi çıkıyor. Gençlerin hepsiyle gurur duyuyorum. Gençler Erdoğan’a ‘Vatandaşın iradesine el uzatma’ diyorlar. Erdoğan bu seslere kulaklarını tıkıyor. Her şeyi kendi yaptığı halde asla sorumluluk üstlenmiyor.”
Mitingi Silivri’den takip eden İmamoğlu’ndan mesaj
İmamoğlu’nun mitingi Silivri’den takip ettiği öğrenildi. İmamoğlu’nun mesajı ise şöyle:
“Gençler Recep Tayyip Erdoğan’a vatandaşa saygı göster, milletin iradesine el uzatma diyorlar ama Erdoğan bu seslere kulaklarını tıkıyor. Birbiri ardında haksız hukuksuz talimatlar veriyor. Her şeyi kendisi yaptığı halde asla sorumluluk üstlenmiyor. 3 günde 26 milyar dolar uçup gitti. Hiç utanmadan bunun sorumluluğunu da protesto halkını kullanan halkımıza yüklüyorlar. Milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar, başaramayacaklar! Bu millet 7 düvele boyun eğmemiş sandıktan kaçanlara mı boyun eğecek? Bu parmaklıklar benim için yok hükmünde. Çünkü ben hiçbir suç işlemedim. Belediye başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil gurur duyuyorum. 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnımın akıyla çıkmış biriyim. Onlara haydi oradan diyorum! Bu uyduruk davada kendisini aklamak zorunda olan ben değilim. Erdoğan bana karşı her hamlesiyle seçimden kaçan biri olduğunu gösteriyor. Bu mertlikten kaçan hamlesiyle kendisini sevenleri utandırıyor.
Millet iradesine değil ele geçirdikleri güce inananlar kaybedecekler. Hep birlikte iktidarın hesabını boşa çıkardınız. Haklarınıza, geleceğinize ve özgürlüğünüze sahip çıktınız. Atatürk’ün dediği gibi hepiniz özgürlük benim karakterimdir dediniz. Sizinle gurur duyuyorum. Zorbalığa boyun eğmeyeceğiz.”
Mektubun kalanı İmamoğlu’nun yapay zeka ile yapılmış görüntüsü ve sesiyle şöyle aktarıldı:
“Mertlikle namertliği yeneceğiz. Bu yola çıkarken de ifade ettiğim gibi ben makama değil uzun, zorlu bir yola talibim. Bir avuç insanın daha ne tertipler kurabileceğini çok iyi biliyorum. Ama hiç korkum yok çünkü arkamda, yanımda siz varsınız. Millet zalimin zulmün karşısında birleşmiştir. Gençler, kadınlar ayaktadır. Bu millet teslim alınmayacağını göstermiştir. millet tüm tuzakları ezip geçeceğini göstermiştir. Hak yemem, hakkımı da yedirmem dedim. Ne olursa olsun bu mücadeleden bir adım geri atmam dedim. Sözümde duracağım asla geri adım atmayacağım. Cumhurbaşkanı adayı olarak dürüstçe, mertçe çalışacağım. Demokratik bir düzen için korkmamdan yılmadan yorulmadan mücadele edeceğim. Kendimi önce Allah’a, sonra milletime emanet ediyorum. Millet bütün iktidarlardan büyüktür.”
Özgür Özel: Korkuyu, endişeyi, yorgunluğu evde bıraktık!
Kürsüye son olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel geldi. “Ülkesine, milletine, geleceğine sahip çıkanlara, korkmayanlara, sinmeyenlere, bir adım geri atmayanlara, yüreğinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan Türkiye ittifakının tüm renklerine, karşımızdaki bir avuç zalime teslim olmayan milyonlara merhaba” diyerek sözlerine başlayan Özgür Özel, şöyle konuştu:
“Sincan’a, Edirne’ye, Silivri’ye, Kandıra’ya, belediye başkanlarına, belediye meclis üyelerine, siyasetçilere, en çok da hepimizin gelecek umudu öğrencilere merhaba. Herkes memleketine gidebilir, parası olsa tatile gidebilir. Bugün bu meydana gelip toplanmak, bu iradeyi ortaya koymak, ‘bu büyük mücadele aksar’ dediler ama Silivri’de yatan arkadaşlarımız da bizler de 19 Mart’ta yaşananlardan sonra neredeyse sokağa çıkmayı yasaklayıp, İstanbul’un iradesini yalnız bırakmaya çalışanlara inat, Saraçhane’ye koşan milyonlar bize artık endişenin, korkunun evde kaldığını gösterdiler. Sokaklardayız, meydanlardayız.
Bugün burada sadece bir miting yok. Bütün metro istasyonlarında, marmaray istasyonlarında mitingler var. Sandıkla geldiği halde sandıkla gitmeme hayalini hayata geçirmek için demokraisi araç gören, kendinden sonraki cumhurbaşkanını engellemek için halefine darbe yapanları yeneceğiz. Bu güzel ülkeyi onlara asla teslim etmeyeceğiz. Millet 31 Mart’ta iktidarı değişim sürecini başlattı. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü’nde 1 kez, İstanbul’da ise 3 kez Erdoğan’ı ve karşısına çıkardığı adayları, Meclis başkanlarını, başbakanları, bakanları yendi.
Biz bu süreci bir zafer, bir kibir, kazanmanın tadını çıkarma deği bir görev olarak gördük. Türkiye’de bütün seçmenlerin, bizi sandıkta destekleyen bütün demokratlara yakışan şekilde çalışmaya devam ettik. Biz milletten aldığımız yetkiyi kimseyle didişmeden, kutuplaşmadan, o ağzı kötü, zihni kötü, her fırsatta hakaret yağdıranlara uymadan, AKP’nin, MHP’nin kıymetli ama hor gördüğü seçmenlerle ilişki kurduk. Hepimizin gözü önünde ‘silkeleyin’ talimatı verdi. CHP’li belediyeleri silkeleme hadsizliğine giriştiler.
Geçim yoksa seçim olur, erken seçimin adayı erken belli olur dedik. Birileri kötülüğe iyice karar vermiş. Seyyar giyotini Tayyip Bey ödüllendirerek bakan yardımcısı yapmıştı. Bakan yardımcılığı kendi deyimiyle siyasi bir pozisyondu. O seyyar giyotini İstanbul’da görevlendirdi ve ondan sonrasını hep birlikte yaşadık. Biz sinmek yerine büyük bir mücadele ilan ettik. Ön seçimi duyurduğumuz gün Ekrem Başkan’a yasak getirilmeye çalışıldı ve ondan sonra süreci iyice hızlandırdılar ki fakülte yönetiminin iptal etmeyeceğini anlayınca üniversite yönetimini topladılar. 19 Mart’ta Ekrem Başkanı gözaltına alıp 4 gün tuttular. İşte o bir kırılma anıydı. Ya bekledikleri gibi herkes evinde oturacaktı ya da dünyanın en korkak saldırısına karşı millet cesaret kazanacaktı. İstanbul Üniversitesi önüne çekilen barikatı yıktı attı. İstanbul Üniversitesi’nin öncü sesine ODTÜ’nün devrimci sesi eklendi. Tüm üniversiteler eklendi.
Bu süreçte her gece biz çoğaldıkça, daha kalabalık oldukça, Ankara ODTÜ’ye yürüdükçe mücadele büyüdü. 15 buçuk milyon kişi geldiler ve seçtiler. “Tek adama hayır, diktaya hayır, millet biziz, biz kazanacağız” dediler.
Tarihin en büyük buluşmasını burada gerçekleştiriyoruz. Darbeciler hala iktidarda oldukları için şu an başımızda cunta pozisyonunda duruyorlar. Çeşitli cezalarla lisansları iptal edilmeye çalışılan Tele 1, Sözcü TV, Halk TV ile dayanışma içerisinde olacağız.
Erdoğan’a tarihin en büyük meydan okumasını yapıyorum. Ekrem Başkan diyor ki yargılanmam TRT’den canlı yayın yapılsın. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Tanık yok, şahit yok, delil yok. FETÖ’den miras kalan gizli tanıklar.”