• RÜZGÂR ŞEYSİ
    29 Haziran 2025 Kaynak: BİDOGU MEDYA

    Sevmiyorum.

    Nehirlerin akışına, rüzgârların esişine, hattâ fırtınanın büyüklüğüne, yanardağların indifa şiddetine göre tavır alan, kokuyu iyi ve hızlı alıp buna göre yön belirleyen ve yükselen değerlerin rengine kokusuna, dokusuna uygun tavır belirleyip kahraman etiketini kapanlara tahammül edemiyorum.

    Siyasetçi (zaten adı üstünde, siyasetçi) bunu yapsın da… Gazeteci oldu mu, vallahi ve billahi dayanamıyorum.

    Adama/Kadına bakıyorsun. “AKP’nin AKP olduğu” devirlerde, övgüden yere göğe sığdıramıyor. “FETÖ’nün FETÖ olduğu dönemde, pohpohlamış, yılışık yılışık ‘hizmet’ övgüsü yapmaktan utanmamış. Ağzını her açtığında, klavyenin başına her oturduğunda yıllardır şu muhabbet içinde olmuş:

     

    “Canım, adamların hakkını da teslim edelim. Askeri vesayeti kırdılar. Bugüne kadar yapılmamış, yapılamamış şeyleri gerçekleştirdiler. Başörtüsüne özgürlük sağladılar. Az bir şey mi bunlar? Ülkeyi AB rotasına soktular. Tabuları yıktılar. Biz uzun yıllar niyet okuyarak yanlış yapmışız. Bunları sakallı, takunyalı gerici sürüsü gibi görmüşüz. Türkiye’nin önünü tıkayan setleri nasıl bir bir yıktıklarını görmüyor musunuz? Bazı hataları olsa da, yaptıklarını küçümsememek lazım. Zaten seçim üzerine seçim kazanıyorlar. Acımasızca eleştireceğinize onlardan daha başarılı bir alternatif üretmeye çalışın da iktidara gelmenin yollarını arayın. Zaten CHP’nin en büyük sorunu bu…”

     

    Deniz Baykal‘lı yıllarda da, Kılıçdaroğlu döneminde de yerden yere vurmuş CHP’yi. Aşağılamış, küçümsemiş. Her seçim kaybettiğinde acıma duygularıyla yerin dibine batırmış. “Bunlardan bir halt olmaz abi” diye muktedirin safında, onlarla aynı ağzı kullanarak “hakir” görmüş ana muhalefeti.

     

    Bugün bir de bakıyorsun;

    Aynı CHP, ideolojisinden çizgisinden bir şey değiştirmemiş. Programını ve vizyonunu, ufkunu değiştirme anlamında hiçbir kurultayda hiçbir değişime uğramamış. Sadece lider değiştirmiş. Ama muktedirin artık köşeye sıkıştığı gidici olduğu, üstelik de 2015’ten beri sürekli kaybettiği bir süreç giderek hız kazanmış.

    Toplumsal dinamikler, halkın kabaran öfkesi, emekçinin, emeklinin, öğrencinin, ezilen kitlelerin tahammülsüzlüğü zirve yaparken yükselen toplumsal dalga, bugünkü CHP liderliğini “önüne katmış” seçimler kazandırmış ve nihayet “sokağın meydanın, salonda klavye başında, kürsüde değil, sokakta aktif eylemin önem ve anlamını” kavramış.

     

    Bir şeyler oluyor, yani…

    “Bizimki”, anında makas değiştirip sörfünü kapmış (çok iyi koku alır burnu) bu dalganın üzerinde yerini alıvermiş.

     

    Bugüne kadar, (dalga henüz kabarmaya başlamadan) sokaklarda dayak ve işkenceden geçirilen, şafak baskınlarında yerlerde sürüklenen, mahkeme karakol ve savcılık sorgularından ve salonlarından yorgun düşmüş, defalarca işinden atılmış işsiz kalmış hiçbir meslektaşının, grevi kırılan, işlerinden edilen hiçbir emekçinin yanında durmamış. Ama bugün “doğru köşeyi” iyi okumuş olmaktan kaynaklı bir oportünizmle “hooop” diye kahraman koltuğuna zıplayıvermiş.

     

    İnsanın, gerçekten midesi bulanıyor.

    Kimse kusura bakmasın.

    Siz yiyin isterseniz.

    Benim karnım tok arkadaşlar.

    Göz göre göre midemi bozamam.

    Bayat ve “TETT”si sıkıntılı mallar bunlar.

     

    Bu malı ben almayayım.

     

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR