• INSTAGRAM KUŞAĞININ BAYRAMLARI: GELENEKLER DİJİTALE TAŞINIRKEN
    31 Mart 2025 Kaynak: BİDOGU MEDYA

    Bayramın Kokusunu Hatırlayanlar

    Bir zamanlar bayram, sadece takvimdeki kırmızı bir gün değil; hissedilen, yaşanan, içselleştirilen bir kültürdü. Bayram sabahı, fırından yeni çıkmış çöreklerin kokusuyla uyanılırdı. Çocukların bayramlık kıyafetleri bir gece önceden başucuna hazırlanır, sabaha kadar heyecandan gözlerine uyku girmezdi. Mahalle fırını, baklava tepsileriyle dolup taşar; her evin avlusu, temizliğin, telaşın ve misafir hazırlığının coşkusuyla şenlenirdi.

    Ev ev dolaşılır, her kapıda bir şeker uzanırdı küçük ellere. Büyüklerin elleri öpülür, karşılığında harçlık alınırdı ama mesele para değil, hatırlanmak ve birlikte olmaktı. Bayram, aynı sofrada buluşmak, aynı duayı paylaşmak, göz göze gelmenin sıcaklığıydı.

    Yeni Bayramlar – Dijital. İç içe geçmiş duygular – neşeli, ama hafif özlemli bir derinlik

     

    Dijital Bir Bayram Hikâyesi

    Bugün bayram sabahı, çoğu genç için Instagram’da başlıyor. Önce aynada bir selfie, ardından #BayramKombini etiketiyle paylaşılan bir fotoğraf, sonra da filtreli kahvaltı masası görüntüsü… Ziyaretler yerini görüntülü aramalara bıraktı, bayram mesajları ise binlerce kişiye gönderilen kopyala-yapıştır metinlere dönüştü. Büyüklerin elini öpmek yerine emojiler kullanılıyor, tatlılar fiziksel olarak değil; “aşırı güzel görünüyor” yorumlarıyla tüketiliyor.

    Daha da ötesi, bayram tatili artık bir ‘kaçış fırsatı’ olarak görülüyor. Otellerde, sahillerde, yurt dışı planlarında geçiyor birçok genç için bu özel günler. Bir anlamda dijital kuşak, geleneksel bağların yerini sanal temaslarla ikame etmeye başladı.

    Yalnızca Eleştirmek mi Gerekir?

    Ancak bu dönüşümü sadece “bozulma” olarak görmek adil olmaz. Çünkü her çağ, kendi iletişim araçlarıyla duygularını ifade eder. Bugünün gençleri, sosyal medyada bir paylaşım yaparak ailesine, dostlarına ulaşıyor. Fiziksel olarak aynı şehirde olmasalar bile, ekran üzerinden birbirlerine bayram tebessümleri taşıyorlar.

    Görüntülü görüşmeler sayesinde, gurbetçiler sevdikleriyle aynı sofrada olamasa da aynı anda çay içebiliyor. Bayramdan birkaç gün önce çekilen aile videoları, dijital albümler hâlinde paylaşılırken, dedeler torunlarının kahkahasını ilk kez telefondan duyuyor.

    Bu yeni dilin içinde yine sevgi, özlem ve bağ kurma arzusu var. Ancak araçlar farklılaştı. Gelenek, dijitalde yeni biçimlere büründü.

    Tehlike: Görünmek mi, Hissederek Yaşamak mı?

    Yine de dijitalleşmenin getirdiği bazı tehlikelere dikkat etmek gerekiyor. Bayramlar sadece bir “içerik üretme” zamanına dönüşürse, bu kültürel mirasın içi boşalabilir. Görüntüler, duyguların önüne geçmeye başlarsa; gösterilenle hissedilen arasındaki fark büyür.

    Eskiden şeker uzatırken göz göze bakılırdı, şimdi mesaj gönderilirken bakılan sadece ekran. Gelen mesajların içeriği değil, gönderip göndermediği hatırlanıyor. Bayram; samimiyetin, hatırlanmanın, affetmenin zamanıydı. Şimdi ise hızın, gösterişin ve anlık görünürlüğün bayramı hâline gelme riski taşıyor.

     

    Sosyal Medya ile Değil, Sosyal Hafıza ile Kutlamak

    Burada asıl mesele, sosyal medyanın varlığı değil; onun nasıl kullanıldığıdır. Eğer bir genç, Instagram’da annesiyle çekilmiş eski bir bayram fotoğrafını paylaşırken altına içten bir not düşüyorsa; bu hâlâ bir hatırlamadır. Bayramın ruhunu yaşatmanın dijital yolları elbette olabilir. Ancak o ruh, sadece filtresiz duygularla korunabilir.

    Bayram mesajları yerine telefonla kısa bir sesli mesaj, bir videolu tebessüm, bir el yazısı not… Bunlar, dijital çağda bile bayramı yaşayan, hisseden, sürdüren adımlardır.

     

    Geleceğin Bayramlarına Kültürel Yatırım

    Instagram kuşağı, değişen bir dünyanın çocuklarıdır. Onları geçmişin aynısını yaşamadıkları için eleştirmek yerine, bugünün araçlarıyla nasıl köprü kurabileceklerini göstermek daha anlamlıdır. Aileler çocuklarına sadece “bizim zamanımızda…” demekle yetinmemeli; birlikte yeni bayram ritüelleri inşa etmelidir.

    Belki birlikte bir bayram videosu hazırlamak, aile albümünden seçilen fotoğrafları hikâye olarak paylaşmak ya da bayram kahvaltısında herkesin bir anısını anlatması gibi… Kültür, sadece korunarak değil; yeniden üretilebildiği zaman yaşar.

     

    Bayramlar El Değil, Kalp Öpmekle Kutlanır

    Her nesil bayramı kendi diliyle kutlar. Önemli olan o dilin içini hangi anlamla doldurduğumuzdur. Bugün el öpmek yerine emoji gönderen gençler, yarın kendi çocuklarına belki sanal gerçeklikte bayram sofraları kuracak. Ama hâlâ paylaşacak bir şeyleri varsa, hâlâ birini hatırlayıp arıyorsa, o hâlâ bir bayramdır.

    Gelin, bu bayramda sadece paylaş tuşuna değil, kalbimize de dokunalım. Çünkü bayram, teknolojiyle değil; içtenlikle güzelleşir.

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    ÇOK OKUNANLAR