İsrail, 1973’ten bu yana ilk kez Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi aştı ve Suriye topraklarına girdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun talimatıyla gerçekleşen bu hamle, bölgede gerilimi artırdı. Golan Tepeleri, 1967’den bu yana İsrail’in işgali altında bulunuyor.
İsrail ordusu, 51 yıl aradan sonra Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi aşarak Suriye topraklarına giriş yaptı. İsrailli yetkililer, bu hamlenin, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun doğrudan talimatıyla gerçekleştiğini duyurdu. Netanyahu, dün yaptığı açıklamada orduya tampon bölgenin ele geçirilmesi emrini verdiğini ifade etmişti.
1967’den bu yana süren i̇şgal
İsrail, 1967 Altı Gün Savaşı sırasında Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni işgal etti. 1974’te imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması, taraflar arasında bir tampon bölge oluşturulmasını ve bu bölgenin silahtan arındırılmasını öngörüyordu. Ancak İsrail’in bu son adımı, söz konusu anlaşmayı ihlal ederek bölgedeki tansiyonu yeniden yükseltti.
Bölgesel gerilim artıyor
Uzmanlara göre, İsrail’in bu hamlesi, Suriye ile İsrail arasındaki ilişkileri daha da kötüleştirebilir. Golan Tepeleri, sadece askeri bir bölge değil, aynı zamanda stratejik öneme sahip bir su ve enerji kaynağı. İsrail’in, bölgedeki kontrolünü artırma çabalarının, bölgesel istikrarsızlığı daha da derinleştirmesi bekleniyor.
1974 anlaşması ve tampon bölge
Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması, 1973 Yom Kippur Savaşı’nın ardından, İsrail ve Suriye arasında Birleşmiş Milletler gözetiminde imzalanmıştı. Bu anlaşma çerçevesinde, Golan Tepeleri’nin doğusunda bir tampon bölge oluşturulmuş ve askeri güç konuşlandırılması yasaklanmıştı. Ancak İsrail’in son hareketi, bu anlaşmayı fiilen sona erdirebilir.
Netanyahu’dan açıklama
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, tampon bölgeye giriş talimatını verdiğini doğruladı. Netanyahu, “Golan Tepeleri’nde kontrolümüzü sağlamlaştırmak için kararlı bir şekilde hareket ediyoruz. Bölgede güvenliği sağlamak, İsrail’in stratejik önceliğidir” dedi.
Uluslararası tepkiler bekleniyor
İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki son hamlesi, uluslararası toplumdan tepki çekebilir. Birleşmiş Milletler ve Arap Ligi gibi kuruluşların, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ettiği biliniyor. Özellikle Suriye’nin bu duruma nasıl yanıt vereceği, gelecekteki jeopolitik dengeler üzerinde belirleyici olacak.