ABD Başkanı Donald Trump, San Francisco açıklarında müze olarak hizmet veren Alcatraz Adası’ndaki tarihi hapishanenin tekrar cezaevi olarak kullanılmasını istedi.
ABD Başkanı Donald Trump, tartışmalı bir adım atarak San Francisco Körfezi’ndeki ikonik Alcatraz Hapishanesi’nin tekrar faaliyete geçirilmesi talimatını verdi. Uzun yıllardır müze olarak hizmet veren ve her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği ada, Trump’ın planları doğrultusunda yeniden en tehlikeli suçluların tutulduğu yüksek güvenlikli bir cezaevi haline gelebilir.
“Artık Müsamaha Göstermeyeceğiz”
Truth Social platformu üzerinden yaptığı açıklamada Trump, Amerikan toplumunun uzun süredir şiddet eğilimli suçlularla mücadelede zayıf kaldığını savunarak, geçmişteki “ciddi ulus” vurgusuyla dikkat çekti.
“Geçmişte daha ciddi bir ulusken, en tehlikeli suçluları hapsetmekten çekinmezdik. Bu suçlulara daha fazla müsamaha göstermeyeceğiz.”
diyen Trump, Federal Cezaevleri Bürosu’na Alcatraz’ın restore edilip genişletilerek cezaevi olarak yeniden devreye alınması talimatını verdiğini duyurdu.
Güvenlik ve Sembolizmin Merkezi
Trump’ın bu hamlesi, kamuoyunda güvenlik politikaları üzerinden tartışma yaratırken, Alcatraz gibi sembolik bir yapının tekrar cezaevine dönüştürülmesi ABD’de suçla mücadele politikalarının sertleşeceği yönünde yorumlandı. İnsan hakları savunucuları ise müze statüsündeki yapının tekrar hapishane haline getirilmesine karşı çıkıyor.
ALCATRAZ HAPİSHANESİNİN TARİHÇESİ
San Francisco Körfezi’nde yer alan Alcatraz Adası, 1934-1963 yılları arasında Amerika’nın en güvenlikli federal hapishanelerinden biri olarak faaliyet gösterdi.
“Kaçışı imkânsız” olarak bilinen hapishanede Al Capone ve Robert Stroud (Kuşçu) gibi dönemin en azılı suçluları tutuldu. Soğuk, sisli havası ve sert disiplin kuralları nedeniyle esir kampına benzetilen Alcatraz, 1963’te kapatıldı. 1973 yılından itibaren ise müze olarak ziyaretçilere açıldı. Bugün yılda yaklaşık 1,5 milyon kişi adayı ziyaret ediyor.
ALCATRAZ’DAN KAÇIŞ: TARİHE GEÇEN FİRAR VE 51 YIL SONRA GÖNDERİLEN ŞAŞIRTICI MEKTUP
Alcatraz Adası’nın “kaçılması imkânsız” unvanını sarsan en dikkat çekici olay, 11 Haziran 1962 gecesi yaşandı. Frank Morris ile John ve Clarence Anglin kardeşler, aylar süren titiz hazırlıkların ardından hapishaneden kaçmayı başardı. Mahkûmlar, hücre duvarlarının arkasındaki havalandırma boşluklarını kaşık ve el yapımı aletlerle oyarak genişletti. Gece kontrollerinde fark edilmemek için yastıklarının üzerine alçıdan yapılmış, saçlarla süslenmiş sahte başlar yerleştirdiler.
Hücrelerinden çıkan mahkûmlar, çatıya tırmandıktan sonra sahile inerek, yağmurluklardan yaptıkları şişirilebilir botla San Francisco Körfezi’ne açıldılar. O gece kayıplara karışan üçlüden bir daha haber alınamadı. FBI yıllar süren soruşturmaların ardından, mahkûmların muhtemelen suda boğulduğunu ve kaçışın başarıya ulaşmadığını açıkladı. Ancak yıllar sonra ortaya çıkan bir mektup, bu kanaati ciddi şekilde sarsacak türdendi.
2013 yılında San Francisco’daki bir televizyon kanalına ulaşan ve FBI’a da iletilen isimsiz bir mektupta, kaçan mahkûmlardan birinin hâlâ hayatta olduğunu iddia etmesi dikkat çekti. Mektubun yazarı, “Ben John Anglin’im,” diyerek şöyle devam etti:
“1962’de Alcatraz’dan kaçtım. Evet, o kaçış gerçekti. Frank Morris 2008’de öldü. Kardeşim Clarence 2011’de hayatını kaybetti. Ben hâlâ hayattayım ama çok hasta bir durumdayım. Kanserim. Eğer bana tıbbi yardım ve düşük bir ceza garantisi verilirse, nerede olduğumu söylemeye hazırım.”
FBI, mektubun gerçekliğini kesin olarak doğrulayamasa da, parmak izi ve el yazısı analizleri sonucunda ihtimal dışı da bırakmadı. Olay yeniden kamuoyunun gündemine taşındı ancak yazarı hiçbir zaman ortaya çıkmadı.
Bu gelişme, Alcatraz’dan yapılan kaçışın yıllar sonra bile nasıl bir gizem ve spekülasyon konusu olmaya devam ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
ALCATRAZ’IN KONU EDİLDİĞİ ÜNLÜ FİLMLER
- Escape from Alcatraz (1979) – Clint Eastwood’un başrolünde olduğu film, Alcatraz’dan kaçan mahkumların gerçek hikâyesini anlatır.
- The Rock (1996) – Nicolas Cage ve Sean Connery’nin oynadığı aksiyon filmi, Alcatraz’ı modern bir rehine krizinin merkezi olarak konu alır.
- Murder in the First (1995) – Alcatraz’daki ağır hapishane koşullarının dramatik bir yansıması olarak bilinir.
