İran ile ABD arasında uzun süredir devam eden nükleer kriz, Umman’da yapılacak dolaylı görüşmelerle yeniden gündeme geliyor.
İran Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi liderliğindeki bir heyetin Umman’ın başkenti Maskat’a hareket ettiğini açıkladı. Heyetin temel hedefi, Tahran ile Washington arasında yıllardır çözülemeyen nükleer meseleler başta olmak üzere iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları değerlendirmek ve çözüm yolları aramak.
Amerikan tarafı da görüşmeler öncesi pozisyonunu netleştirdi. Eski Başkan Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff, Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada, ABD’nin önceliğinin İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemek olduğunu belirtti. “Bu bizim için kırmızı çizgi,” diyen Witkoff, müzakerelere, İran’ın nükleer programının tamamen kaldırılması hedefiyle başladıklarını söyledi. Ancak bu tutumun, farklı uzlaşma modellerine kapalı oldukları anlamına gelmediğini de vurguladı.
İran cephesinden ise kararlı mesajlar geldi. Bakanlık sözcüsü İsmail Bagayi, görüşmelerin İran halkının onurunu koruma çabasının bir parçası olduğunu dile getirerek, “Ulusal egemenliğimizi her koşulda savunacağız” dedi.
Bu karşılıklı açıklamalar, geçtiğimiz haftalarda yürütülen diplomatik temasların devamı niteliğinde. Geçen ay ABD Başkanı Trump, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e doğrudan müzakere önerisi içeren bir mektup göndermişti. İran ise yanıtını Umman üzerinden iletmiş ve sadece baskı içermeyen dolaylı görüşmelere açık olduklarını ifade etmişti.
Tüm bu gelişmelere rağmen Trump, 7 Nisan’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede, 12 Nisan’da İran ile doğrudan bir temas kurulacağını açıkladı. “İran ile doğrudan görüşeceğiz. Belki de büyük bir anlaşmaya imza atacağız” sözleriyle olumlu bir hava yarattı.
Ancak İran Dışişleri Bakanı Arakçi aynı gün yaptığı değerlendirmede, Maskat’ta yalnızca dolaylı görüşmelerin yapılacağını açıkladı. Bu durum, tarafların müzakerelere dair farklı beklentilere sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Gözler şimdi Maskat’ta başlayacak temaslarda. Görüşmelerin başarısı, yalnızca Tahran-Washington hattını değil, küresel diplomasiyi de önemli ölçüde etkileme potansiyeli taşıyor.