• Müsavat Dervişoğlu: “Sorunun kaynağı yerinde duruyor. Mesele saraydakini değiştirmektir”
    26 Şubat 2025 Kaynak: BİDOGU MEDYA

    İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Deprem oldu, vatandaştan İBAN isteyeceklerine, vatandaşa İBAN attılar. Yangın oldu, ağaç dikmek için bağış topladılar. Evi yıkılana ev veremediler, kiracıya ev hayalini bile zehir ettiler. Sıkıştıkça Bakan değiştiren Recep Tayyip Erdoğan’ın masallarıyla, Türkiye düze çıkamaz. Sorunun kaynağı yerinde duruyor. Mesele onu değiştirmektir. Mesele saraydakini değiştirmektir.” dedi.

    İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM’deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konuşmasına Azerbaycan’daki Hocalı katliamında hayatını kaybedenleri anarak başlayan Dervişoğlu, iktidarın ekonomi yönetimi ve israf düzenine tepki gösterdi.

    Dervişoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

    “23 yıldır iktidarın gözünü doyuramadık”

    “Türkiye’yi nasıl düze çıkaracağımızı da iyi biliyoruz. Milletin olanı millete verdiğimizde, her sıkıntının üstesinden gelineceğini biliyoruz. Türkiye zengin ve güçlü bir ülke. Hepimize yetecek kadar imkanı var. Yeter ki, bu iktidarın, milletin hazinesiyle millet arasına soktuğu kan emicilerden kurtulalım. Bu kadar büyük bir ülkede, bu iş aslında bu kadar basit. Ama 23 yıldır, ne bu iktidarın, ne de kenelerinin gözünü doyuramadık. O vakit yaklaşıyor. Biz varız, hazır olun, müsterih olun.

    Bir ülkeyi idare edenler, normalde, suçlulara, yanlış yapanlara gözdağı vermek için, yasaları kullanır, hukuku kullanır. Recep Tayyip Erdoğan ise bunun tam tersini yapıyor. Yasaları hukuksuzca kullanıp, millete gözdağı vermeye çalışıyor. Şiirler okudu diye haksızlığa uğrayıp, cezaevine girdi ama belli ki şairi hiç anlamamış. Akif’in, İstiklal Marşımıza neden ‘Korkma’ diye başladığını kavrayamamış. Aklınca milleti korkutarak terbiye edecek. Belli ki, ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ dizesinden de bir anlam çıkaramamış. Bu iktidar, keyfi uygulamalarla, adaleti çiğneyen yargı sopasıyla,  cübbelerine ilik açtırmış kontenjan savcıları ve hakimleriyle, kantarın topuzunu kaçırdı.

    “Vergimatik Mehmet”

    Milletimizin çok merak ettiği bir şey var. Gittiğimiz her yerde soruyorlar.  Diyorlar ki; ‘nerede bu müthiş Hazine ve Maliye Bakanı?’ ‘Nereye kayboldu’ diyorlar. Gece gündüz faiz lobilerinin kapısını aşındıran ‘Vergimatik Mehmet’i merak ediyorlar. Türkiye’yi krizden çıkaracak dedikleri programı gibi, o da kayıptır. Geldiği günden beri söylüyoruz, ‘Vergimatik Mehmet’in de yapabileceği bir şey yok. Çünkü bu iktidarda akıl da yok. Avantalı ihalelerle, milletin parasını bir avuç yağmacıya dağıtan patronu varken milletin derman bulacağı da yok. Kendini ekonomist ilan etmiş bir patronu varken, İngiliz vatandaşlığı da yetmez, sıkılaştırıcı önlemler de yetmez demiştik. Damat bakan bile sepetlenmiş, gözleri ışıltılı arkadaş bile kapı önüne konmuşken Mehmet Beyin yapabileceği bir şey yok demiştik. Üzgünüm, ama dediğimiz gibi oldu. Kurtarıcı diye getirilen Mehmet Bey, mutfaktaki yangını afete çevirdi. Emekliyi yaktı, memuru yaktı, hazineyi yaktı. Milletin mütevazı hesaplarını kuşa, cüzdandakileri de pula çevirdi.

    “Sorunun kaynağı yerinde duruyor”

    Sıkıştıkça Bakan değiştiren Recep Tayyip Erdoğan’ın masallarıyla, Türkiye düze çıkamaz. Türkiye 2018’den beri krizde. Bir düşünün, 7 yılda kaç bakan değişti? Vitrinde kaç değişiklik yapıldı. Bir işe yaradı mı? Hayır, yaramadı. Çünkü, sorunun kaynağı yerinde duruyor. Mesele onu değiştirmektir. Mesele saraydakini değiştirmektir.

    “Bu iktidar Türkiye’yi yönetemiyor”

    Deprem oldu, vatandaştan İBAN isteyeceklerine, vatandaşa İBAN attılar. Yangın oldu, ağaç dikmek için bağış topladılar. Evi yıkılana ev veremediler, kiracıya ev hayalini bile zehir ettiler.

    Bakın, tam yedi yıldan bahsediyorum. 84 aydan, 2 bin 555 günden bahsediyorum. Türkiye’de daha önce de ekonomik krizler oldu. Bu krizleri 6 ayda, en fazla 1 yılda aştık, düze çıktık. Bunların yağmasıyla gelen kriz, 7 yıldır devam ediyor. Bunun adı artık kriz falan değil. Bu iktidar Türkiye’yi yönetemiyor. Milletimizin sabrı tükendi. Sabrı tükenmiş, yoksullaşmış, en temel ihtiyaçlardan yoksun kalmış bir milletten bahsediyoruz.

    “Enflasyon önce ahlakı bozar”

    Aile yılı ilan ettikleri 2025’in daha ilk ayında boşanma sayısı 187 bini geçmiş. Ekonomik çöküntüyle sosyal çöküntü kol kola girmiş Türkiye’yi kemiriyor. Sosyal medyada, televizyonlarda gördüklerimiz, işittiklerimiz ahlak namına hiçbir şey kalmadığını gösteriyor. Rahmetli Cumhurbaşkanı Demirel ne diyordu; ‘Enflasyon önce ahlakı bozar.’ Ahlakı bozuk ve beceriksiz bir iktidarın, ülkemizi getirdiği nokta budur. Aktif ve sağlıklı yaşlanmada, yaş almışlar sadece hayatta kalmaya çalışıyor. Gelecekleri şimdiden ipotek altına alınmış çocuklarımız yatağa aç girip okula aç gidiyor. Sığınmacılar memleketine dönmüyor. Kafasını kuma gömmeyip konuşan sanayici, gazeteci, aydın, sanatçı, astrolog, çiftçi, kim varsa, polis nezaretinde adliyeye sevk ediliyor.”

     

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR