BİDOGU- Danıştay, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attığı gerekçesiyle ihraç edilen bir akademisyenin görevine iadesine karar verdi. Karar, PKK’nin sembolik silah bırakma töreniyle aynı güne denk gelerek barış ve demokrasi gündeminde çarpıcı bir eşzamanlılık yarattı.
Danıştay’dan Tarihi Geri Dönüş Kararı
2016’da imzalanan ve Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde büyük tartışmalara yol açan “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisinde imzası bulunan bir akademisyen için Danıştay 5. Dairesi, görevine iade kararı verdi. Böylece Barış Akademisyenleri olarak bilinen ihraç edilmiş akademisyenler için yargı yolunda ilk somut geri dönüş adımı atılmış oldu.
Hakların İadesi ve Tazminat
Danıştay, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin ret kararını bozarak, akademisyenin özlük haklarının iadesine ve mahrum kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmetti. Kararda, yürütmeyi durdurma harcının da davacıya iadesine karar verildi. Karar 27 Şubat 2025’te oy çokluğuyla alındı ve kesinleşti.
Ne Olmuştu?
2016’da 1128 akademisyen, Güneydoğu’da yaşanan çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları sürecinde, devletin uygulamalarını eleştiren bir bildiri yayımlamıştı. Bu bildiri sonrası, birçok akademisyen hakkında soruşturma açılmış, 406 kişi OHAL KHK’larıyla ihraç edilmiş, bazıları ise “terör örgütü propagandası” iddiasıyla yargılanmıştı.
AYM Kararı: İfade Özgürlüğü
2019 yılında Anayasa Mahkemesi, bu bildirinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine karar vererek akademisyenlerin cezalandırılmasının hak ihlali olduğuna hükmetmişti. Ancak buna rağmen birçok akademisyen, OHAL Komisyonu kararları nedeniyle görevlerine dönememişti.
Simgesel Çakışma: Aynı Gün PKK Sembolik Olarak Silah Bıraktı
Danıştay’ın bu kritik kararı, PKK’nin Irak’ın Süleymaniye kentinde gerçekleştirdiği sembolik silah bırakma töreniyle aynı gün açıklandı. Türkiye’nin “Terörsüz ve Demokratik Türkiye” vizyonuyla barışçıl çözüme yöneldiği bu dönemde, ifade özgürlüğü ve adaletin yeniden tesisine yönelik bu yargı kararı, tarihsel bir anlam taşıyor.
Hukuki ve Siyasi Anlamı Ne?
Barış Akademisyenlerinin görevlerine dönüşü konusunda bir içtihat niteliği taşıyan bu karar, hem akademik özerklik, hem de hukukun üstünlüğü açısından dönüm noktası olarak görülüyor.
Uzmanlara göre karar, OHAL döneminde alınan idari kararların yargı denetimine tabi olduğunu açıkça ortaya koyarken, diğer akademisyenler için de emsal oluşturabilecek.
Süreç Nasıl Devam Edecek?
Bu kararın ardından benzer davalarda yargı yolunun açılması, Anayasa Mahkemesi kararlarının etkisinin yaygınlaştırılması ve OHAL Komisyonu’nun kararlarının daha sık yargı denetimine tabi tutulması bekleniyor.
Akademisyenler ve hukukçular, bu kararı “adaletin gecikmiş ama güçlü sesi” olarak değerlendiriyor.