• İmamoğlu: Marmara depremi hepimize diz çöktürür
    06 Şubat 2025

    Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşamını yitiren vatandaşları, Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) önünde andı. Türkiye’yi 26 yıldır yöneten iktidarın, 1999 Marmara ve 6 Şubat 2023 Kahmaramanmaraş depremlerinden gerekli dersleri almadığını vurgulayan İmamoğlu, ”25 yılın içerisinde afetlerle alakalı 45 kanun, 11 yönetmelik çıkarılmış. Görüyoruz ki bu yasalar, ne yazık ki afet sürecine dair değil, rant odaklı uygulamalar için kalkan olarak kullanılmıştır” dedi.

    İBB, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşamını yitiren vatandaşları andı. AKOM’da bir araya gelen, aralarında CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, milletvekilleri, belediye başkanları, bürokratlar ile emekçilerin bulunduğu yüzlerce kişi, ilk depremin gerçekleştiği saat olan 04.17’de saygı duruşunda bulundu. Yaşamını yitiren vatandaşlar, Mustafa Demir Hoca tarafından okunan dualarla anıldı.

    Ekrem İmamoğlu anma töreni’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi;

    ”Hepimiz sorumluyuz”

    Afet anında Hatay’da, Kahramanmaraş’ta, Adıyaman’da, Gaziantep’te, Osmaniye’de, Adana’da, Şanlıurfa’da, Malatya’da, Diyarbakır’da, birçok ilimizde hissedilen ve enkazlar altında insanlar varken, insanların bizden istediği bir an önce oraya hizmeti getirmek ve insanlarımızla buluşturmak. Ama ne yazık ki kötü sınav verdik. Sınav verdik derken, kendimizi içinden çekip sıyırarak, bir mecrayı suçlayarak bir dil kullanmıyorum. Hepimiz sorumluyuz. Bugün geldiğimiz hangi sorun var ise, hangi problem var ise, her konuda olduğu gibi bu konuda da hepimiz sorumluyuz.

    ”Ders almak değil, hazır olmak zorundayız”

    Ders alacağımız böylesi acıları, bize Allah bir daha yaşatmasın. Ders almak değil, böyle felaket anlarına hazır olmak zorundayız. Böyle felaket anlarında birlikte hareket etmek ve çözüm bulmak zorundayız. Tekrar ediyorum; ders almayı değil, o günlere hazır olmayı Allah bize nasip etsin.

    ”Kızılay başımızı öne eğdirdi”

    Biz, neredeyse 15 bine yakın çalışanımızı, AFAD tarafından sorumlu olduğumuz başta Hatay olmak üzere, birçok iline hizmet götürmekten ve büyük katkı sunmaktan da onur duymaktayız. Belki de Türkiye’nin tek kalemde bu kadar insanını oraya seferber eden ve aylarca orada kalıp hizmetlerini sürdüren, altyapıdan üstyapıya, can kurtarmadan birçok hizmetini devam ettiren İstanbul Büyükşehir Belediyemizin kurumunun bütün yöneticilerine, çalışanlarına tekrar tekrar teşekkürlerimi sunarım.Bizler, bütün kaynaklarımızı seferber ederken, bir kısım kadim kurumlarımızın bizi mahcup ettiğinin altını çizmek isterim.Başta Kızılay olmak üzere, başımızı öne eğdiren birçok kurumun bu anlamda sorgulanmadığını, herhangi bir teftiş geçirmediğini ve bu konuda hesap vermediğini düşünüyorum.

    ”Deprem bölgesindeki barınma krizi hala çözülemedi”

    Deprem bölgesindeki ihmallerle ilgili hem öncesinde yapılan hem anında hem sonrasında yapılan ihmallerle ilgili, hangi hukuki tedbirleri almış, hangi soruşturmaları yapmış, kim, hangi, nasıl bir biçimde cezalandırılmış; bir kişi için duyan var mı aranızda? Böyle teftiş, böyle denetim, böyle bir hukuki süreç olmaz, olamaz. İki yıl geçmesine rağmen, deprem bölgesindeki barınma krizinin hala çözülememiş olması, 319 bini ilk yılda teslim edilecek olan tamı tamına 650 bin konut vaadiyle ortaya çıkanlar, 2 yılda ancak 201 bin konut tamamlayabilmişler. Bizim insanımız fedakardır. Ama insanımızı sayılarla, rakamlarla aldatarak değil; insanımıza 2 yılda değil, 5 yılda, 4 yılda çözecekseniz, o süreci itinalı bir şekilde anlatırsınız, hesabını verirsiniz, şeffaflıkla izah edersiniz. Ama insanlarımızı iki yıl sonra çadırda, konteynırda bırakmazsınız. Geçici barınma alanlarını nitelikli yapar, insanları bir mahalle koşullarında yaşatırsınız. Bir örneğini biz, İBB olarak Hatay’da yaptık. 2 binin üzerinde insan orada yaşıyor.

    99 depreminden sonra 26 yıl geçmiş. Şöyle bir bakarsak, ‘istikrar’ diye konuşulur ya. 26 yıl. Bu 26 yılın neredeyse 23 yılı, bitmiş hale gelen, sadece tek başına bir iktidarın olduğu bir dönemde, eğer tedbirler alınamamış ve hala bahane üretmeyi bırakın, bugün görevde olan başka siyasi unsurlara sahip insanları suçlamayı kendine politik dil olarak seçen insanların, bu tavır ve davranışlarını anlamam mümkün değil. 25 yılın içerisinde, 45 kanun, 11 yönetmelik çıkarılmış afetlerle ilgili. Ama kanun çıkarmakla, o kanunu halkın yararına uygulamak arasında ciddi bir fark vardır. Görüyoruz ki bu yasalar, ne yazık ki afet sürecine dair değil, rant odaklı uygulamalar için kalkan olarak kullanılmıştır.

    ”Marmara depremi hepimize diz çöktürür”

    Önümüzde bir Marmara depremi vardır. Günü belli değildir. Her an yaşayabiliriz. Her an bu büyük felaketle karşı karşıya kalabiliriz. Ve Marmara depremi, Allah korusun, Allah geçinden versin, hiçbir depreme, hiçbir afete ülke çapında benzemez. Allah korusun ki, Marmara depremi hepimize diz çöktürür. Ekonomik anlamda diz çöktürür. Psikolojik anlamda diz çöktürür. İnsan kaybı anlamında diz çöktürür. İstanbul, bu ülkenin can damarı, kalbi, beyni, her şeyi. Bu bağlamda bu büyük sorumluluğa, bütün bu zorluklara, bütün bu yapılan hukuksuz, anlamsız birtakım uygulamalara rağmen, bugünün bütün sorumlularına tekraren el uzatıyoruz. Diyoruz ki; birlikte çözmek zorundayız. Bulunduğumuz hiçbir koltuk, hiçbir kişinin şahsına ya da siyasi partinin kurumsalına ait değildir. Bulunduğumuz bu koltuklar, millete aittir. Millete ait olan bu koltukların hakkını vermek zorundayız.

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR