Türkiye İşçi Partisi (TİP), kamuoyunda Yenidoğan Çetesi olarak tanınan suç örgütünün yargılandığı Bakırköy Adliyesi önünde eylem düzenledi. Eylemde bir konuşma yapan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Mesele buradaki 3-5 tane çeteci alçak değil, mesele insan hayatını alıp satmak için bu özel hastaneleri kuranlar. Söz veriyoruz, cezasızlık politikasını paçavraya çevireceğiz” ifadelerini kullandı.
Kamuoyunda Yenidoğan Çetesi olarak tanınan ve haksız kazanç sağlamak amacıyla çok sayıda bebeğin ölümüne neden olduğu ortaya çıkan suç örgütünün davası, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
TİP, bugün Bakırköy Adliyesi’nde düzenlediği eylemle Yenidoğan Çetesi’nin faaliyetleri ile AKP iktidarının sağlık politikalarını protesto etti. Eylemde, “Bebek katillerini yaratan piyasacı sağlık sistemine son” yazılı bir pankart da yer aldı.
Eyleme katılan ve adliye önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Erkan Baş, “Saray yargılamalarından adalet çıkmayacağını biliyoruz” diyerek davayı takip etmeye devam edeceklerini açıkladı. Baş, “Mesele buradaki 3-5 tane çeteci alçak değil, mesele insan hayatını alıp satmak için bu özel hastaneleri kuranlar” sözleriyle de sağlık sisteminin özelleştirmesini sert sözlerle eleştirdi.
‘DAVAYI TAKİP ETMEK ZORUNDAYIZ ÇÜNKÜ BUNLARIN SARAY YARGILAMALARINDAN ADALET ÇIKMAYACAĞINI BİLİYORUZ’
Erkan Baş’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sesimizin ulaştığı tüm yurttaşlara aslında bir çağrı yapmak için bugün buradayız. Çünkü günlerdir burada adına ‘yargılama’ denilen bir etkinlik devam ediyor ve artık belirli bir karar aşamasına geldiğini düşündüğümüz, gözlemlediğimiz, arkadaşlarımızın bize aktardıkları üzerinden bu doğrultuda bile eğilim oluşan bir anda, bu ülkenin tüm onurlu insanları, bu ülkenin tüm alın teriyle, emeğiyle yaşayan insanları, bu ülkenin vicdanını kaybetmemiş tüm insanları adına bugün buradayız ve davayı takip etmeye devam ediyoruz. Değerli yurttaşlar, şu anda bizi izlediğiniz sahne sanıyorum hiçbirimiz için yabancı değil. Türkiye’nin pek çok yerinde böyle kocaman binalar var, o binaların üzerinde ‘saray’ yazıyor. O binalardan Türkiye’ye bir adalet propaganda ediliyor. Yalan makineleri çalışıyor ve Türkiye’de yargının bağımsız olduğu, yargının tarafsız olduğu, Türkiye’nin adil kararlar verilen bir ülke olduğu inandırılmaya çalışılıyoruz. Buna ilişkin sayısız örnek verebiliriz ama bunlardan açık söylüyorum en önemlilerinden bir tanesinin, en vahşilerinden bir tanesinin, en insanlık dışı olanlardan bir tanesinin duruşmasını takip etmek için bugün buradayız. Takip etmek zorundayız çünkü bunların saray yargılamalarından adalet çıkmayacağını biliyoruz, saray yargılamalarında hukuka uygun kararlar verilmeyeceğini biliyoruz, saray yargılamalarında gerçek suçluların cezalandırılmayacağını hepimiz biliyoruz.
‘ÜLKEMİZİN BU HALE DÜŞÜRÜLMESİNİN ACISINI, UTANCINI YAŞIYORUZ’
Bu ülkenin yurttaşları olarak ülkemizin bu hale düşürülmesinin acısını yaşıyoruz, ülkemizin bu hale düşürülmesinin utancını yaşıyoruz. Biz bu ülkeyi çetelerin yönetmesinin utancını yaşarken, belki de insanlık tarihinin en kötü örgütlenmelerinden bir tanesine daha, daha el kadar, dünyaya yeni gelmiş, daha aldığı nefesi sayabileceğimiz kadar küçücük yavrularımız üç kuruş para kazanmak için bu alçaklar tarafından öldürüldü. Bu bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil, bu normal görebileceğimiz bir şey değil, bu rezil ülkede bile olmasına tahammül edebileceğimiz bir şey değil. Onun için bugün buradayız. Paranın gücüyle iktidar koltuğuna oturanların, iktidar koltuğunda oturmak için, bütün varını yoğunu zenginleri daha zengin etmek için harcayanların ve bu uğurda bütün ülkeyi ateşe atanların, el kadar çocukların öldürülmesine yol açanların unutulmasına, bunun yok sayılmasına, bunların yaşandığı bir ülkede hayatın normal biçimde devam etmesine isyan ediyoruz. Birkaç saat önce hayata gelmiş bir bebeğe bakıp ‘Ben bundan nasıl daha fazla para kazanabilirim? Varsın ölsün varsın hayatını kaybetsin. Yeter ki benim cebime üç beş kuruş daha fazla para girsin’ diye düşünen insanların yan yana gelip örgütlendiği bir çete kurdukları bir ülkeden bahsediyoruz. Bütün insanlığa sesleniyorum, bunu nasıl vicdanımız kaldırıyor?
‘O CEZASIZLIK ÇİZGİSİNİ, O CEZASIZLIK POLİTİKASINI PAÇAVRAYA ÇEVİRECEĞİZ’
Gözümüzün önünde, hepimiz duyuyoruz, hepimizin haberi var ve sözde bunların bir kısmı burada yargılanacak, 3-5 tanesine bizleri susturabilmek için, kamuda, bizim vicdanımızda oluşan öfkeyi bastırabilmek için ceza verecekler, ama gerçek suçlular, gerçek katiller aramızda gezmeye, dolaşmaya, yarın öbür gün yeni canlar almaya, üç lira para kazanmak için başka çocukları katletmeye, başka anneleri, başka babaları ağlatmaya devam edecekler. Ve biz bütün bunların yaşandığı bir ülkede insanız deyip normal biçimde hayatımıza devam edeceğiz. Biz bunu kabul etmiyoruz! Burada yargılama adı altında aslında gerçek sorumluların suçlarının örtbas edilmesine, onun yok sayılmasına karşı asla sessiz kalmayacağımızı söylemek için geldik. ‘Bu iktidardan yana olan, parası olan, gücü olan bu ülkede istediği her şeyi yapar; ondan sonra da ceza var almaz, sokakta hayatı aynı biçimde devam eder’ anlayışını yok etmek için buradayız. Söz veriyoruz: O cezasızlık çizgisini, o cezasızlık politikasını paçavraya çevireceğiz. Bu memlekette bu ülkenin insanına, bu ülkeye zarar veren kim varsa sonuna kadar bütün gücümüzle, bütün varlığımızla mücadele edeceğiz, yakalarına yapışacağız. ‘Garibandır, onun arkasında kimsesi yoktur, zaten yoksul olmasa benim elime düşmezdi, çaresizdir, bari ben bunun sırtından para kazanayım. Varsın evladı ölsün ben buradan para kazanayım, nasıl olsa ağzını açıp hesap soracak kimsesi yok’, yok öyle yağma! Biz kimsesizlerin kimsesiyiz arkadaşlar. Yalnızın, yoksulun, garibanın, kendisini çaresiz hissedenlerin çaresiz olmadığını göstermek için buradayız.
‘BU ADAMI SAĞLIK BAKANI YAPTIKLARI BİR ÜLKEDE YENİDOĞAN ÇETESİ ÇIKMAYACAK DA NE ÇIKACAK?’
