Diyarbakır’da öldürülen Narin Güran cinayeti davasında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemeye sunduğu esasa ilişkin mütalaasında, olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve aile tarafından organize biçimde saklanılmaya çalışıldığı kanaatinin oluştuğu belirtilerek, ”Zira köy muhtarı olan ve ailenin tarlalarını ekip biçmesi dolayısıyla da önde geleni olarak hareket eden Salim Güran’ın arama çalışmalarının başından itibaren kolluk birimlerini yanlış yönlendirmeye ve arama çalışmalarına yön vermeye çalıştığı, tedirgin hal ve tavırlarda bulunduğunun kolluk birimlerince de tespit edildi” denildi.
Merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından cansız bedeni 8 Eylül günü Eğertutmaz Deresi’nde bulunan Narin Güran cinayeti davasına ilişkin savcının hazırladığı mütalaa, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. Savcı, mütalaasında, amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında ”iştirak halinde çocuğu kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
”İlk resmi ihbar saat 20.43’te yapılmış”
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı adına Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan 14 sayfalık mütalaada, soruşturma aşamasındaki bölümde, Narin’in arama çalışmaları sırasında Güran ailesinin güvenlik güçlerini yanlış yönlendirdiği tespitleri yer aldı.
Narin’in kaybolmasına ilişkin ilk resmi ihbarın ağabeyi Baran Güran tarafından 21 Ağustos günü saat 20.43’te yapıldığı bilgisinin paylaşıldığı mütalaada, şöyle denildi:
”Narin Güran’ın kaybolduğu yönünde yapılan ihbar sebebiyle jandarma görevlilerince kayıp çocuk vakıası olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza bildirilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığımızın kayıp çocuk ile alakalı sisteme kayıp bildiriminde bulunulması, kamera ve tanık araştırmalarının yapılması, farklı bir durum ortaya çıkması halinde yeniden bildirilmesi talimatlarıyla kayıp şahıs olarak kolluk birimlerince araştırmaya başlanıldığı, Narin Güran’ın kaybolduğuna dair ilk resmi ihbarın 21 Ağustos 2024 saat 20:43 sıralarında ağabeyi Baran Güran tarafından 112 ihbar hattı aranmak suretiyle yapıldığının tespit edildi. 21 Ağustos 2024 tarihinden itibaren alınan tanık beyanları ve ailenin beyanları doğrultusunda Narin Güran’ın kayıp olduğunun belirtilmesi ve aile tarafından başkaca şüphelenilen bir husus bulunmadığının açıkça belirtilmesi sebebiyle Tavşantepe Mahallesi ve civarında uzman kolluk birimlerince yoğun bir biçimde arama ve tarama faaliyetleri gerçekleştirildi.”
”Salim Güran’ın sergilediği şüpheli tavırlar kolluk tarafından tutanak altına alındı”
Soruşturmada tutuklu amca Salim Güran’ın muhtar olması nedeniyle kolluk birimleriyle sürekli birlikte hareket edip sergilediği şüpheli tavırların kolluk tarafından tutanak altına alındığına kaydedilen mütalaada, şu ifadelere yer verildi:
”Arama çalışmalarının devam ettiği sırada 22 Ağustos 2024 tarihinde Narin Güran’ın kuzeni olan Muhammed Kaya isimli şahsın beyanına göre Suriye uyruklu şahısların kaldığı çadırların yakınında kırmızı renkli bir çocuk terliği bulduğunu ancak kolluk birimlerine haber vermeyi unuttuğunu belirttiği, şahsın aracına daha sonradan binen Osman Güran isimli şahıs tarafından terliğin aile bireylerine gösterildiği ve kolluk birimlerine de haber verildiğinin tespit edildiği, aile bireylerince terliğin numara bilgisinin dahi sorulmadan Narin Güran’a ait olduğunun söylenerek soruşturmayı, yaşantısını günlük çalışmaya bağlı idame ettiren çadırda yaşayan kişiler ile Suriyeli kişilere yönlendirilmeye çalışıldığı, Salim Güran isimli şahsın muhtar olması hasebiyle kolluk birimleriyle sürekli birlikte hareket edip sergilediği şüpheli tavırların kolluk tarafından tutanak altına alındı. 24 Ağustos 2024 günü akşam 21.00 sıralarında Tavşantepe mahallesinde rüzgarsız bir hava olmasına rağmen elektrik tellerinin birbirine temas etmesi neticesinde yangın meydana geldiği, yangın olayının meydana geldiği mahalde Güran ailesine mensup kişilerin olması, hava şartları düşünüldüğünde dış bir müdahale olmaksızın yangın meydana gelmesinin mümkün olmaması sebebiyle yangının arama çalışmalarını etkilemek ve Narin Güran’ın bulunmaması amacıyla organize edildiği değerlendirildi.”
”Salim Güran arama çalışmalarında başından itibaren kolluk birimlerini yanlış yönlendirdi”
Mütalaada, kolluk birimlerince yapılan araştırmalarda Narin Güran’ın ikamet ettiği köyde bulunanların çok büyük bir kısmının akraba olması, son görüldüğü yerin evine çok yakın mesafede olması, yapılan kamera ve PTS (Plaka Tanıma Sistemi) çalışmalarında olay mahalline yabancı şahıs ya da araç girişinin bulunmaması hususların dikkate alındığı vurgulandı. Olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve aile tarafından organize biçimde saklanılmaya çalışıldığı kanaatinin oluştuğu vurgulanan mütalaada, şuyle devam edildi:
”Zira köy muhtarı olan ve ailenin tarlalarını ekip biçmesi dolayısıyla da önde geleni olarak hareket eden Salim Güran’ın arama çalışmalarının başından itibaren kolluk birimlerini yanlış yönlendirmeye ve arama çalışmalarına yön vermeye çalıştığı, tedirgin hal ve tavırlarda bulunduğunun kolluk birimlerince de tespit edildi. Salim Güran’ın her ne kadar ruhsat kaydı Fuat Güran adına kayıtlı ise de kendi beyanlarında, PTS kayıtlarında ve tanık beyanlarıyla sabit olduğu üzere fiilen kullanmakta olduğu 47 KF 388 plakalı araç üzerinde arama ve inceleme yapıldığı, elde edilen numunelerin Van Jandarma Kriminal Laboratuvarınca yapılan incelemesi sonucu düzenlenen 30 Ağustos 2024 tarihli raporda söz konusu aracın şoför koltuğunun oturma kısmında Narin Güran’a ait DNA profili bulunduğunun tespit edildi. Salim Güran’ın kullanımında olan 47 KF 388 plakalı araçta yapılan ilk incelemede belirttiğimiz şekliyle 30 Ağustos 2024 tarihli raporda aracın şoför koltuğu oturma kısmında Narin Güran’a ait DNA tespit edilmesinin akabinde araç içerisinde daha detaylı inceleme yapılabilmesi amacıyla söz konusu araç çekici marifetiyle Van Jandarma Kriminal Laboratuvarına gönderilmiş, yapılan detaylı incelemede aracın sağ arka kapı iç kısmı üzerinden elde edilen kıl numunesinin Narin Güran’a ait olduğunun tespit edildi. Salim Güran’ın 2 Eylül 2024 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde özetle; ‘Narin Güran’ın aracına kendisiyle birlikte kesinlikle binmediğini, Narin’in araca bindiğini hiç görmediğini ve üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini’ şeklinde savunmada bulunduğu…” denildi.
Narin nasıl öldürüldü?
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı adına Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan 14 sayfalık mütalaada, olay yeri incelenmesi ve otopsi raporu bölümde, Narin’in, nasıl öldürüldüğü ve cansız bedeninin dereye taşıma süreçleri yer aldı.
Mütalaada, Narin’in cansız bedeninin nasıl bulduğunu ilişkin şu bilgiler yer aldı:
“Arama faaliyetleri çerçevesinde 8 Eylül 2024 tarihinde saat 08.30 sıralarında Jandarma Sualtı Arama Kurtarma görevlilerince Tavşantepe Mahallesinde bulunan Eğertutmaz deresi içinde yapılan tarama faaliyeti esnasında Eğertutmaz deresi ile derenin toprakla birleştiği kısımda kayaların altına sıkıştırılmış vaziyette üzerini kapatacak şekilde 3 adet 40-50 cm çaplarında kaya parçalarının kapattığı bir çuval görüldüğü, söz konusu çuval içerisinde Narin Güran’a ait cansız bedene ulaşıldığı ,otopsi işleminin yapılması amacıyla Narin Güran’ın cansız bedeninin Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığına sevkinin sağlandığı, Adli Tıp Kurumunda başından itibaren otopsiye Adli Tıp Grup Başkanı’nın da bizzat katılımıyla daire başkanları, şube müdürü, 5 adli tıp uzmanı ve haricen görevlendirilen radyoloji uzmanından oluşan heyet tarafından ayrıntılı olarak inceleme yapıldığı, skopi işlemine tabi tutulduğu, cesedin her bölgesinden incelemeye esas sürüntü örnekleri alındığı, yapılan ilk incelemede sol bacak diz kısmında kopma olduğu, cesedin bulunduğu yerin yan tarafında kaval kemiğine benzer kemik parçası ve küçük parçacıklar bulunduğu, kesin ölüm sebebinin ve sair hususların yapılacak patolojik, biyolojik ve kimyasal incelemeler neticesinde belirlenebileceğinin belirtildi. Olay yeri incelemesi sırasında entomolojik verilerin toplanması mümkün olmamakla, eldeki böceklerin cesetteki toplam topluluğu temsil edip etmediğinin bilinmemesiyle ve cesedin bulunduğu mikrohabitatta sıcaklık verileri kaydedilememekle beraber, ceset üzerindeki böcek faunasının analizi, böceklerin kolonizasyonu ve erişkin olmayan formların gelişimi birlikte değerlendirildiğinde; incelenen örneklerin yaşının toplandığı zamana (8 Eylül 2024) göre 17 gün 24 saat olabileceği, küçüğün kaybolduğu zaman 21 Ağustos 2024 ile uyumlu olduğu şeklinde belirtildi.”
”Boyuna basıya bağlı oksijensiz bırakılması dışında başkaca bir travmatik tesirle öldüğünün tıbbi deliller bulunmadı”
19 Eylül 2024 tarihli 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan otopsi raporunun sonucuna da değinilen mütalaada, şunlar kaydedildi:
”Çocuğun ağız burun kapanması ve boyuna basıya bağlı oksijensiz bırakılması dışında başkaca bir travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, 7. Adli dosyada kayıtlı bilgilerde; çocuğun 21 Eylül 2024 tarihinde kaybolduğu, 8 Eylül 2024 tarihinde dere yatağında üzerinde kaya parçası bulunan çuval içerisinde ölü olarak bulunduğu, otopsisinde dış muayenede ağızda dudak içlerinde kanama alanları, boyun bölgesinde ciltte ve yumuşak dokularda kanama alanları görüldüğü, iç muayenesinde boyun yumuşak dokularında kanama alanları görüldüğü, bu bölgelerden histopatolojik inceleme amacıyla doku örnekleri alındığı, yapılan incelemede kanama alanları tespit edildiği, boyun bölgesinde tiroid kıkırdakta kırık görüldüğü, iç organlarda tespit edilen makroskopik bulgular, iç organların histopatolojik tetkikinden elde edilen bulgular, otopsi fotoğraflarının yapılan değerlendirmesinden elde edilen bulgular dikkate alındı. Narin Güran’ın cansız bedeni üzerinde yapılan ölü muayene ve otopsi işlemi sonrasında alınan iç organ numuneleri ve patolojik incelemeler neticesinde “Çocuğun ölümünün 21 Ağustos 2024 tarihinde meydana geldiği, çocuğun ağız burun kapanması ve boyuna basıya bağlı oksijensiz bırakılması dışında başkaca bir travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, Çocuğun ölümünün ağız burun kapanması ve boyuna bası sonucu oksijensiz bırakılmasına bağlı meydana gelmiş olduğu” hususunun oy birliği ile mütalaa edildi.”
23 kişinin gözaltına alınma gerekçesi mütalaada yer aldı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sürdürülen soruşturma kapsamında Narin’in cansız bedenini bulunduğu 8 Eylül günü annesi, ağabeyinin de bulunduğu 23 kişinin gözaltına alınma gerekçeleri de mütalaada yer aldı. Soruşturma süresince ailenin verdiği ifadelerin tutarsız olduğuna vurgu yapılan mütalaada, şöyle devam edildi:
”Narin Güran’a ait cansız bedenin bulunması sonrasında yukarıda izah olunduğu üzere ailenin sürecin başında itibaren tutarsız beyanları, Narin Güran’ın 21 Ağustos 2024 tarihinde 15.44 sıralarında Eğertutmaz deresine ölü olarak bırakıldığının kamera kayıtlarından tespit edilmesine rağmen olayın en başında alınan beyanlarında Narin Güran’ı en son saat 17:00 ve 18:40 sıralarında gördüklerine dair beyanları, ailenin ilk resmi ihbarı 20.43’te yapmış olması, arama çalışmalarını yanlış yönlendirmek amacıyla sürekli kolluk görevlilerini takip ederek bilgi almaya ve dinlemeye çalışmaları, yaşantısını günlük çalışmaya bağlı idame ettiren çadırda yaşayan kişiler ve Suriyeli vatandaşların yaşadığı bölgeden bulduklarını beyan ettikleri bir terlik ile Salim Güran isimli şahsın olayın ilk günlerinde ki telefon görüşmelerinde de belirttiği gibi iki Suriyeli çingene kadın, eski bir kırmızı araba görüldüğü şeklinde olayın seyrini değiştirmeye çalışmaları, elektrik tellerini birbirine çarptırmak suretiyle yangın çıkarmaları, cesedin bulunmasının ardından aralarında çıkan tartışmada karşılıklı olarak birbirlerine söyledikleri sözler ve kullandıkları ifadeler ile ele geçirilen incelenen cep telefonlarında olay günü olan 21 Ağustos 2024 gününe ait mesaj ve görüşme içeriklerini tümüyle silmiş olmaları dikkate alındığında organize şekilde yaşanan olaydaki maddi gerçekliği saklamaya çalıştıklarının net bir biçimde anlaşılması karşısında 8 Eylül 2024 tarihinde 23 şüphelinin gözaltına alınmasına Cumhuriyet Başsavcılığımızca karar verildiği ve halihazırda ‘Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme, Suçluyu Kayırma’ suçlarından 2024/46201 numaralı soruşturma dosyasında derdest oldular.”
”Bahtiyar’ın ahırındaki çuvallar ile cesedin konulduğu çuvalının seri numaraları ardışık”
Mütalaada ayrıca, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın araçlarında yapılan kriminal incelemelere de değinilerek, şunlar kaydedildi:
”9 Eylül 2024 tarihinde gözaltında bulunan Nevzat Bahtiyar isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızın talimatı ile yer gösterme işlemi yapılabilmesi amacıyla Tavşantepe mahallesinde görevli kolluk görevlilerince hazır edildiği, tarafımızın da katılımıyla usule uygun yer gösterme işlemi yapıldığı, Nevzat Bahtiyar’ın yer gösterme işlemi esnasında alınan beyanında Narin Güran’ın cansız bedenini Salim Güran isimli şahsın kendisine verdiğini ve yok etmesini istediğini, karşılığında 200 bin TL para vereceğini aksi takdirde kendisine ailesine zarar vermekle tehdit ettiğini, bunun üzerine cesedi Salim Güran’ın 47 KF 388 plaka sayılı aracından alarak kendisinin kullanımında olan 23 AN 630 plakalı araca battaniyeye sarılı vaziyette bıraktığını, daha sonra kendi ahırından aldığı gübre çuvalına bırakarak Eğertutmaz deresine götürerek dere kenarında suyla birleşme noktasına bırakarak üzerini taşlar ile kapattığını beyan ettiği, şahsın beyanı üzerine ahırında yapılan incelemede temin edilen gübre çuvalları üzerindeki seri numaraları ile cesedi içerisine konulmuş olduğu gübre çuvalının seri numaralarının ardışık olduğu ve çuvalların benzer olduklarının tespit edilerek tutanak altına alındığı, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın kullanmış oldukları araçlar üzerine yapılan detaylı incelemelerde alınan toprak numunelerinin karşılaştırılmasında Van Jandarma Kriminal Laboratuvarının 16 Eylül 2024 tarihli raporunda her iki araç içerisinden alınan toprak numunelerinin benzer olduklarının tespit edildi.”