BİDOGU- Gezi Parkı Direnişi’ni organize etmekle suçlanan menajer Ayşe Barım, tutuklanmasının ardından bugün ilk kez İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı. Barım hakkında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ünlü Oyuncular Barım’a Destek İçin Duruşma Salonunda
T24’ten Can Öztürk’ün aktardığına göre; Barım’ın menajerliğini yaptığı Serenay Sarıkaya, Birce Akalay, Bergüzar Korel ve Hande Erçel gibi çok sayıda ünlü isim duruşma salonunun önünde destek için hazır bulundu. Oyuncuların sessiz dayanışması sosyal medyada da yankı buldu.
Barım Cezaevinde Hayati Tehlike Altında
Ayşe Barım, 24 Ocak’ta gözaltına alındıktan üç gün sonra tutuklanmış ve Silivri Cezaevi’ne (resmî adıyla Marmara Cezaevi) gönderilmişti. Hakkındaki iddianamede, Gezi sürecinde sanatçıları eylemlere yönlendirdiği, medya aracılığıyla kamuoyunu etkilediği ve protestoların organizasyonuna destek verdiği öne sürülüyor.
Barım’ın avukatları, cezaevinde hayati tehlike taşıyan sağlık sorunları yaşadığını belirterek defalarca tahliye talebinde bulundu. Ancak bu talepler, 20 Mayıs, 30 Mayıs ve 11 Haziran tarihlerinde reddedildi.
Sağlık Kurulu Raporu: Kalıcı Kalp Pili Takılmazsa Ani Ölüm Riski Yüksek
2 Temmuz tarihli resmi sağlık kurulu raporuna göre Barım’ın:
-
Kalbinde ileri derecede ritim bozuklukları ve kalp kapakçıklarında ciddi yetmezlik tespit edildi.
-
Anevrizma (damar baloncuğu) nedeniyle beyninde felç ya da ani ölüm riski taşıdığı belirtildi.
-
Kalıcı kalp pili takılmazsa cezaevi koşullarında hayatta kalma şansının çok düşük olduğu vurgulandı.
Ayrıca doktorlar, beyin damarındaki anevrizmanın şu aşamada cerrahi olarak müdahale edilemeyeceğini de bildirdi.
Cezaevinde Defalarca Bayıldı, Tahliye Talepleri Reddedildi
Barım, son altı ayda cezaevinde defalarca baygınlık geçirdi. Ancak mahkeme, hayati risk vurgusuna rağmen tahliye taleplerini reddetti. Son olarak mahkeme, Barım’ı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne sevk etti ve kapsamlı bir sağlık raporu hazırlanmasını istedi.
Avukatlar, raporun ortaya koyduğu açık tehlike karşısında Adli Tıp Kurumu raporu beklenmeden tahliye kararı verilmesi gerektiğini savunuyor. Aksi durumda doğabilecek olumsuzluklardan mahkeme ve cezaevi yönetiminin sorumlu olacağını ifade ettiler.