• Tülay Hatimoğulları’ndan Erdoğan-DEM Parti görüşmesi hakkında açıklama!
    15 Nisan 2025 Kaynak: BİDOGU MEDYA

    Partisinin grup toplantısında konuşan Tülay Hatimoğulları, Erdoğan-DEM Parti görüşmesine ilişkin “Şimdi beklenti bu görüşmelerin barış sürecine hız kazandırması ve çözümün kapısının aralanmasıdır” dedi. Ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hatimoğulları, Yılmaz Tunç-DEM Parti görüşmesinin detaylarına dair şunları söyledi: “Pek çok konu gündeme gelecek. Umut hakkı, infaz kanunu. Bu görüşmenin ana fikri Türkiye’de demokratikleşme ile ilgili belli başlı adımların atılması çok önemli.”

    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklama yaptı.

    Hatimoğulları Erdoğan-DEM Parti görüşmesine ilişkin yaptığı açıklamada “beklentilerinin bu görüşmelerin barış sürecine hız kazandırması” olduğunu söylerken iktidardan çağrıya denk düşen bir adım görmediklerini kaydetti.

    Konuşmasına Orta Doğu’daki ve dünyadaki gelişmelere değinerek başlayan Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:

    “Vergi hem Türkyie’de hem dünyada yurttaşın belini büken bir noktadan derhal çıkarılmalıdır. Diğer yandan Avrupa’ya baktığımızda değerler sistemi zayıflayan, gücünü savunmaya ve silaha ayırmayı hedefleyen bir rotanın içine girdiğini her beraber görüyoruz.

    Suriye’de halklar ve inançlar yok sayılıyor. Anayasa hazırlanıyor ama ne yazıkki bu Anayasa’da Suriye’de yaşayan farklı inançlar ve dinler yer almıyor. Buradan tekrar altını çizmek istiyorum, Alevi katliamı Suriye’de devam ediyor. Aleviler sistematik bir katliama maruz bırakılmış, yerinden yurdundan topraklarından edilmeye devam ediliyor.

    Filistin meselesi sıcaklığını hala korumaktadır. Sözüm ona anlaşmalar yapıldı ama gereklilikler yerine getirilmedi. Bunun adı soykırımdır. Tarihte Yahudilere yapılan zulmün aynısı şimdi Filistinlilere yapılıyor, bunu kabul etmek mümkün değildir. Filistin halkının talepleri tanınmadan kalıcı bir çözümü inşaa etmek mümkün değildir.

    27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrıdan bu yana ne yazık ki Türkiye’de demokrasi adına bırakın olumlu bir adımın atılmasını çok daha iç karartıcı bir tabloyla karşı karşıyayız.

    Tarihi çağrı bir metinden ibaret değildi. Çağrı Türkiye’de yaşayan 85 milyon yurttaşımızın adil, demokratik bir toplum içinde yapılması için yapılmış bir çağrıdır. Ama iktidar bu çağrının ruhunu yok saydıkça, gereğini yapmadıkça ülkede demokratikleşmenin yolu açılamaz.

    Bu tıkanıklığın patlak verdiği son olayları hatırlayacak olursak; birisi HDK’ye ve kent uzlaşısına dönük operasyon, diğeri 19 Mart sürecidir.

    19 Mart’tan bu yana Türkiye halklarının sesi sıradan bir tepki değildi, sadece bir şahsın özgürlüğü için değildi. Bu tepkiler özgür bir yaşamı talep etmek için ortaya çıktı. Gençler, öğrenciler her bir ağızdan bağıyor: ‘Bu ülke bizim’. Direnen gençlere selam ve sevgilerimizi iletiyoruz.

    İktidarsa yükselen sesleri duymazdan gelerek baskılarını artıyor. Öğrencilere sokak ortasında işkence yapıyor. O gençlere vuran polislerin her birine 10 bin TL ödül verdiler. İşkenceye prim vererek iç barış sağlanamaz aksine zarar verir.

    Milli Eğitim Bakanı’na sesleniyorum: Öğretmen atamaları, yönetici görevlendirmeleri liyakat esaslı olmalıdır. Öğretmenlere dönük bu siyasi operasyon, bilime dönük bir operasyondur. Alenen hukuksuzluklarla karşı karşıya kalmış öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz.

    Sevgili kadınlar barış bizim için çok önemlidir. Biz kadınlar barışta ısrarcıyız. Savaşın yarattığı şiddeti en derinden biz kadınlar yaşıyoruz. Yakın zamanda çıkan savaşlarda Ezidi kadınların çeteler tarafından nasıl kaçırıldığını gayet iyi biliyoruz. Şimdi aynı uygulama Suriye’de Arap Alevi kadınlar üzerinde gerçekleşiyor. Ve bizler büyük bir utancı görüyoruz.

    Türkiye’nin en temel krizi geçim krizidir. Sadece 2-3 liraya daha ucuz gıda almak için insanlar metrelerce kuyruklarda bekliyor. Acaba iktidar bunun farkında mı? Bu yoksulluğun ne kadar derin olduğunun farkında mı? AKP iktidarında artık ev almak hayal oldu. Emekliler artık temel gıda ürünlerini alamaz halde. Bütün bu krizin içinde sıcakların aniden düşmesiyle çiftçilerin tarladaki ürünleri zarar gördü. Yaşanan don olayları yüzünden üreticiler yüzde 80 oranında rekolte yaşadı.

    1 Ekim’de başlayan ve 27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın tarihi çağrısıyla taçlanan barış ve demokratik toplum süreci üzerinden tam 6 ay geçti. On binlerce barış gönüllüsüyle tek tek ev ziyaretlerine başlıyoruz. Yetişemediğimiz yerlere milyonlarca mektup yollayacağız. Toplum barış istiyor, halk barış istiyor.

    En son Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’la DEM Parti İmralı heyetimiz bir görüşme gerçekleşti. Heyetimiz toplumun kafasındaki soru işaretlerini, gözlemlerimizi ve önerilerimizi Sayın Erdoğan’a aktardı. Şimdi beklenti bu görüşmelerin barış sürecine hız kazandırması ve çözümün kapısının aralanmasıdır.

    Elimizde çok büyük bir fırsat var. Tarih yapma, tarihe geçme fırsatı. Açık konuşalım ki aradan iki ay geçmesine rağmen, çağrıya denk düşen bir adım ve iradeyi göremedik. Diyor ki; iktidar neden adım atmıyor, süreç neden tek taraflı yürüyor, bir oyalama mı var? Biz de buradan yürütme erkine soruyoruz; bir tek somut adım atılmazken, tam tersine her gün yeni antidemokratik uygulamalar devreye girerken, kayyımlar devam ederken sizce biz bu yurttaşlara ne cevap verelim. Bunlar çok büyük bir soru işareti olarak toplumun kafasında. Güven sadece sözlerle değil, pratik ve güven verici somut bir zeminin tesis edilmesiyle olur.

    Mahir Polat’ın tahliyesi hepimizi çok mutlu etti. Buradan da kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. İçerde onun gibi yüzlerce ağır hasta tutsak var. İktidara ve Meclis Başkanlığına sesleniyorum; insani ve hukuki olan bu meselede cesur davranabilirsiniz.”

    Tülay Hatimoğulları, Meclis’te partisinin grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Tülay Hatimoğulları, PKK’nin mayıs ayında kongre düzenleyeceği yönündeki iddialara ilişkin soruya, “PKK’nin fesih kongresine ilişkin bir tarih bizde mevcut değil. Ancak bu sürecin bazı yasal adımların ve somut adımların atılması ile birlikte olabileceğine dair genel bir bilgi var. Yani karşılıklı bir şekilde bu adımların atılması ile fesih kongresinin yapılacağına dair bir genel bilgi var. Onun dışında tarihe dair bir bilgi yok” ifadelerini kullandı.

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile DEM Parti İmralı Heyeti’nin cuma günü yapacağı görüşmede hangi konuların gündeme geleceğine dair soruyu da yanıtlayan Tülay Hatimoğulları, “Adalet Bakanlığı ile yapılacak görüşmede pek çok konu gündeme gelecek. Umut hakkı, infaz kanunu. Bu görüşmenin ana fikri Türkiye’de demokratikleşme ile ilgili belli başlı adımların atılması çok önemli. Hasta tutsaklar ve infazları keyfi bir biçimde yakılmış olan mahpuslara dair somut adımların atılması önemli. Bunun için özel olarak bir yasa yapmaya gerek yok. Mevcut olan anayasanın uygulanması halinde zaten bunlar hayata geçirebilir. Bu konuları da kendileri ile detaylı bir biçimde konuşulacak” dedi.

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR