Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Diyarbakır 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi ve örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması gerekliliğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dicle ana seni gülden doğurmuş. Nergis, kekik ve sümbülden doğurmuş. Ey Diyarbakır, seni bu toprak incelikten ve gönülden doğurmuş.” sözleriyle Diyarbakır’ın tüm ilçelerini, mahallelerini ve hanelerini selamladı.
İl kongresinin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bolu, Giresun, Kütahya, Sivas ve Şırnak il kongrelerinin de hayırlara vesile olmasını niyaz etti.
“Diyarbakır’ın huzuru unutmayın, Türkiye’nin huzurudur. Diyarbakır’ın refahı, unutmayın Türkiye’nin refahıdır. Diyarbakır’ın kaderi Türkiye’nin kaderidir.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’ın Türkiye’de en çok sahabeye ev sahipliği yapan, ortak medeniyetin mirası ve İslam’ın mührü bir şehir olduğunu belirtti.
Bu şehrin, tarihi boyunca her şeyden çok birlikte yaşama hukukuna kundak olduğunu dostun da düşmanın da çok iyi bildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim kardeşliğimiz, İslam kardeşliğidir. Bizim kardeşliğimiz, kader kardeşliğidir. Bizim kardeşliğimiz, orduları Diyarbakır’ı fetheden, dönemin gâvurlarına karşı gaza eden adalet timsali Hazreti Ömer kardeşliğidir. Bizim yoldaşlığımız Hazreti Ebubekir yoldaşlığı, gönüldaşlığımız Hazreti Ali gönüldaşlığıdır. Bizim cömertliğimiz ve konuk severliğimiz, Hazreti Osman misalidir. Bizim kardeşliğimiz, daha dün işgalcileri denize dökerken omuz omuza mücadele ettiğimiz istiklal ve istikbal kardeşliğidir. Dicle ve Fırat nasıl tabii ve tazeyse bizim kardeşliğimiz de bu ırmakları kıskandıracak tazelikte ve güzelliktedir. Bizim kardeşliğimiz, Diyarbakır surlarından daha muhkem, daha sağlam, daha aşınmaz ve daha görkemlidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sahabelerden, Selçuklulardan, Artuklulardan, Eyyubilerden, Akkoyunlulardan, Osmanlılardan izler taşıyan Diyarbakır’ın her bir ferdinin, bu kadim medeniyetin asli mirasçısı olduğunu ve bu bölgede halk müziği en zengin olan yerin Diyarbakır olduğunu kaydetti.
“Bu topraklarda kardeşliğin altını oymak için türlü oyunlar çeviriyorlardı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müşterek hayatımızı, müşterek duygularımızı anlatan Diyarbakır türküleri tek başına nasıl bir millet olduğumuzu dünyaya göstermeye yeter. Ne diyor o güzel Diyarbakır türküsünde, ‘Bahçede yeşil çınar, boyu boyuma uyar. Ben seni gizli sevdim, bilmedim âlem duyar.’ Biz, sizi gizli değil hep aleni sevdik, açıktan sevdik. Sadece sevmekle kalmadık, yatırımlardan hak ve özgürlüklere kadar her alanda eşi benzeri görülmemiş hizmetlere, eserlere kavuşturduk.” diye konuştu.
“Böyle bir aşkla Diyarbakır’a hizmet ederken birileri ne yapıyordu?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İdeolojilerine uygun suni bir tarih icat etmeye çalışıyorlardı. Milletimizi inancından ve kültüründen uzaklaştırma peşinde koşuyorlardı. Mayası Müslümanlıkla yoğrulan yurdu bölmek için uğraşıyorlardı. Bu topraklarda kardeşliğin altını oymak için türlü oyunlar çeviriyorlardı. Bu gayretlerinin gerisindeki sinsi niyetleri gayet iyi biliyoruz. Kim desteklerse desteklesin, küçük çıkarlar uğruna bu tür ihanet projelerine payandalık edenlerin sonu hüsran olacaktır. Selahaddin Eyyubi’nin gaza arkadaşlarını, emperyalist emellerine alet etmeye çalışanlar hepimizin ortak hasmıdır. Varsın eli kanlı katiller tefrika marşlarıyla ihanetlerini örtmeye çalışsın. Biz Diyarbakır’la yürekten kopup gelen kardeşlik türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz. Gençler, milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü, devletimizin ebet müddet gücünü, Ahmed Arif’in ifadesiyle ‘Bu yılanlara, bu çıyanlara yedirmeyeceğiz.’ Neredeyse yarım asırdır bu millete, nice acılar yaşatan evlatlarından ayıran, bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyunun son halkasını da Allah’ın izniyle bozma aşamasındayız.”
Bölgede yaşanan her hadisenin, oynanan yıkıcı oyunun, sergilenen alçak senaryonun gerçek yüzünü biraz daha açığa çıkardığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin, süslü ve yaldızlı kavramlarla örtmeye çalıştıkları sinsi niyetleri ortaya dökülmektedir. Yine bir Diyarbakır türküsünün sözleriyle ifade edecek olursak. ‘Diyarbakır etrafında bağlar var. Fitil işler yüreğimde yara var. Sen gidersen benim başka kimim var? İsterem ki bir gün evvel gelesen.’ Evet, bizim birbirimizden başka kimimiz var? Soruyorum size, iyi günümüzde sevincimizi, kötü günümüzde üzüntümüzü paylaşacağımız, beraber gülüp beraber ağlayacağımız kimimiz var?” şeklinde konuştu.
Hayatın her alanında etle tırnak gibi birbirine geçmiş insanları ayırmaya kalkmanın zulmün en büyüğü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birliği ve beraberliği güçlendirmenin, hayalleri ve hedefleri aynı vizyon etrafında bütünleştirmenin önemini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi birbirimizden ayırmak isteyenlerin gayesi ne size, ne bize iyilik etmek değil kendi köhne düzenlerini sürdürebilecekleri bir ortam oluşturmaktır. İşte bunun için yaşadığımız toprakları ortak vatanımız yapan 1000 yıllık hamuru kim bozmaya, kim zehirlemeye kalkarsa karşısına hep beraber biz dikileceğiz.” diye konuştu.
Cumhuriyetin kuruluş sürecine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de omuz omuza verecek Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz. Nasıl Cumhuriyet tarihi boyunca tek parti faşizminden darbelere kadar nice badirelere birlikte göğüs germişsek, demokrasi ve kalkınma tırmanışını da birlikte yapacağız. Unutmayınız, tıpkı 81 vilayetimizin her biri gibi Diyarbakır’sız bir Türkiye yetim kalır. Tıpkı 783 bin kilometrekare vatan toprağının her karışı gibi, Türkiye’siz bir Diyarbakır öksüz kalır. ” ifadelerini kullandı.
“Doğrusuyla ve yanlışıyla tarihimizin bir parçası olarak kayıtlardaki yerini almıştır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 1,5 asırdır, bilhassa da son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık ‘dur’ deme vaktidir. Artık yeni şeyler söyleme vaktidir. Türkiye’nin uzunca bir geçmişe sahip terörle mücadele serencamı doğrusuyla ve yanlışıyla tarihimizin bir parçası olarak kayıtlardaki yerini almıştır.” şeklinde konuştu.
40 yılı aşan uzun mücadele sürecinde güvenlik güçlerinden, kamu görevlilerine ve masum vatandaşlara kadar binlerce şehit verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin aziz hatıralarının ilelebet kalplerde yaşayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Attığımız her adımın şehitlerimizin canları pahasına bize emanet ettikleri ülkemizin geleceğini güvence altına alma gayesi taşıdığından kimsenin şüphesi olmasın. Tabii bunun yanında terör örgütü tarafından gasbedilerek ve kandırılarak dağa çıkartılan bölge insanımızın 10 binlerce evladı hayatını kaybetti. Bölücü örgütün zorla dağa çıkarttığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz. Aynı şekilde milyonlarca insanımız, köyünden, evinden ayrılıp başka şehirlere gitmek zorunda kaldı.
Ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı için kullanmamız gereken yüz milyarlarca dolar kaynağı terörün önünü kesmek için harcadık. En kıymetli varlığımız olan beşeri sermayemizi uzun yıllar hakkıyla değerlendiremedik. Yine bu dönemde vesayet karşısında sivil siyaseti güçlendiremedik. Demokrasimiz terör aracılığıyla yönlendirilmiş, yıpratılmış, hak ettiği seviyelere gelmesi engellenmiştir. Hiç şüphesiz rahmetli Özal’dan beri terör meselesini bitirmek için farklı yöntemler konuşulmuş, kimi teşebbüslerde bulunulmuştur. Biz de hükümetlerimiz döneminde terörle sadece güvenlik araçlarıyla mücadele etmedik. Terörü bitirmek için çok ciddi inisiyatifler aldık.”
“Terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece elimizi değil tüm gövdemizi taşın altına koymaktan çekinmedik. Ancak karşımızdaki yapı bu ülkenin ve bu milletin değil, bölgesel ve küresel güçlerin sesine kulak verdiği için bu çabalar hedefine ulaşamadı.” ifadesini kullandı.
Kendilerinin devlet, hükümet ve siyasi irade olarak yapılması gerekenlerin hepsini fazlasıyla yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bu iyi niyetli çabamızın cevabını kimi ilçelerimizdeki mahallelere kazılan çukurlarla ve oradaki insanımıza sıkılan kurşunlarla aldık. Bizler elbette o hainlerin hepsini kazdıkları çukurlara gömdük. Ancak tarihi bir fırsatın heba edilmesine engel olamadık.” dedi.
Terörle mücadeledeki tavizsiz çalışmalar sayesinde terör örgütünün Türkiye sınırları içinde eylem yapamaz hale geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Diğer ülkelerdeki terör unsurlarını da önemli ölçüde sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizle terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı. Suriye’de 8 Aralık’ta yaşanan devrimle birlikte örgütün bölgesel hevesleri de kursaklarında kaldı. Sırtını kime yaslarsa yaslasın artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin karşısında herhangi bir şansı olmadığını gördüğünüz gibi biliyor. Tabii biz meseleye kalıcı çözüm bulma arayışımızdan da vazgeçmedik. Siyasetimizde ve bölgemizde yaşanan kritik bazı değişiklikler sonrasında terör belasını bitirmek için ülkemizin önüne yeni ve önemli bir fırsat penceresi daha açılmıştır. Bunun heba ve heder edilmesini doğru bulmuyoruz.
Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır. Terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgemizde artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi, ezcümle altını çizerek ifade etmek istiyorum ki bu sadece ve sadece büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkartılmasıdır. Bu Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konuda değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur. Son 22 yılda gerçekleşen pek çok reformla, sessiz devrimlerle ülkemizin asırlık sorunları birer birer ortadan kaldırılmıştır.”
22 sene önce konuşulamayan, hayal dahi edilemeyen nice hakkı, attıkları adımlarla ülkeye kazandırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hangi kökenden, hangi inançtan, hangi meşrepten, hangi siyasi görüşten olursa olsun 85 milyon vatandaşın her birinin hak ve özgürlük reformlarından istifade ettiğini söyledi.
Demokrasi, hak, özgürlük gibi konularda birtakım eksiklikler varsa bunun herkesin ortak meselesi olduğunu ve çözümü için hep birlikte çalışacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkenin her karış toprağı ve her bir ferdinin temel altyapı hizmetlerinden makroekonomik kazanımlara kadar her alanda yaşanan gelişmelerden payına düşeni aldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler son dönemdeki ekonomik sıkıntıları yılın ikinci yarısından itibaren geride bırakmaya başlayarak inşallah bu konjonktürel meseleyi de sorun olmaktan çıkaracağız. Ülkemizin kuzeyi ve güneyi adeta cayır cayır yanarken bu ateşi Türkiye’ye sıçratma niyetinde olanların planlarını bozmakta kararlıyız. Millet olarak bunu hep birlikte başaracağız. Bu kutlu yürüyüşe katılmak isteyen herkesin başımızın üzerinde yeri vardır.” diye konuştu.
“Ayrımcılığa karşı biz bu ülkede hep birlikte mücadele verdik”
Ülkede belli bir dönem herkesin baskı, zulüm ve ayrımcılık gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Bizi Kürt, Türk, Alevi, Sünni, doğulu, batılı diye ayırmadılar. Ya ne diye ayırdılar? ‘Bizden’, ‘sizden’ diye ayırdılar. Ayrımcılığa karşı biz bu ülkede hep birlikte mücadele verdik. Bunu hep birlikte başardık. Çünkü bin yıldır bu topraklarda bizim ayrımız gayrımız olmadı. Malazgirt’te beraberdik, Kudüs surları önünde Selahaddin Eyyubi’nin ordusunda beraberdik. Şam önlerinde Nureddin Zengi’nin ordusunda beraberdik. İstanbul surları önünde beraberdik. Çaldıran’da Yavuz’un ordusunda beraberdik. Mohaç’ta, Kosova’da, Sarıkamış’ta, Çanakkale’de, İstiklal Mücadelesi’nde beraberdik.”
Bin yıl boyunca bu topraklarda ırkçılığın kendisine oksijen bulamadığını, yeşeremediğini, boy veremediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bizler aynı kıbleye dönüyoruz, aynı kitabı okuyoruz, aynı peygamberin izinde yürüyoruz. Bizler tarih boyunca sadece birlikte savaşmadık, sadece birlikte zaferler kazanmadık. Aynı zamanda birlikte medeniyetler inşa ettik. Selçukluyu, Osmanlıyı, Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte kurduk. Türk ile Kürt’ün arasına ayrımcılık sokan hem Kürt’ün düşmanıdır hem Türk’ün düşmanıdır. En çok da Müslüman’ın düşmanıdır. Sıkıştıkları için gidip Gazze’de soykırım yapan, bebek katleden, insanlığı, İslam’ı boğmak isteyen siyonistlere adeta yalvarıyorlar. Selahaddin Eyyubi’nin evlatlarını hiç kimse siyonistlerin kapısında kul köle yapamaz. Bunların maskesi Suriye’de bir kez daha düştü. Bunların derdi Kürtler, Araplar, Türkler değil. Bunların derdi başka. Onun için bunlara Kürt, Türk, Arap hep birlikte karşı çıkacağız.”
