• Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda konuştu:
    22 Temmuz 2025 Kaynak: BİDOGU MEDYA

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2025) önemli açıklamalarda bulundu. Savunma sanayisindeki gelişmelere dikkat çeken Erdoğan, yerlilik oranının yüzde 80’i aştığını belirtti.

    Erdoğan konuşmasında, güçlü bir savunma altyapısının barışın teminatı olduğuna vurgu yaparak, “Barış istiyorsan caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak zorundasın” dedi. Türkiye’nin savunma alanındaki yatırımlarının ve ihracat başarılarının altını çizen Cumhurbaşkanı, savunma sanayisinin dışa bağımlılıktan kurtulmasının stratejik önem taşıdığını ifade etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından detaylar şu şekilde:

    İstanbul’umuza hoş geldiniz. Fuar kapsamında yapacağınız görüşmelerin, kuracağınız ortaklıkların şimdiden ülkelerimiz, sektörlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

    Milli savunma Bakanlığımızı,Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfımızı yürekten tebrik ediyorum. Fuarda boy gösteren firmalarımıza teşekkür ediyorum.

    Bu yıl 17.sini düzenliyoruz. Bir milletin bağımsızlık yürüyüşüne burada tanıklık ediyoruz.

    Fuarımıza olan ilginin her geçen yıl artmasından büyük bir kıvanç ve onur duyuyoruz. 99 ülke ve uluslararası kuruluştan 937 heyet üyesini misafir ediyoruz. 1000’e yakın yerli ve 400’ün üzerinde yabancı firma geliştirdikleri ürünleri 6 gün boyunca burada sergileyecek. 120 bini aşkın profesyonel ziyaretçinin katılımı bekleniyor.

    Mesele alışveriş yapmak değildir, kazan-kazan temelinde uzun vadeli ortaklar tesis edebilmektir. Türkiye olarak biz buna hazırız ve çok yönlü işbirliklerine açığız.

    “Bölgemizde huzur ve dayanışma istiyoruz”

    Savunma alanı başta olmak üzere IDEF 2025’in sektör ve firmalarımız arasındaki ilişkilere katkılar yapmasını, dostluk ve kardeşliğimizi güçlendirmesini temenni ediyorum.

    Güç dengelerinin yeniden belirlendiği uluslararası rekabetin giderek kızıştığı bir süreçten geçiyoruz.

    Her gün yeni bir krize uyanıyoruz.

    Haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir tarz hızla kanıksanıyor. Uluslararası mekanizmalar ise kendilerinden beklenen görevi icra edemiyor. Türkiye bu yeni statükonun etkilerini en çok hisseden ülkelerden birisidir.

    Geniş bir bölgede nükseden sıcak gerilimlerin tamamı bir şekilde bizi ilgilendirmekte, müdahil olmamızı gerektirmektedir. Etrafımız ateş çemberiyle kuşatılmış derken bunu hamaset olsun diye söylemiyoruz.

    Gazze’de açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların derdi bizim de derdimizdir. Suriye’ye yönelik saldırılar bizim sorunumuzdur. Karadeniz’in güvenliğini tehlikeye atan sıcak çatışmalar bizim için endişe kaynağıdır.

    Türk dış politikası, barış, adalet, uluslararası hukuk, hakkaniyet ve dayanışma üzerine kuruludur.

    Hiç kimsenin içişlerine karışmak niyetinde değiliz. Bölgemizde huzur ve dayanışma istiyoruz.

    Gereklerini de yerine getirmekten çekinmiyoruz.

    Bu anlayışla İsrail’in Gazze halkına yönelik Nazileri fersah fersah aşan soykırımını gündemde tutmaya devam ediyoruz. Gazze’deki vahşeti sona erdirmeye yönelik diplomatik temaslarımızı da artırmış durumdayız.

    Korkunç bir durum söz konusudur. Netanyahu ve katliam şebekesi barbarlıkta Hitleri çoktan geride bıraktı. Avrupa’daki Holokost sürecinde dahi Gazze’deki kadar insanlık dışı görüntüler ortaya çıkmadı. Her kim Gazze’deki soykırıma sessiz kalıyorsa İsrail’in işlediği insanlık suçlarına ortak oluyor demektir. Hiçbirimiz buna sessiz kalamayız ve kalmayacağız. O masum bebeklerin kopmuş kafalarını, ellerini, bacaklarını… Gömülmemiş cesetleri, o feryadı, hiçbirimiz unutamayız, hiçbirimiz unutmayacağız. Gelin bu zulme artık yeter diyelim. Türkiye olarak en başından beri adil ve sürdürülebilir bir dünya nizamı için her platformda gayret sarf ediyoruz.

    Bu süreçte, şu ilkeyi kendimize rehber edindik. Bin akçalı sulh bin akçalı nizadan iyidir. Hazır ol cenge eğer istersen sulh-u salah. Eğer barış istiyorsan caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak zorundasın. Savunma yeteneklerini güçlendirmek mecburiyetindesin. Bunun yolu da yerli ve milli savunma sanayisinden geçiyor. Dışa bağımlı olmanın sonuçlarını pek çok kez tecrübe ettik. Kıbrıs Harekatı sonrası ve terörle mücadelede maalesef dost ve müttefik ülkelerden yeterli desteği alamadık. Hava sahamızın sürekli ihlal edildiği günlerde hava savunma sistemleri ülkemizden sökülüp götürüldü. Pek çok yerde benzer uygulamalar devam ettirildi. Kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış. Bizi de dost ve müttefiklerimiz, savunma sanayimizde mal sahibi yaptı.

    “Savunma sanayimizin yerlilik oranı bugün yüzde 80’lerin üzerine çıktı”

    Ambargolara maruz kalan Türkiye bugün savunma sanayisi ürünleriyle dünyaya mührünü vuran bir konuma ulaştı. Kısa sürede ciddi mesafe kat ettik. Tasarımdan seri üretime, AR-GE çalışmalarından inovasyon sürecine kadar Türk savunma sanayisine çağ atlattık. Dışa bağımlılığımızı atlattık. Yüzde 20 seviyesinde olan savunma sanayimizin yerlilik oranı bugün yüzde 80’lerin üzerine çıktı. Türk savunma sanayisi bugün 1380’in üzerinde proje sayısıyla 20 milyar doları aşan cirosuyla destan yazıyor. Yerli ürünlerimiz güvenlik güçlerimizin terörle mücadele operasyonlarında etkin rol oynuyor.

    İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen 3 ülkesinden biriyiz. Türkiye bugün dünyadaki en büyük 11. savunma ihracatçısı durumuna gelmiştir.

    Geçtiğimiz sene tam 180 farklı ülkeye ürün ihraç ederek ciddi bir başarıya imza attı. 2024 yılında savunma ve havacılık alanındaki ihracatımız yüzde 29’luk artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaşarak yeni bir rekor kırmıştır. Hedefimizin yüzde 11 üzerine çıktık. Son 12 aydaki ihracatımız ise 7,5 milyar dolar seviyesini gördü. İzleyeceğimiz doğru stratejilerle rekabet gücümüzü daha da artıracağız. Ülke olarak en önemli avantajlarımızdan birisi de nitelikli ve dinamik insan gücümüzdür.

    Savunma Sanayi Başkanlığımız başta olmak üzere başarılarda pay sahibi olan tüm kuruluşlarımızı bir kez daha canı gönülden tebrik ediyorum. Gelecekte çok daha iyi seviyelerde olacağımıza yürekten inanıyoruz. Onay ve talimatını bizzat verdiğim milli yetkinlik hamlesi ile sistematik bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Savunma ve güvenlik yatırımlarımızla dosta güven düşmana korku veren çok daha güçlü bir Türkiye’yi inşa etmek için çalışacağız.

     

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR