AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, İklim Kanunu Teklifi’nin detaylarını açıkladı. TÜSİAD’a ilişkin sorulara da yanıt veren Güler, “Türkiye’de maalesef herkes kendi esas işine odaklanmak yerine sağa sola akıl vermeyi veya had bildirmeyi bir yöntem olarak ifade hürriyeti gibi söylemeye çalışıyor. Onları doğrudan ilgilendiren bu kanun hakkındaki düşüncelerini merak ediyorum. Bilmedikleri alanlarda ellerine tutuşturulmuş metinleri bildiri gibi okumasınlar” dedi.
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis’te yaptığı basın toplantısında 20 maddeden oluşan İklim Kanunu Teklifi’nin TBMM Başkanlığı’na sunulduğunu ifade etti. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, ve Enerji Bakanlığı’na bağlı birimlerin bu teklife uzun zamandır çalıştıklarını ifade eden Güler, şunları söyledi:
“İklim değişikliği ile mücadeleyi siyaset üstü ve küresel bir sorun olarak görüyoruz. Maalesef dünyamız iklim krizinin artan ve ağırlaşan etkileriyle her geçen gün yüzleşiyor. Gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak sorunudur. İklim değişikliği yalnızca çevresel bir sorun değil aynı zamanda ekonomiden sosyal düzene, küresel istikrardan insan güvenliğine kadar pek çok alanda etkisini hissettiren kapsamlı bir krizdir. Bu bakımdan iklim değişikliğine karşı atılacak güçlü adımlar ortak evimiz olan dünyamızın geleceği açısından da çok büyük önem arz etmektedir. Ülkemizin de içinde yer aldığı Akdeniz iklim havzası iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini her geçen gün derinden hissetmektedir. Ülkemizde son yıllada yaşanan sel, orman yangını, kuraklık gibi pek çok afet bunun da en somut örneklerinden biridir.
İklim Kanunu ile şehirlerimizin iklime uyum sürecinin güçlendirilmesini, ekonomimizin iklim bazlı olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesini, sektörlerin uluslararası rekabet gücünün arttırılmasını ve özellikle bütün sektörlerimizde daha temiz ve daha verimli bir üretim sürecinin oluşmasını amaçlıyoruz. Bu kanun teklifimiz ile yalnızca sanayi sektörlerini değil yaşadığımız şehirleri, tarımı, hayvancılığı ve yeşil alanları da koruyan bir yaklaşımla hazırladığımızı ifade etmek isterim. Önümüzdeki hafta komisyonlara sunulacak.”
“Ellerine tutuşturulmuş metinleri bildiri gibi okumasınlar”
Bir gazetecinin, “Son dönemde sivil toplum kuruluşlarının ifade özgürlüğüne ilişkin soruşturmaların arttığını görüyoruz. Bu soruşturmaları daha sık görmemizin nedeni nedir” sorusuna cevap veren Güler, “Cümleniz biraz garip geldi. Türkiye’de maalesef herkes kendi esas işine odaklanmak yerine sağa sola akıl vermeyi veya had bildirmeyi bir yöntem olarak ifade hürriyeti gibi söylemeye çalışıyor. Doğrudan kendisini ilgilendiren hususlarda hiçbir söz söylemeyen TÜSİAD neden ‘suçlu mudur suçsuz mudur bilmiyoruz’ diye açıklama yapıyor. Kartalkaya ve İliç’e hepimiz üzüldük. TÜSİAD’ın merkezine bir kilometre uzaklıkta bir restoranda yangın oldu ve 29 kişi öldü, neden ilgilendirmiyor? İliç kazası ilgilendiriyor da Beşiktaş’taki yangında ölenler ilgilendirmiyor mu? ‘CHP’nin sorumluluğunda olan yerlerde yaşanan kazalar bizi ilgilendirmiyor’ deselerdi çok daha inandırıcı olurdu. Onları doğrudan ilgilendiren bu kanun hakkındaki düşüncelerini de merak ediyorum. Bilmedikleri alanlarda ellerine tutuşturulmuş metinleri bildiri gibi okumasınlar” dedi.