BİDOGU- ABD Başkanı Donald Trump’ın ekibi, 2020’de imzalanan İbrahim Anlaşmaları’nı genişletmeye yönelik yeni bir diplomatik plan üzerinde çalışıyor. Reuters’a konuşan kaynaklara göre, Trump yönetimi Azerbaycan başta olmak üzere bazı Orta Asya ülkelerini bu anlaşmalara katmak için temaslarını yoğunlaştırdı.
Amaç, söz konusu ülkelerin İsrail ile hâlihazırda süregelen ilişkilerini derinleştirerek, anlaşmayı daha geniş bir çerçeveye yaymak. Kaynaklara göre bu genişleme, ticaret, askerî iş birliği ve diplomatik görünürlük gibi alanlarda pratik kazanımlar sağlayacak; aynı zamanda Trump’ın dış politikada “diplomatik zafer” hanesine yeni bir başlık daha eklemesine imkân tanıyacak.
Azerbaycan’la temaslar ileri seviyede, Orta Asya’da süreç yeni başlıyor
Trump’a yakın kaynaklar, şu ana kadar yapılan görüşmeler arasında Azerbaycan ile olan temasların en yapılandırılmış ve ciddi olanlar arasında yer aldığını belirtiyor. Orta Asya ülkeleriyle yapılan görüşmeler ise henüz başlangıç aşamasında. Ancak, Kazakistan gibi ülkelerin de sürece dahil edilmesi hedefleniyor.
Trump’ın özel elçisi Steve Witkoff, Mart ayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Bakü’de bir araya geldi. Sonraki aylarda Witkoff’un yardımcısı Aryeh Lightstone da Azerbaycan’a giderek görüşmeleri sürdürdü. Reuters’a konuşan kaynaklara göre, bu süreçte Azerbaycanlı yetkililer, Orta Asya ülkeleriyle temasa geçerek İbrahim Anlaşmaları’na bölgesel bir ilgi olup olmadığını da ölçtü.
Ermenistan meselesi engel olabilir
Ancak diplomatik sürecin önünde bazı ciddi engeller de var. En önemlisi, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar. Kaynaklara göre Trump yönetimi, Azerbaycan’ın anlaşmaya katılımı için Ermenistan’la bir barış anlaşması yapılmasını ön şart olarak görüyor. Bu nedenle, Kafkasya’daki mevcut siyasi durum, anlaşmanın hızla ilerlemesinin önündeki en büyük belirsizliklerden biri.
Suudi Arabistan ile kıyasla “daha mütevazı” bir hedef
Trump ekibi, bu adımı özellikle Gazze’de süren savaş ve Suudi Arabistan’ın İsrail’le normalleşme için Filistin devletini tanıma şartını öne sürmesi nedeniyle, daha hızlı kazanım sağlayabilecek “sembolik ama uygulanabilir bir genişleme” olarak değerlendiriyor.
Bu girişim, bir yandan Trump’ın seçim öncesi dış politika vitrini için önemli bir koz oluştururken, diğer yandan İsrail ile diplomatik ilişkileri zaten bulunan ülkelerin resmî olarak anlaşmaya katılmasıyla yeni bir diplomatik ivme yaratmayı amaçlıyor.