Bakın her şeyi bir kenara bakıyorum, sesimin ulaştığı bütün yurttaşlara sormak istiyorum: Siz bu ülkede sağlık bakanı olsaydınız, siz bu ülkede il sağlık müdürü olsaydınız… Ben suçlu olduklarına inanıyorum ama varsın suçlu olması, ya sana bu devlet bir görev vermiş, sana bu devlet bir yetki vermiş ve senin sorumlu olduğun ilde günahsız yavrular üç kuruş para için öldürülüyor, utanmadan ‘Ben sağlık bakanıyım’ diye ortalıkta geziyor. Bakın suçlu olmamasını bir kenara bırakıyorum, vicdan sahibi insan, ‘Bu benim görevimdi, ben bunu engelleyemedim’ diye görevinden istifa etmez mi? Ama o kadar alçak, o kadar namussuz ki ‘Ben bu koltuktan kalkarsam benim suçlu olduğumu anlarlar ve yargılarlar’ diye korktuğu için koltuğuna yapışıyor. Adam o gün il sağlık müdürü İstanbul’da, şimdi sağlık bakanı. O günkü sağlık bakanı… Bir ülkede sağlık bakanı sağlık hastanesi patronu olur mu? Senin hastalanmanı bekliyor para kazanmak için, senin hastalanmanı istiyor ki para kazansın. Bu adamı sağlık bakanı yaptıkları bir ülkede Yenidoğan Çetesi çıkmayacak da ne çıkacak? Tamam bunlar alçak, bunlar namussuz, bunlar şerefsiz, el kadar bebekleri öldürüp para kazanıyorlar. Peki bunlara yol açanlar? Peki bunlara yol verenler?
‘MESELE BURADAKİ 3-5 TANE ÇETECİ ALÇAK DEĞİL, MESELE BUNLARI YARATAN SİSTEM’
Her seçimde karşımıza çıkıp ‘Sağlıkta reform yaptık’ diyorlardı değil mi, ‘Sağlıkta devrim yaptık’ diyorlardı. ‘Koca koca hastaneler açtık, şehir hastaneleri açtık, artık SGK kuyrukları yok, herkes istediği hastanede tedavi olabilir’ diyorlardı değil mi? İşte onların sağlık devrimi bu! Onların sağlık devrimi, ‘Sen hasta ol, ben senden para kazanayım. Seni ameliyat edeyim senden para kazanayım. Sana ilaç satayım senden para kazanayım. Senin insan olarak bir önemi yok ki, sen bana para kazandırıyor musun’. Bize yurttaş olarak bakmıyor, bize insan olarak bakmıyor, bizi sırtımızdan para kazanacak mahlukatlar olarak görüyor. Kurdukları bu sağlık sistemini görmemiz lazım. Mesele buradaki 3-5 tane çeteci alçak değil, mesele bunları yaratan sistemi, bunları yaratan karanlığı, mesele insan hayatını para kazanmak için, insan hayatını alıp satmak için bu özel hastaneleri kuranlar. Özel hastane sistemi suçlu, her şeyin önüne parayı koyan zihniyet suçlu, ‘İnsan önemli değil, önemli olan para’ diyen zihniyet, bugün Türkiye’yi yöneten zihniyet suçlu. Biz buna göz yumduğumuz sürece, insanların birbirini ezmesine, insanların birbirini sömürmesine, birilerinin daha çok para kazanmak için milyonlarca insanı ayakları altına alıp paspas etmesine öfkelenmiyorsak, buna tepki göstermiyorsak, buna ‘Yeter artık’ demiyorsak, emin olun bu göz göre organize bir cinayete kurban giden kardeşlerimizin ölümünden vallahi biz de suçluyuz.
‘VİCDANI OLAN, İNSANLIĞINA SAHİP ÇIKAN HERKESİN HEP BERABER SES ÇIKARTMASI LAZIM’
Bu yüzden burada bugün bu katillerin en ağır biçimde cezayı alması için sesimizi yükseltiyoruz. Ama aynı zamanda bu katilleri yaratan sisteme karşı vicdanı olan, insanlığına sahip çıkan herkesin hep beraber ses çıkartması lazım. Bunların istediği şey şu, ‘Sen işine bak, sana dokunmayan yılan bin yaşasın’. İşte o yılanın bizim sokması, bizim canımızı yakmasını beklemeyelim.”