Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’li belediyelere konserler üzerinden başlatılan algı operasyonu hakkında, “İçişleri, Adalet, Çalışma Bakanlıklarına ‘CHP’li belediyelerde suç bulun. Bulamıyorsanız uydurun’ talimatı verildiğini biliyoruz. Yaratılmaya çalışılan algı ortada. AK Partili belediye 198 milyon, 2023’ün parasıyla. Müfettiş var mı? Tasarruf genelgesine konserleri koymamanın gerekçesi nedir? Kreş, yurt, nefes alsan tasarrufa giriyor, konser tasarrufa girmiyor. Beykoz Belediyesi’ne, o kadar savcı dururken bir savcı harekete geçiyor, o da Fahrettin Altun’un kuzeni çıkıyor. Bizim verilemeyecek hesabımız yok. Milletin büyük başarı gösterdikleri için ödüllendirdikleri belediyelerimizi itibarsızlaştırmanıza izin vermeyeceğiz. Milleti kandıramazsınız. Başkanlarımızı sindiremezsiniz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, CHP’li belediyelere yönelik başlatılan soruşturmalar ve yapılan müfettiş görevlendirmeleri hakkında, “Sayın basın mensupları, bugün Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerimiz ile Beykoz Belediyemize görevlendirilen müfettişler ve savcılık kanalı ile başlatıldığı ifade edilen, Anadolu Ajansı tarafından duyurulan soruşturmalarla ilgili düşüncelerimize ifade etmek üzere karşınızdayız. Diyeceğimiz şudur. Biz bu gelişmeleri iktidarın yerel seçim kaybından sonra başlattığı yeni anayasa tartışmasından, ‘İsrail bize saldıracak’ tartışmasından, ‘Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun’ tartışmasından ve Esenyurt Belediyemiz ile diğer belediyelere kayyum atayarak başlattığı tartışmalardan bağımsız görmüyoruz” dedi.
Özel şöyle devam etti:
“YILLARDIR AK PARTİLİ BELEDİYELERİN ÖDEMEDİĞİ SGK PRİMLERİNİ FAİZİYLE BİRLİKTE BİZDEN İSTİYORLAR”
“Şimdi tüm bu tartışmalardan bir toplumsal destek alamayan, bu tartışmalarla gündemi ele alıp, istediği gibi biçimlendirip, istediğini konuşup, istemediklerinin konuşulmasına engel olmayı başaramayan iktidar, yeni bir faza geçti. Zaten yerel seçimlerden hemen sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerini, elini kolunu bağlama, hatta Türkiye Belediyeler Birliği seçimlerinde bile oy kullanma yetkisi olmayan küçük belde belediyelerini sisteme dahil edip ‘Acaba Türkiye Belediyeler Birliğini vermeyebilir miyiz? İller Bankası’ndan yıllardır yapılmayan kesintileri hemen isteyebilir miyiz? Sosyal Güvenlik Kurumu bütün alacakları tahsile girişsin’ gibi bir yaklaşımları vardı. O takvim işliyor. Yıllardır AK Partili belediyelerin ödemediği SGK primlerini, hepsini birden faiziyle birlikte bizden istiyorlar. Şimdi bu hakkaniyet olabilir mi? Hayır. Amaç ne? ‘Efendim böyle yaparsak, 10 yıldır AK Parti belediyesi, 15 yıldır MHP belediyesinin ödemediklerini faiziyle ve bir seferde CHP’li belediyeden isteyelim. Ödemezse haciz yollayalım. Hacizle aciz gösterelim’. Ya da ‘Hesaplara el koyalım. Gördünüz mü bak CHP geldi, belediye çalışanlarına maaş ödeyemiyor. Belediye çalışanları maaşsız kaldı. Yarın CHP iktidar olursa devlet memurlarının da maaşını ödeyemez’… Böyle bir yalana tenezzül ediyorlar, buradan medet umuyorlar ve CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bütün hesap ve kitap bunun üzerine.”
“AMAÇ CHP’Lİ BELEDİYELERE OY VEREN SEÇMENİ CEZALANDIRMAK”
“Bazı yerlerde haciz yapmayı başardılar. Bazı yerlerde etkin mali tedbirlerle belediyelerimiz bunu aştı. Birçok yerde belediye başkanlarımız hem israfı bitirdikleri için, hem de doğru yönetim anlayışlarıyla, piyasaya yarattıkları güvenle, buldukları kredilerle bu maaşları ödemeye, borçları ödemeye gayret ettiler. Tayyip Bey istediği algıyı tam olarak yerleştiremedi. Yani güneş çarığı sıkıyor, çarık ayağı sıkıyor. O etrafındaki bakanlara, üst düzey bürokratlara ‘Bu CHP, bu işi çeviremez’ diyordunuz. Nefesini kesecektiniz, iflahını kesecektiniz. Bunlar halen çalışıyor. ‘Bir şey yapın’ diyor. Herkes bir alta giderken, dediğim gibi güneş çarığı, çarık ayağı sıkıyor güya. Temel amaç Cumhuriyet Halk Partili belediyelere oy veren seçmeni cezalandırmak. Tabii o belediye sadece oy verenlere değil, veren – vermeyen herkese hizmet ettiği için aslında Tayyip Bey’in o kente yaptığından o kentte yaşayan AK Partili ve MHP’liler de ya da belediyeyi devraldık, çalışanların çok önemli bir kısmı AK Parti döneminde işe girmiş. Sen onun maaşını aksattığında, aslında kendi döneminde işe aldığın, belki partilin olanları da cezalandırıyorsun. Bu kadar gözleri dönmüş, bu kadar şuurları kapanmış. Dönüyor dönüyor, çıldırıyor çıldırıyor ‘CHP’li belediyelerin elini kolunu bağlayın’ diye. Konser tartışmaları, SGK borcu tartışmaları, müfettişler, soruşturmalar… Bunlar karşımızdaki kötü aklın kendi menfaatini milletin menfaatinin üzerine koyan asıl hedefini su yüzüne çıkarmıştır. Yani ‘Ben bir kez daha seçilebilmek için gerekirse bir şehrin çöplerinin toplanmamasını, bir belediyenin çalışanlarının maaş alamadığı için kiralarını ödeyememesini, çocuğunun karnını doyuramamasını, bir şehirde kanalizasyon hizmetlerinin aksamasını göze alıyorum’ diyor. Yeter ki bu belediyelere ‘İş yapamıyorlar, bakın belediyeyi kötü yönetiyorlar, ülkeyi de yönetemezler’ diyelim. ‘Benim ülkedeki kötü yönetimime rağmen insanlar bana oy versin’. Bu kadar ucuz ve bu kadar basit bir hesapla karşı karşıyayız. İçişleri Bakanlığına, Adalet Bakanlığına, Çalışma Bakanlığına ‘Gidin CHP’li belediyelerde bir suç bulun. Bulamıyorsanız da bir suç uydurun’ talimatı verildiğini biliyoruz ve bugünlerde yaşıyoruz. Bizim belediyelerimiz hesap vermekten kaçan belediyeler değildir. Belediye meclis toplantılarını canlı yayınlıyor belediyelerimiz.”
“TAYYİP BEY KENDİ BELEDİYELERİNE CHP’Lİ BELEDİYELERİ ÖRNEK GÖSTERİYOR”
“Tayyip Bey’in kendi belediyelerine CHP’li belediyeleri örnek gösterdiğini, geçen seçimin kaybından sonra ‘Biz de belediye meclis toplantılarını canlı yayınlamalıyız’ dediğini bir kez daha hatırlatırım. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler hiç yapılmamış öğrenci yurtlarını yapıyorlar, hiç yapılmamış kreşleri inşa ediyorlar, yeşil alanlar yapıyorlar, sosyal yardımları önceki yönetimlere göre ortalama 4,5 kat artırdık; 4 ila 5 kat. Bizim belediyelerimiz üreticiye destek veriyor, öğrenciye burs veriyor, yaşlılara evinde hizmet ediyor. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler dalında kalmış narenciyeyi toplayıp, fakire dağıtıyor. Deprem bölgesindeki, enkaz altındaki kayısıyı alıp, dönüyor İstanbul’da yoksullara dağıtıyor. Ücreti karşılığında alıp yapıyor. Bunların hepsini bir bir yaşadık. Siz ne anlatıyorsunuz? Bütün Türkiye kent lokantalarını konuşuyor. Ne anlatıyorsunuz? İki tane maske dağıtamadınız, maskeleri Cumhuriyet Halk Partili belediyeler dağıttı. Ankara’da belediyemiz yaptığı dayanışma çağrısıyla vatandaşın esnaftaki borcunu kapattı. Veresiye defterleri sıfırlandı. Esnaf rahat etti, millet mahcubiyetten kurtuldu. Bunları yaşayan millete ‘Efendim CHP, belediyeciliği bilmez’. Nasıl bilmez? Nasıl bildiğimizi millet sana öğretti. Bir beş yıl… Hep demiyor musunuz? Her şeyde sandığa sığınanlar, her kazandığı seçimden sonra ‘Önce aklandı, ibra oldu. Sonraki yönetimim meşrulaştı’ diyenler. Yahu çıktık işte kantara kardeşim. 31 Mart günü kantara çıktık. Millet karar verdi. Sana nüfusun yüzde 20’sini verdiler, bize yüzde 65’ini yönetme yetkisini verdiler. Ekonominin yüzde 80’ini CHP yönetiyor. Turizmde yüzde 90’ın üstünde yer CHP’li belediyeler. Ne konuşuyorsun? Millet bir karar vermiş, kabulleneceksin, takdir edeceksin, örnek alacaksın, çalışacaksın. İyi belediyecilik yaparsan seçim kazanacaksın. Bu kadar net.”
“BİR AVUÇ AZINLIĞA HİZMET EDENLERDEN ALDIK BİZ BU BELEDİYELERİ”
“Bunun devamında açıkça şunu söylemek lazım. Biz 25 yıl yönettikleri belediyelerde vatandaşa değil, bir avuç azınlığa hizmet edenlerden aldık bu belediyeleri. Milletin parasını millet için değil, kendi çevresindeki derneklere, vakıflara ki yönetiminde de en yakınlarının bulunduğu dernek ve vakıflara aktaranlardan aldık biz bu belediyeleri. Helikoptere binip İstanbul’un üzerinde kupon arsa dağıtanlardan aldık İstanbul’u biz. ‘Bunu şu Katarlılara verelim’, ‘Arap şeyhine bir söz vermiştim, bu onu tutar mı?’, ‘Buranın imarı kaç?’… Biz İstanbul’un üstünde helikopterle gezip, kupon arsa dağıtanlardan olmadık. O arsaları yeşil alan yapıyoruz. Sarıyer’de belediyemizin gırtlağına çöktünüz vaktiyle ‘Buraya 700 tane villa yapalım’ diye. Oraya ‘700 tane villa yapalım’ dediğiniz yere baştan aşağıya yeşil, çocukların gelip tarım yaptığı, Atatürk’ten emanet bir okulu yeniden canlandırdık. Size kalsa 700 tane villa istiyordunuz o güzel Sarıyer Tepesi’ne. Şimdi çıkmış bizi itibarsızlaştırmaya çalışıyor, çıkıp bize belediyecilik konusunda ahkam kesiyorlar.”
“MİLLET BİZE ‘MHP’Lİ BAŞKANIN HAKSIZ 300 DAİRESİNİ GERİ AL’ DİYE OY VERDİ, ÇATIR ÇATIR ALDIK”
“Biz, hiçbir denetimden kaçmadık, kaçmayacağız. AK Partili belediyelere tek müfettiş yollamayanlara sesleniyorum. Bakın İstanbul Büyükşehir, 36 dosyada bildirimde bulundu, suç duyurusunda bulundu, tık yok. Ankara Büyükşehir, Melih Gökçek dönemine ilişkin 40 suç duyurusu, 40 bildirim, 40 çağrı, 40 dosya, tık yok. MHP’den yeni aldığımız Manisa Büyükşehir, sekiz büyük yolsuzluk dosyası, ikisi savcıda. Savcılar müfettiş talep etmiş mi? Tık yok. Aylardır bekliyor, altı tanesi dahili denetimde. İçişleri Bakanlığı, bir müfettiş yolladın mı Manisa’nın MHP dönemini araştırmaya? Defalarca Meclis’te ben anlattım. Bütün Türkiye şimdi duysun. Manisa’nın MHP’li belediye başkanı yola beş kattan 15 kata imar verirken bir becayişle, bir parkla arsasını değiştirip kendi devasa arsalarına bağlantı kurdurup bir cümle ekletip ‘ana yola bağlantısı olanlar da’ diye 15 kata çıkarmıştır, kendine 300 küsür fazladan daire. Anlattım, Devlet Bey duymadı sesimi. Anlattım İçişleri Bakanlığı duymadı sesimi. Anlattık anlattık, duymadılar. Manisalılar sesimizi duydular, o belediyeyi yüzde 60 oyla CHP’ye verdiler. Geçtiğimiz ay yapılan düzenlemeyle 15 kat indi beş kata tekrar arkadaşlar. Biz böyle belediyecilik yapıyoruz. Millet bize ‘MHP’li belediye başkanı haksız 300 küsür dairesini ondan geri al’ diye oy verdi, çatır çatır aldık. Yalvarıyordum ‘Devlet Bey yapmayın, buna izin vermeyin’ diye. Ne yaptınız? O belediye başkanını tekrar aday yaptınız, millet de size demokrasi tokadını Manisa’da da çaktı, bütün Türkiye’de de çaktı. Siz busunuz, sizin belediye başkanınız bu. Kendi arsalarına adam beş kattan 15 kata imar vermek için orada değişiklik yapar mı? Yaptı. Millet de elinden aldı, biz de elinden aldık. Otursunlar ağlasınlar şimdi.”
“BAKANLIK 800 MİLYON LİRAYA KÜLTÜR YOLU FESTİVALİ YAPTI”
“Diğer taraftan yaratılmaya çalışılan algı ortada. Ama bir de dönüp bakın bakalım, şimdi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, organizasyon hizmeti, 2023 yılı, ihale kayıt nosu, bu 198 milyon. Efendim ‘Onların da konserleri var, Kocaeli’de verdi’ dedim diye Büyükşehir Belediye Başkanı konuşuyor. Organizasyon hizmeti, Ümraniye Belediyesi 85 milyon, Konya Büyükşehir 79 milyon. Efendim benimki konser değil. Kardeşim bir iddia var, bu iddia bizim belediyeler için söylendiğinde üç konsere, bir haftalık sahne organizasyonuna, üç meşhur sanatçı konserine 70 milyon düşüyor, tane başına 20 milyon. Sanatçıya bu. Pat yolluyorsun, iyi yaptın, hoş gelmiş, sefa gelmiş. Vereceğiz hesabını. 198 milyon organizasyon hizmeti konser değilmiş, kampmış. Bu kadar AK Partili belediye 198, 85, 79, 69, 64 gidiyor. Bakın şuraya kadar Fatih Belediyesi’nin 22 milyonu var. 2023’ün parasıyla. Hepsi burada. Birinde müfettiş var mı? Birinde? Birine yolluyor musunuz müfettiş? O yüzden bakın 16 ilde 800 milyon liraya Kültür Yolu Festivali, Bakanlığın. Böldüğünde 70 milyon çıkıyor. Her bir festivalin maliyeti. Peki esas şunu soralım. Tasarruf genelgesine konserleri koymamanın gerekçesi nedir? Bakan bunu açıklasın. Kreş tasarrufa giriyor, yurt tasarrufa giriyor, nefes alsan tasarrufa giriyor, konser tasarrufa girmiyor. Ülkeyi yöneten sizsiniz.”
“NAMUSSUZCA VERİLEN TALİMATLA SUÇ İCAT ETMEYE ÇALIŞMAYIN”
“Burada eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, benim kamu görevlilerine yapacağım uyarı şu: Ben Sayıştay’a çok saygılıyım, Meclis adına yapıyorlar. Mülkiye Müfettişleri‘ne çok saygılıyım, devlet adına yapıyorlar. Yalnız gittiğiniz yerde size varsa bir şey bulun yazın, bugüne kadar zaten neyi yazdınız da hesabını veremedik. Bulun yazın. Ama ‘Araştırın, karıştırın, bunları suça bulaştırın’ talimatına uyanın devlete değil AK Parti‘ye hizmet ettiğini de unutmam, unutturmam. Gidin namusunuzla denetleyin, namussuzluk varsa çıkarın. Ama namussuzca verilen siyasi talimatlarla suç icat etmeye çalışmayın. Yoksa hepinizin bugün de yarın iktidarımızda da başımızın, gözümüzün üstünde yeri var. Devletin parasını, milletin parasını ve devlet adına denetleyen en kutsal meslektir. Bizim denetlenmekten korkumuz yok. Ama birtakım siyasi operasyonlara kimse alet olmasın. Atılan her imzanın, atılan her iftiranın bir gün gelir hesabı sorulur. Bu ülkede bu iktidar gidiyor, paniği görüyorsunuz. Bu panikle yapılan işlerde birilerinin paniğine alet olup suça bulaşmayın. Suç varsa ortaya çıkarın. Suçu varsa ortaya çıkarın. Ama suç icat edeceğiz diye suça bulaşmayın. Benim size yapacağım en önemli uyarı budur.”
