• Cumartesi Anneleri 1052. haftada:
    24 Mayıs 2025 Kaynak: BİDOGU MEDYA

    BİDOGU- Cumartesi Anneleri, 1052. haftada, kayıplar için ‘yeniden yargılama’ yolunun açılmasını istedi.

    Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1052. hafta eyleminde gözaltında kaybedilen Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan için adalet istedi.

    Meydanda uygulanan yasak nedeniyle açıklama, meydanı çevreleyen polis bariyerlerinin önünde yapıldı.

    “YENİDEN YARGILAMANIN YOLUNU AÇIN”

    “Sessizlik suça ortaklıktır” denilen açıklamada, Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilme hikayeleri anlatılarak açılan dosyanın da dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldığı anımsatıldı.

    Yargı makamlarına seslenilen açıklamada, “31 yıldır devam eden hukuksuzluğa son verin. AİHM’in verdiği ihlal kararını esas alarak Örhanlar dosyasında zamanaşımı engelini öne sürmeden yeniden yargılama yolunu açın” denildi.

    Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

    “31 yıl önce bugün gözaltında kaybedilen Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ı unutmadık.

    Zorla kaybetmeler, baskıcı rejimlerin toplumda sessizlik ve itaat kültürünü pekiştirmek için sıklıkla başvurdukları bir yöntemdir. Bu uygulama, tüm toplumu derinden etkileyen ve sürmekte olan travma yaratmaktadır. Bu nedenle geçmişte yaşanan insan hakları ihlallerinin üzerindeki sis perdesi kaldırılmalı, gerçekler gün yüzüne çıkarılmalı ve sorumlular etkin yargı süreçleriyle cezalandırılmalıdır. Ancak bu şekilde benzer suçların tekrarı önlenebilir.

    Gözaltında kaybetmelere karşı yürütülecek etkili mücadelenin ilk adımı, sürekli ve kararlı bir farkındalık çalışmasıdır. Fakat zorla kaybedilenlerin yakınları, hakikate ve adalete ulaşma mücadelesinde tüm haklarından mahrum bırakılmaktadırlar. Tüm engellemelere rağmen her yıl Kayıplar Haftası kapsamında düzenlenen etkinliklerle gözaltında kaybedilenleri anıyor; hakikate, adalete ve barışa ulaşma talebimizi daha yüksek sesle dile getiriyoruz.”

    KULP’TA GÖZALTINA ALINDILAR

    “1052. haftamızda, ‘Sessizlik suça ortaklıktır. Hakikati bilme, adalete erişim ve barış içinde yaşama hakkını savunmak, hem kaybedilenlerin hatırasına hem de toplumun geleceğine olan borcumuzdur’ diyerek Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilme hikayelerini kamuoyu ile paylaşmak için buradayız.

    20 Nisan 1994’te Bolu Komando Tugayı’na bağlı birlikler, Diyarbakır’ın Kulp ilçesi Çağlayan Köyü civarında kamp kurdu. Aynı birlik, 24 Mayıs’ta Deveboynu mezrasına gelerek köydeki 46 yaşındaki Mehmet Selim, 40 yaşındaki Hasan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı yanlarına aldı. Ailelerinin ‘Onları nereye götürüyorsunuz?’ sorusuna askerler, ‘Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin’ yanıtını verdi.

    Ertesi gün Zeyrek Jandarma Komutanlığı’na giden aile, Örhanların akıbetini sordu. Komutan Ahmet Potaş, onları Kulp’a gönderdiklerini söyledi. Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez ise bilgisinin olmadığını belirtti.”

    DOSYA KAPATILDI

    “Bölgedeki karakollardan cevap alamayan aile, Kulp Başsavcılığı’na, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı’na, OHAL Valiliği’ne, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı’na ve Adalet ile İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular yaptı.

    Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığına, önce Serik Karakolu’na ardından Lice Jandarma Karakolu’na, son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğüne tanıklık edenler vardı. Ancak Kulp Başsavcılığı’nın, 8 Haziran 1994’te başlattığı soruşturmada, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Sonrasında da dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı.

    Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 6 Kasım 2002 tarihli kararında Türkiye’yi sorumlu tutarak, “Örhan kardeşlerin gözaltına alındıktan sonra yaşamlarını yitirdikleri varsayılmalı ve bu ölümlerden devlet sorumlu tutulmalıdır” tespitinde bulundu (Başvuru No. 25656/94).”

    “YENİDEN YARGILAMA YOLUNU AÇIN”

    “Ailenin ve İHD’nin kararlı çabaları sonucunda, 2003’te Mehmet Selim ve Hasan Örhan’ın kemikleri Kulp’a bağlı Bağcılar Köyü yakınlarındaki toplu mezarda bulundu. Ancak Cezayir Örhan’ın akıbeti hala bilinmiyor.

    1. haftamızda bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: 31 yıldır devam eden hukuksuzluğa son verin. AİHM’in verdiği ihlal kararını esas alarak Örhanlar dosyasında zamanaşımı engelini öne sürmeden yeniden yargılama yolunu açın.

    Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

    CUMARTESİ ANNELERİ KİMDİR?

    Cumartesi Anneleri, Türkiye’de insan hakları alanında önemli bir sivil toplum hareketidir. 1995 yılında İstanbul’da başlayan bu grup, 1980’ler ve 1990’lar boyunca yaşanan devlet kaynaklı zorla kaybetmeler ve faili meçhul cinayetler nedeniyle kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek isteyen ailelerden oluşur.

    Genellikle kayıp yakınları, özellikle çocukları, eşleri ya da diğer aile fertleri devlet güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan insanların aileleri.

    Her hafta Cumartesi günleri Galatasaray Meydanı’nda (İstanbul) toplanarak kayıplarının akıbetini sormak, adalet talep etmek ve insan hakları ihlallerine dikkat çekmek amacıyla sessiz oturma eylemi yaparlar.

    Zorla kaybetmelerin ortaya çıkarılması, sorumluların yargılanması, adaletin sağlanması ve insan hakları ihlallerinin sona erdirilmesi.

    Tarihsel Bağlam

    • 1980 askeri darbesi sonrası Türkiye’de çok sayıda kişi devlet tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybedildi.

    • Bu kişilerin yakınları devlet yetkililerinden açıklama alamayınca 1995’te Cumartesi Anneleri oluştu.

    • Türkiye’de insan hakları mücadelesinin sembol gruplarından biri haline geldi.

    Önemi

    • İnsan hakları ve demokrasi mücadelesinde önemli bir ses oldular.

    • Zorla kaybetmeler ve devlet şiddetine karşı farkındalık yarattılar.

    • Birçok hukuki ve sosyal değişime katkı sağladılar.

    * Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

    İlgili Haberler

    ÇOK OKUNANLAR