“Terör örgütü aradan çıkınca tekrar samimiyetle, kardeşlikle kucaklaşacağız”
El ele vererek, Türk ile Kürt arasındaki, Kürt ile Arap arasındaki terör perdesini yırtıp atacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütü aradan çıkınca tarih boyunca olduğu gibi tekrar muhabbetle, samimiyetle, kardeşlikle kucaklaşacağız. Bu coğrafyayı bir bütün olarak kardeşlik coğrafyası haline getireceğiz. Şunu asla ve asla unutmayınız, bu memleket bizim, bu vatan bizim, bu bayrak bizim, bu devlet bizim, günde 5 defa göğe yükselen ezan-ı Muhammediler bizim. Geçmişimiz ortak, geleceği de birlikte inşa edeceğiz. Milletin eşit fertleri olarak ülkemizi mamur edeceğiz. Türkiye Yüzyılı ülkümüzü hep birlikte gerçekleştireceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Artık eski Türkiye yok. Boyun eğmek, rıza göstermek yok. Dayatmalara ‘eyvallah’ demek yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eski Türkiye, eskide kaldı. Şimdi milletinin tüm fertleriyle bir olan beraber olan sadece ülke içinde değil ülke dışında da zulme itiraz eden bir Türkiye var. Suriye’de 13 yıldır mazlumun yanında dururken bize ne dediler, bu CHP bize ne dedi? ‘Ne işiniz var Suriye’de?’ Türkiye’ye sığınmış Suriyeli mazlumları zorla göndermekle tehdit etmediler mi? Sonuçta ne oldu? Sadece Suriyeli Araplar mı, Türkmenler mi kazandı? Hayır, Suriyeli Kürtler de kazandı. Suriyeli Kürt kardeşimin varlığı inkar ediliyordu, kimliği yoktu, tapusu yoktu, hakkı yoktu. Şimdi inşallah hepsi teslim edilecek, kimliğinden pasaportuna kadar hepsi teslim edilecek. Bu zafer unutmayın hepimizin zaferidir. Bu Suriye halkıyla birlikte milletimizin de zaferidir. Bu zafer kardeşliğin zaferidir. Dayanışmanın, hep beraber barış ve huzur içinde yan yana yaşamanın zaferidir. Bu zafer karartılmasına izin vermeyeceğiz. Bu zaferin terörle kirletilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu zaferin emperyalist güçler ve içimizdeki uzantıları tarafından lekelenmesine rıza göstermeyeceğiz.”
“Diyarbakır’a 766 milyar lira yatırım yaptık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ta ve Suriye’de terör bittiğinde bu coğrafyanın yüzünün bir başka güleceğine işaret ederek, “Diyarbakır’dan terör örgütleriyle de terör örgütlerinin uzantısı yapılarla da arasına mesafe koyarak bu sürece destek olmasını bekliyorum. Kongremiz inşallah bu yönde atılmış bir adım olsun. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun.” dedi.
Diyarbakır’a yapılan yatırımlara ilişkin de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz Diyarbakır’la birlikte tüm Türkiye’nin hizmetindeyiz. Türkiye büyüsün, Türkiye güçlensin, kalkınsın diye gece gündüz demeden çalışıyoruz. Bu anlayışla sadece son 22 yılda Diyarbakır’a ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 766 milyar lira tutarında Diyarbakır’a yatırım yaptık. Adalette 5 milyar lira, eğitimde 49 milyar lira, gençlik ve sporda 20 milyar lira, sosyal yardımlarda 203 milyar lira, sağlıkta 9 milyar lira, çevre ve şehircilikte 136 milyar lira, ayrıca 49 milyar lira tutarındaki yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ulaştırmada 60 milyar lira, tarım ve ormanda 175 milyar lira, sanayi ve teknolojide 3 milyar lira yatırım, 13 milyar lira yatırımlara destek olmak üzere 20 milyar lira, enerjide 70 milyar lira, kültür ve turizmde 4 milyar lira, çalışma ve sosyal güvenlikte teşviklerle birlikte 14 milyar lira.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 33 bin kişilik Diyarbakır Stadyumu’nun, Dicle Üniversitesi Kampüsü içerisinde 2 bin kişilik kız öğrenci yurdunun ve Bağlar ilçesinde 1000 kişi kapasiteli spor salonunun yapımını tamamladıklarını belirtti.
Toplam 1492 yataklı 23 hastane dâhil 64 sağlık tesisi inşa ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1000 yataklı Diyarbakır Şehir Hastanesi’ni 2027’de hizmete sunacaklarını bildirdi.
