BİDOGU- Gazeteci ve BirGün yazarı Timur Soykan, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek dün gözaltına alındı. Soykan’ın bugün saat 11.00 sularında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmesi bekleniyor.
Gözaltı kararının gerekçesi, Soykan’ın CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin sosyal medya paylaşımları oldu. Gazeteci Şule Aydın, dün yaptığı açıklamada gözaltı işleminin X (eski adıyla Twitter) üzerinden yapılan eleştirilere dayandığını belirtti.
“Gözaltına alınmam bir fıkradan farksızdır”
Timur Soykan, dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifadesinde gözaltına alınmasının absürtlüğüne dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı: “Paylaşımım ile buradaki sözlerimin ve eleştirimin sonuna kadar arkasındayım. Yargıda siyasi talimat ile görevini suistimal eden ve muhalefeti sindirmeye çalışan bir oluşum söz konusu. Yolsuzluk operasyonu adı altında sadece siyasilerin hedef gösterdiği muhalefet belediye başkanlarına operasyon yapılması bunun kanıtıdır. Bu herkesin bildiği aleni gerçeğe rağmen benim yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçlaması ile gözaltına alınmam bir fıkradan farksızdır.”
Eleştirilerin hedefi: İktidarın muhalefet üzerindeki baskısı
Soykan’ın gözaltına alınmasına neden olan paylaşımlar arasında, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin gözaltına alınmasının ardından yaptığı şu değerlendirme yer alıyordu: “Darbe sürüyor. Halkın iradesi gasp ediliyor. Sandığın manası kalmıyor.”
Aynı gün içinde yaptığı diğer paylaşımlarda ise şu sözleri kullandı:
“Seçimde AKP’yi yenmek suç olarak yasalara girsin. Böylece halen yargı varmış gibi davranmak külfetinden kurtulurlar.”
“Rejim, toplumu yolsuzluk operasyonlarına ikna etmek gibi bir derdinin kalmadığını ilan ediyor. Halka ‘Benim dışımda bir iktidarı seçemezsin. Esirimsin’ diyor. Halk ya bu baskıya boyun eğerek rejimin kölesi olacak, daha da yoksullaşacak ya da özgürlüğünü, haklarını, ülkesini savunacak.”
Suçlama: Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak
Soykan hakkında yöneltilen suçlama, Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi kapsamında “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” oldu. Avukatları ve meslektaşları, bu sürecin doğrudan ifade özgürlüğüyle ilgili olduğunu savunuyor.