BİDOGU-
Merhaba,
Bu yazımızda biraz nostalji, biraz mizah ve bolca içgörü var. Bugünün Dünyasında Bir Güzin Abla Olsa…? sorusunun peşine düşüyor ve Güncel Güzin Ablayı hayal ediyoruz.
Bir zamanlar,
Sevgili terk ederdi → mektup yazılırdı.
Gelin-kaynana sürtüşürdü → mektup yazılırdı.
Baba evden gitse, patron küplere binse→ mektup yazılırdı.
Kısaca derdi olanın gazeteye mektup yolladığı bir dönem vardı. Mektupların adresi belliydi: Güzin Abla. Ona yazarken insan kendini bir postacıya değil, içindeki çocuğa mektup yazar gibi hissederdi.
Kısıtlaması olmayan, bolca noktalama işareti ve kalpten bir anlatımla yazılan bu mektupların varlık sebebi şuydu: Yargılanmadan, üzülmeden, duyulma arzusu. Biri beni anlasın.
İşte o “biri” de Güzin Abla’ydı. Abla ama senin ablan değil. Toplumun ortak ablası. Gazete okunan evlerde mutfak masasının köşesindeki köşeydi sanki psikolojik ilk yardım çantası gibi.
O ne yapardı? Empati, tavsiye, biraz da azarlama. Ama bize iyi gelirdi. Çünkü biri bizi okumuştu. O, herkese mesafeli ama herkese derman bir figürdü. Anonimdi. Sertti. Direkt konuşurdu. “Unut gitsin.” derdi. “Erkek milleti böyledir.” derdi. Çoğumuzun ilk “gizli danışman” deneyimiydi o.
Günümüzde herkes o kadar “yoğun, yorgun, kırmızı çizgili” ki kimse kimseyi dinlemediği gibi yeterince zaman ayıramıyor. Terapiye gitmek herkes için erişilebilir değil, sosyal medya dert anlatmak için fazla kalabalık. Yalnızız. “Sana ne oldu?” diye soran yok. Ama biz duyulmak ve görülmek istiyoruz. “Samimiyetle temas” arıyoruz.
Temas Basit Ama Dönüştürücüdür
Çoğu zaman temas iletisi, basit bir bakışta, içten bir “anlıyorum”da ya da omuza uzanan bir elde gizlidir.
Tek başına çözüm sunmaz, ama duygunun yükünü hafifletir.
Ve bazen, bir insanın en çok ihtiyacı olan şey budur.
Mizah bir yana, bu “Modern Güzin Abla” sadece bir karakter değil aslında bir ihtiyaç.
- Hem duyulmak istiyoruz
- Hem dönüşmek
- Hem birinin “Seni Anlıyorum” demesine,
- Hem de “Peki buradan ne öğrendin?” diyen birine.
Evet, “Modern Güzin Abla” ruhunu taşıyan ama bugünün diline, mecrasına ve farkındalık düzeyine uyarlanmış pek çok kişi ve içerik var — ama isimleri artık “abla” değil. Onlar Abla değil otorite, kanka ama bilge, samimi ama yüzleştirici. Biraz arkadaş, biraz abla, biraz ilişki koçu, biraz duygusal dayanışma influencer’ı…
Ama asla yargılayıcı değil. Duygusal zekâsı yüksek, mizah duygusu güçlü ve aynı anda hem dert ortağı hem yol gösterici bir karakter hem de bilinç yükseltiyor.
Klasik Güzin Abla “görünmeyen bir abla”ydı — sadece yazardı, ama göz göze gelinmezdi. Oysa modern “bilge kanka”, seninle ekrandan da olsa dijital göz teması kurar. Ve artık gazete köşesinden değil, canlı yayınlardan, video görüşmelerden ve reels den seslenir.
Göz teması, insan ilişkilerinde en derin teması başlatan sessiz bir davettir. Birinin gözlerine baktığında sadece onun fiziksel varlığını değil, iç dünyasını da fark edersin. Sözlerin sustuğu, maskelerin düştüğü o anlarda göz teması, “Seni görüyorum, buradayım” demenin en sade ama en etkili yoludur.
Modern dünyada göz teması lüks gibi görünse de aslında en temel ihtiyaçlarımızdan biridir: Görülmek, duyulmak ve anlaşılmak. Çünkü bazen bir çift göz, bin kelimeden daha çok şey söyler.
Görüşmek üzere…