Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, ”Sayın Cevdet Yılmaz’ın ifade ettiği gibi talebi ve arzı kısarak, vergileri arttırarak tüm faturayı dar gelirli milyonlara keserek, enflasyonla mücadele yapılmaz. Biz de hükümeti bir an evvel bu yanlış anlayışlarından kurtulmaya ve Milli Görüş hükümetlerinin uygulanabilir ve bilimsel anlayışını uygulamaya davet ediyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak hükümeti son olarak bir kez daha uyarıyoruz. Milletin hakkını imtiyazlı holdinglere vermekten vazgeçmeniz gerekiyor” dedi.
Fatih Erbakan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen 2025 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ne ilişkin eleştirilerde bulundu. Erbakan, şu görüşlere yer verdi:
”Sayın Cevdet Yılmaz bey 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesiyle ilgili konuşmasında TBMM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında pembe bir tablo çizdi. Mali disiplinin sağlandığından ve orta vadeli programın disiplinle, başarıyla yürütüldüğünden bahsetti. Gönül isterdi biz de Sayın Cevdet Yılmaz’ı ve hükümeti tebrik edelim. Ancak Sayın Yılmaz’ın ifadelerinin aksine 2024 yılında Yeniden Refah Partimizin beklentileri, talepleri, tavsiyeleri ve görüşleri dikkate alınmadı. 2025 yılında da 2024 yılında yapılan hataların tekrar edileceğini ifade etmek istiyorum. Bu bütçenin imtiyazlı kesimi kayıran bir bütçe olması dolayısıyla aslında milletin bütçesi olmadığını, borç, faiz, zam, vergi bütçesi olduğunu belirtmek istiyorum.
Maalesef bu bütçede emeklilerimize yer yoktur. Dar gelirlilerimize yer yoktur. Memurumuzun, işçimizin, çiftçimizin, küçük esnafın emeklerinin karşılığı yoktur. Bu bütçede paylaşımda adalet yoktur. Maalesef israf vardır. Borçlanma vardır. Bu bora karşılık faiz ödemesi vardır. Vergide adaletsizlik vardır. İmtiyazlı bir zümreye gelir ve kişi ve kurumlar vergi muafiyetleriyle imtiyazlar yer almaktadır.
”2025’te faize verilecek parayla sadece 750 bin konutun yapılıp vatandaşa da bedava verilebilmesi mümkün”
Kamuda trilyonlarca liralık bir israf, 1.3 trilyon liralık faiz ödemesi, 2.65 trilyon liralık bir borçlanma ve yeni icat edilen vergilerle yüzde 200’lere varan bir vergi artışı gerçekleştirildi. 2025 yılında ise az önce ifade ettiğim üzere hatalar, bu yanlışlar maalesef bütçede tekrar ediliyor, devam ediyor. Geçen yılki faiz ödemesi 1.3 trilyondu. Bu yıl 1.95 trilyon lira. Geçen yılki faiz ödemesinin yüzde 50 üzerinde bir faiz ödemesiyle karşı karşıyayız. Bütçenin büyüklüğü yüzde 37 artarken faiz ödemesi tek başına yüzde 50 oranında artıyor. Geçen yıl faiz ödemesi bütçe açığının yüzde 49’uyken bu yıl faiz ödemesi bütçe açığının yüzde 101’i yani bütçe açığından daha fazla bir faiz ödemesiyle karşı karşıyayız. Bütün bu rakamlar faiz ödemelerinin yıldan yıla ciddi şekilde artış gösterdiğini açık bir şekilde ispat etmektedir.
6 Şubat’taki Kahramanmaraş depreminin yaralarını sarmak üzere devlet 350 bin konut yapacağını ifade ediyor. 2025’te faize verilecek parayla sadece 750 bin konutun yapılıp vatandaşa da bedava verilebilmesi mümkün. Yani neredeyse şubat defterinin yaralarını saracağız. Üstüne bir de İstanbul’un kentsel dönüşümünü tamamlayacağımız kadar bir parayı maalesef faize vermiş oluyorlar. Devlet olarak 10 milyon asgari ücretliye her ay 16 bin lira fazladan para verebilir ve asgari ücretlinin eline aylık 33 bin lira para geçmiş olabilir.
Türkiye’de 3 bin civarında SMA hastası yavrumuz var. Bu SMA hastası yavrularımızın tedavisi için gereken para 105 milyar lira ve 2025’te faize verilecek paranın sadece yüzde 5’idir. Faize verilen parayla 85 milyonun banka borcunun silinebilmesi de mümkün. SMA hastası yavrularımızı tedavi edebilecek olan bir meblağın tam 20 katını bir senede faize veriyoruz.
Vergiler her geçen sene daha çok oranda faize gidiyor. 2023 yılında yüzde 15’i faize giderken 2025 yılında toplanacak verginin yüzde 17,5 faize gidecek. Yani her geçen sene daha fazla vergimiz millete ve hizmete gideceği yerde faize gidiyor. Vergiler dar gelirliden alınıyor. Bunu yıllardan beri hepimiz söylüyoruz. Zenginden alınan vergilerin oranı yüzde 34 ama alışverişten alınan dolaylı vergilerin oranı yüzde 66 oldu. Verginin üçte biri zenginden alınıyor. Üçte ikisi dar gelirliden alınıyor. Vazgeçilen gelir ve kurumlar vergisinin en azından 1 trilyonluk kısmı iki elin parmaklarını geçmeyen imtiyazlı holdinglere maalesef kaynak aktarma olarak karşımıza çıkacak. Görünen odur ki Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, ‘2025 yılı 2024’ten 2026 yılı da 2025 yılından daha iyi olacak merak etmeyin’ derken bu müjdeyi milletimize değil, imtiyazlı holdinglere vermiş. İmtiyazlı holdingler için gerçekten de 2025, 2024’ten daha iyi olacak.
”Sayın Cumhurbaşkanı milletimize verdiği sözü tutmamıştır”
Sayın Cumhurbaşkanı hem 14 Mayıs hem de 31 Mart yerel seçimleri öncesinde, ‘Biz artık milletimize ilave bir yük yüklemeyeceğiz’ diye kameraların önünde milletin huzurunda söz verdi. Sayın Cumhurbaşkanı, aziz milletimize bu sözleri vermiş olmasına rağmen 2023 ylında 14 Mayıs – 28 Mayıs seçimlerinden sonra bir ek bütçeyle maalesef iki katı vergi toplamıştı. 2024 yılında vergiler, hem vergilere yapılan zamlar hem de yeni icat edilen vergiler sebebiyle yüzde 2 oranında yani 3 misli oranında arttırılmıştır. Şimdi 2025 bütçesinde yüzde 44’lük artış daha vergilere getirilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı bu noktada milletimize verdiği sözü tutmamıştır. Enflasyonla mücadele etmek ve kalıcı olarak düşürmek istiyorsak arzı ve üretimi arttırmamız lazım. Bir planlama çerçevesinde ağır sanayide, teknolojide gıda, tarım ve hayvancılık sektörlerinde üretimi ve arzı arttırmaya yönelik çalışmaları yapmamız gerekiyor.
”Önce millet anlayışını uygulamaya geçin”
Sayın Cevdet Yılmaz’ın ifade ettiği gibi talebi ve arzı kısarak, vergileri arttırarak tüm faturayı dar gelirli milyonlara keserek, enflasyonla mücadele yapılmaz. Biz de hükümeti bir an evvel bu yanlış anlayışlarından kurtulmaya ve Milli Görüş hükümetlerinin uygulanabilir ve bilimsel anlayışını uygulamaya davet ediyoruz. Yeniden Refah Partisi olarak hükümeti son olarak bir kez daha uyarıyoruz. Önce imtiyazlar anlayışından bir an evvel kurtulun. Önce millet anlayışını uygulamaya geçin. İsrafı önlememiz gerekiyor. Milletin hakkını imtiyazlı holdinglere vermekten vazgeçmeniz ve denk bütçe yaparak milleti ve ülkeyi bu faiz belasından faiz kurtarmanız, paylaşımda adaleti sağlamanız gerekiyor.”