Yenişehir ilçesine 1400 yataklı şehir hastanesi daha yapacaklarının müjdesini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre 6 millet bahçesi yapımının planladığını, bunlardan 5’inin tamamlandığını, Hani ilçesindeki millet bahçesinin yapımında ise sona gelindiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşüm kapsamında kira yardımından proje uygulamalarına ve kamulaştırmaya kadar 12 milyar lira destekte bulunduklarını, Sur ilçesinde riskli alan dönüşüm projesi kapsamında 507 konut, 137 dükkân ve 9 butik otelin inşasının bittiğini söyledi.
Ulaştırmada Diyarbakır’ı Şanlıurfa, Elazığ, Malatya, Mardin ve Batman olmak üzere komşu illerine bölünmüş yollarla bağladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yollar sayesinde GAP bölgesinde üretilen tarım ürünlerinin daha hızlı ve ekonomik taşınmasını sağladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malabadi, Eğil, Eğilsancak, Dicle, Ongözlü, Çüngüş, Dört Ulular ve Dilaver gibi tarihi köprülerin restorasyonunu gerçekleştirerek kültürel değerlere sahip çıktılarını ve gelecek nesillere miras bıraktıklarını söyledi.
“Diyarbakır’ın 232 kilometre uzunluğundaki demir yolu ağını yeniledik”
Silvan Barajı yolları, Diyarbakır Silvan yolu, Bağlar deprem konutları bağlantı ve imar yolları gibi 16 ayrı kara yolu projesinin çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bu projelerle hem Diyarbakır’ın yollarında trafik güvenliği ve konforunu arttırıyoruz hem şehir içi trafikte akışı rahatlatıyoruz hem de bölgedeki ulaşım ağının genişlemesine katkı veriyoruz. Diyarbakır’ın 232 kilometre uzunluğundaki bütün demir yolu ağını yeniledik. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’ni iltisak hattı yaparak demir yolu ağına bağladık. Diyarbakır’ı saatte 200 kilometre hızla Elazığ’a bağlayacak. Elazığ, Diyarbakır hızlı demir yolu projesinin etüt çalışmaları devam ediyor. 70 kilometre uzunluğa sahip olan Ergani, Leylek, Diyarbakır, Bozdemir kesiminde de mevcut durumda tek hat olan demir yolu hattının çift hatta çıkarılmasına yönelik projelendirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Diyarbakır Havalimanı’nı yeniledik ve yılda 5 milyon yolcuyu ağırlayacak kapasiteye çıkardık.”
Silvan projesiyle 2 milyon 300 bin dekar arazinin sulanmasını sağlayacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projede Dicle Nehri üzerindeki en büyük sulama amaçlı barajı olan Silvan Barajı’yla birlikte 4 barajın daha inşaatının sürdüğünü ifade etti.
Kralkızı Dicle Projesi’nin yapımına devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kermik Kale Barajı’nı 2025 yılında tamamlıyoruz. İletim hattı tünelinde de çalışmalara başladık. Ayrıca yaptığımız TOKİ deprem konutlarının içme suyu ihtiyacının ilk etabı sondaj kuyularını ve iletim hatlarını bitirdik. 2024 yılı yatırım programımızda yer alan Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi 385 hektarlık ilave alanının altyapı inşasını sanayicimizin hizmetine sunduk. İnşallah bundan sonra da aşkla, şevkle Diyarbakır’a hizmet edeceğiz.” diye konuştu.
Salonda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Diyarbakır’da geçen yıl 81 yaşında hayatını kaybeden “Neno” lakaplı Saliha Gündüz’ün fotoğrafının bulunduğu “Ana heyran sen hoş gelmişsen”, pankartı ile “Dicle şahit Diyarbakır anaları şahit sen kardeşliğin ve barışın yanındasın reis”, “Milletimizin kalbi geniştir Emevi de sığar, Kudüs de” yazılı pankartlar asıldı. Ayrıca salonda, Kürtçe yazılı pankart da yer aldı.
Kongreye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Erkan Kandemir, Fatma Betül Sayan Kaya, Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, milletvekilleri ve partililer katıldı.