“10 BAŞKANI İSTİFA ETTİRDİN, YARGILANDIN MI, ARAŞTIRDIN MI?”
“Peki Tayyip Bey’e soruyorum, net soruyorum. Sen Ankara, İstanbul, Bursa, Balıkesir, Düzce, Niğde’nin de içinde olduğu 10 belediye başkanını istifa ettirdin. ‘Etmezseniz gereğini biz yaparız’ dedin. Bir partinin genel başkanı, bir belediye başkanını partiden atabilir ama görevden alamaz. Kim alabilir? İçişleri Bakanlığı alabilir. Ne durumda alabilir? Terör ya da yolsuzluk varsa. Terörde yargılamayı bile beklemeden, yolsuzlukta yargı sonucuna göre. Bu lafı söyledin, kimi ağlaya ağlaya kimi güle oynaya istifa etti. Ne oldu o belediyelerde? Belediye başkanlarını FETÖ’den yargıladın mı? Yok. Yolsuzluktan araştırdın mı? Yok. Bir müfettiş yolladın da istifa ettirdiğin bir belediye başkanına bir soru sordurdun mu? O belediyede tahkikat yapıp, çünkü o adam ya FETÖ’cü ya hırsız. Öyle dedin diye istifa etti. Gelmiş şimdi bana efendim ‘konser pahalıymış’. Algı operasyonu yapıyor. Bakın pahalıysa bu konserlerin hepsi pahalı. Hepsine yolla, hepsini araştır, aynı standartlarda denetle başımla beraber. Ama bu kadar haksızlıkla yapılan bir algı operasyonuna teslim olmayız. Bunlara tekil tekil değil, bütün bütün cevap vereceğiz, bütün bütün hep beraber. Siz belediye başkanlarımızı öyle birtakım algı operasyonları ile itibarsızlaştırmaya çalışıyorsanız, onların karnesi 31 Mart’ta beş pekiyi aferin. Ankara’da da öyle İstanbul Büyükşehir‘de de öyle. O yüzden hani ya 17-25 Aralık oluyor, ayakkabılardan paralar çıkıyor, ayakkabı kutularından. Seçim oluyor, seçimden sonra bunu sorana ‘Biz millete hesabını verdik’. O zamanın seçimi 30 Mart’ı kazandık. ‘Biz sandıkta hesap verdik’ dediniz. Dört tane bakanı yollamadınız Yüce Divan’a. Yani ‘Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan yerine sandık akladı bizi’ dediniz. Ya sandıkta saklama meselesi size olunca oluyor da Cumhuriyet Halk Partisi belediyeler siz aklandıysanız sandıkta, bizimkiler her türlü denetimin, her türlü yapacağınız teftişin bin katını sandıkta verdiler, bembeyaz çıktılar.”
“BU İŞLER SİSTEMATİK BİR SALDIRI, İTİBAR SUİKASTİ YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
“Bu hazımsızlık kardeşim. Kararı millet veriyorsa, verdi Mart’ta. Millet verecekse, verecek gelecek seçimlerde. Şimdi bu yaptığınız iş ne? Ya bütün belediyelere yolla ya Cumhuriyet Halk Partisi’nde suç uydurmak üzere özel görevlendirmeler yapma. Bak Beykoz. 20 milyon harcamış. 20 milyon üzerinde, 22 tane AK Partili belediye var. Hatta buradakilerin içerisinde 2023 yılları var dolara çevir hepsi 20 milyonun üzerinde. Nereye yolluyorsun? Beykoz Belediyesi’ne. Kim yolluyor? Sayın Barış Duman. Kim Barış Duman? Fahrettin Altun’un kuzeni. O kadar savcı dururken, bu kadar savcı dururken Balıkesir’de, Başakşehir’de, Bursa’da, Sakarya’da, Sultangazi‘de, Kocaeli’de, Malatya’da. Bir savcı harekete geçiyor, o savcı da Fahrettin Altun’un kuzeni çıkıyor. Bu işler sistematik bir saldırı. İtibar suikasti yapmaya çalışıyorlar. Bizim bütün itirazımız, bütün yaklaşımımız da buna.”
“BİZİM HİZMET AKSAYACAK, TAYYİP BEY DE SEÇİM KAZANACAK”
“Şunu söyleyelim, Sosyal Güvenlik Kurumu ne zamandan beri tweetlere cevap vermeye başladı? Sosyal Güvenlik Kurumu cevap verecekse şuna cevap verecek. Süleymanpaşa Belediyesi bir dönem AK Parti‘ye geçti, SGK borçları bitmiş. ‘Nasıl ödemiş bunları?’ dedik. Nasıl ödemiş biliyor musunuz? Arsa vermişler, borçtan düşmüşler. Yalnız arsanın bir özelliği var. Biz de arsa vermek istiyoruz, almıyorlar. ‘Mahsuplaşalım diyoruz’ almıyorlar. Cillop gibi arsayı almıyorlar. Süleymanpaşa‘dakinin üstünde cami var. O borcun tasdik kabiliyeti var mı? Camiyi yıkıp da arsayı mı müteahhite vereceksiniz? Camiyi tahliye edip arsayı mı satacaksınız? Üstünde camisi ile arsayı borçtan düşüyorsun, Balıkesir’de yapmışsın, Bursa’da yapmışsın, Süleymanpaşa’da yapmışsın. Bizim üzerine her şey yapılabilecek borsamızı borçtan düşmüyorsun. Neden? ‘Parayı ver’ diyor, arsa vereyim, ‘Parayı ver’ diyor. O parayı alacak bizim hizmet aksayacak, Tayyip Bey de seçim kazanacak. Böyle seçim kazanmaya kaldıysa iş zaten bu iş çoktan bitmiş, çoktan bitmiş. O yüzden hepimiz büyük bir dikkatle yapılanları takip ediyoruz ve bu Cumhur İttifakı’nın kendi içindeki krizle meşgul olmak yerine bize bir kriz ihraç etmeye çalıştığını dikkatle takip ediyoruz.”
“ASGARİ ÜCRETİ 21 BİN LİRAYA ÇIKARMAYA ÇALIŞMALARINI UNUTTURMAYACAĞIZ”
“Milletin derdi ile meşgul değiller. Hem kendi aralarındaki krizi gölgelemek, hem de vatandaşın asıl gündeminin üzerine perde çekmek için her türlü hukuksuzluktan medet umar hale gelmişler. Bu biraz önce söylediğim gibi bir gücün değil, milletin de gözünde bir acziyetin göstergesi. Bundan sonra biz gelen belediye başkanlarına, bakın toplam 230 tane müfettiş gelmiş ve gitmiş belediyemize. Bir müfettiş bile gitmeyen AK Partili belediyeler ortada. Bizde kalıcı odalar veriliyor, nasılsa eksik olmuyorlar diye. Aylarca çalışıyorlar, biri gidiyor, biri geliyor. Vardı da 2019’dan önce o kadar belediye vardı elimizde, bir tanesinde bir şey çıkarabildiniz mi? Menemen’i biz duyduk, biz müfettiş yolladık, biz partiden attık. İki hafta sonra koştunuz, görevden aldınız. Halen daha o işlerle böyle alengirli işlerle meşgulsünüz. Var mı Cumhuriyet Halk Partisi’nde bulabildiğiniz bir şey, çıkarabildiğiniz bir şey? O yüzden asla ve asla gerçek gündemden kopmayacağız. Bu meselede buyursun gelsinler, teftişlerini yapsınlar. Ama asla ve asla vatandaşın yoksulluğunu, işsizliğini, asgari ücretin 17 bin lira asgari ücreti 21 bin liraya çıkarmaya çalışmalarını asla ve asla unutturmayacağız. 30 bin liralık asgari ücret teklifimizi sonuna kadar il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle savunacağız.”
“YENİ YALANLAR ATTIKLARINDA KARŞILARINDA BİZLERİ BULACAKLAR”
“Bu hafta sonu başlıyor milletvekilleri; 81 ilde olacağız. Size bu millete çektirdiklerinizin hesabını soracağız. Bizim verilemeyecek hesabımız yok. Milletin güven duyduğu beş yılın sonunda büyük bir başarı gösterdikleri için ödüllendirdikleri belediyelerimizi, sizin kin duyduğunuz için itibarsızlaştırmanıza da izin vermeyeceğiz. Bundan sonra bir adım daha atarsan çıkıp yine her türlü geçmişteki rezilliğinizi, rezaletinizi, Manisa Büyükşehir’i MHP’ye göstererek ve anlatarak, diğer AK Partili belediyelerin geçmişte yaptıklarını ve buna karşı nasıl hiçbir şey yapmadıklarınızı anlatarak, ben buradayım. Muhatabınız benim kardeşim, gelin cevabınızı alın. Bu milleti kandıramazsınız. Belediye başkanlarımızı sindiremezsiniz, hiçbirisini size ezdirmeyiz. Hepsinin dürüstlüğüne kendi namusumla kefilim. Bu kadar söylüyorum. Bundan sonraki süreçte de bu mevzuları gündeme getirmeye kalktıklarında, yeni yalanlar attıklarında karşılarında bizi bulmaya devam edecekler. Hepinize teşekkür ediyorum arkadaşlar.”
“NORMALİ, MİLLETİN HAKKINI ARAMAMIZDIR”
Basının “Bugün itibariyle CHP’nin iktidarla normalleşmesi sona erdi diyebilir miyiz?” sorusuna, “Şimdi soru şu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin zaten iktidarla normalleştiği filan yok. Bir türlü anlanmak istenmeyen konuya açıklık getireyim. Biz bu iktidarın kötücül aklına rağmen onu seçen seçmene duyduğumuz hürmeti ifade ediyoruz AK Parti ve MHP’lilere. Biraz önce de onlara seslendim zaten. Bunun dışında bu iktidarın yapmadığı işler vardı. Şehit cenazesinde ana muhalefetle el sıkışmamak gibi. Bunu Anadolu’da takdir eden varsa, devam ettirelim. Ülkenin kurucu partisine herhangi bir konuda bilgi vermemek gibi. Bunu takdir eden varsa Anadolu’da devam ettirsinler. Biz ‘Normali budur’ dedik. Normali budur. Tayyip Bey’in bu binaya gelmesi, bu ülkenin kurucu partisi. ‘Bayrağı indirecekler’ dedikleri binaya bayrak göndere çekilirken girmesi, ‘Vatanı böldürecekler’ dediği binada gelip çay içmesi ve bizim bu ülkeyi hukuk devletine davet etmemizi dinlemesi normaldir. Ben bunu savunuyorum. Yaptığımız uyarılar, çağrılar normaldir. Benim Vera’nın babasına kavuşmasını, Anayasa Mahkemesi, AİHM kararlarına uyulmasına davet etmem normaldir. 10 bin liralık o gün için, bugün için 12 bin 500 lira olan, 10 bin lirası 12 bin 500’e çıkarıldığında şu anda o günkü 7 bin liraya düşmüş olan emekli maaşına itiraz etmem normaldir. 17 bin lira asgari ücrete dört kez zam yapması gerekirken, seçim öncesi öyle söz veriyordu, zam yapmayıp o parayı ilk günkü parayla 11 bin liraya düşürenlere itiraz etmem normaldir. Varıp da kendime, yakınıma, bilmem ne bir şey istemem, onun mücadelesini vermem değil. Öyle bir şey varsa tutanak altında, onlar da tutanak tuttu, biz de tutanak tuttuk sonuna kadar. Bu milletin haklı taleplerinden başka ne konuşmuşuz da normalleşme… Ben milletle normalleşmeye sonuna kadar devam edeceğim. Normal olanı yapmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Normali milletin hakkını aramamızdır. Günü geldiğinde de iktidar olup o hakkı vermek görevi Cumhuriyet Halk Partisi’nindir.”