CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Siyasette birtakım hareketlenmeler yaşanıyor. Biz CHP olarak milletimizin verdiği yetkiyle ilk seçimlere kadar ülkenin ana muhalefet partisiyiz. Biz tüm seçilenlere, onu seçenlere hürmeten her zaman elimizi uzattık, nezaketi sürdürmeye ama muhalefetten bir adım geri atmamaya durduk. Geçmişte bizi ağır dille eleştirenler şimdi el sıkmaya, yol aramaya, ilişki kurmaya başladılar. Vallahi doğru yapıyorlar çünkü sokakta iki üyesi küs olmayanın yukarıda birbirine küsmeye, millete zaman kaybettirmeye hakkı yok” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 14. Gazipaşa Çekirdeksiz Nar ve Tropikal Meyve Festivali’ne katıldı. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek bir kez daha 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun tüm partilerin katılımıyla Çankaya Köşkü’nde yapılmasını istedi.
“Kent, turizm merkezi olmasının da zorluklarıyla karşı karşıya”
Özgür Özel, konuşmasında şunları söyledi:
“Antalya’nın en batısındaki Kaş’ından en doğusundaki Gazipaşa’sına kadar bu memleket için çok önemli katkılar sağlayan, çok ciddi yüklerin altına giren ilçelerle ve Büyükşehir Belediyemizle karşı karşıyayız. Ben bu düzelene kadar söylemekten yorulmuyorum; bu kente kış nüfusuna göre 2,5 milyon nüfusa göre devletimiz katkı sağlıyor. Bu kent 25 milyon yerli ve yabancı turistin katılımıyla 27 milyona hizmet etmek zorunda olan bir Büyükşehir Belediyesi’ne ve nüfuslarının kimi 6 kimi 8 kimi 10 kat misafir ağırlayan ilçe belediyelerine sahip. Bu kentte yaşayanlar, bu kentin cefasını çekenler, alın teri akıtanlar bu kent bu haline geldiğinde aynı yüksek kiralarla hayat pahalılığıyla ve kentin turizm merkezi olmasının da zorluklarıyla karşı karşıya. Onun için iktidar kim olursa olsun böylesi kentlere buna göre katkı sağlamak lazım. Antalya’ya gelen turistin yüzde 30’u, Türkiye’ye gelen turistin yüzde 15’i geliyorken Gazipaşa hem tarım hem de turizmde önü çok açık bir memleketken maalesef turistlerden alınan konaklama vergilerinin dünyada tek Türkiye’de olan bir örnekle merkezi iktidar tarafından alındığını görüyoruz. Verilen konaklama vergisinin o kente kalmadığı bir örnekle karşı karşıyayız.
“Stratejik bir ürün olarak devlet tarafından da sahiplenilmesi lazım”
Bu bölgeye özgü olarak üreticilerimizin üretim ve pazarlama sorunlarını da özel olarak ele almalıyız. Bu ürünlerin satılıp satılmayacağı belli olmadan tombala çeker gibi ürün tercihi yapılmasının yerine bilinçli yönlendirmelerin yapılması gereklidir. Çekirdeksiz nar sadece burada üretiliyorken üretilen narın teşvik edilmesi, üreticinin sorunlarıyla baş başa bırakılması değil bu ürünün stratejik bir ürün olarak devlet tarafından da sahiplenilmesi son derece önemlidir. Kentimize bir yat limanı açılacakmış ama endişeyle takip ettim ki o yat limanında bugüne kadar oradan ekmeğini kazanmak için bulunan balıkçı teknelerinin gideceği yeni bir liman yapılmadan yatların getirilerek yerlerinden edilmesi kabul edilebilir değildir. Antalya’dan Alanya’ya yapılacağı söylenen otoyolun Alanya’nın da kullandığı ilçemizin sınırlarında olan havaalanına ve Gazipaşa’mıza kadar uzanmaması kabul edilebilir değildir. D400’ün gecikmesi artık tahammül sınırlarını aşmıştır. Son yıllarda buraya hiçbir eğitim yatırımının yapılmaması çocuklarımızın kalabalık sınıflarda eğitim görmesine neden olmaktadır.
“Bu vatandaş da günü gelince size faturayı kesecektir”
Bugün Türkiye’de 4 kişilik bir aile için bir sabit hat, ev interneti için maliyeti geçen ay 745 liraydı aynı tarifeler bu ay 2 bin 350 lira. Gazipaşa’nın köylerinde kah çekmekte kah çekmemekte. Hepimizin faturalarını anlaşarak üç katına çıkardılar. Bu konuda Bakan, ‘serbest piyasa var nasıl karışayım’ dedi. Ama işin aslı bu değil. Bugün Türk Telekom devlettedir, Turkcell’in en yüksek hissesi elimizdedir. Sadece Vodafone yabancı şirkettir. Bugün bu fatura 2 bin 350 lira geliyorsa devletin bilgisi dahilindedir. Bu vatandaş da günü gelince size faturayı kesecektir. Bu kent muz hariç tropikal meyve ihtiyacının yüzde 60’ını gerçekleştiriyor. Bizler bu kentten daha ne istiyoruz? Cari açığı kapatmanın iki temel yolu var; ihracat yapmak ve turizm. Siyasetçilerin kötü yönetimle yarattığı cari açığı Gazipaşalılar alın teriyle kapatıyor. Bu kentin sorunlarına çözüm bulunmalıdır. En kısa zamanda üretici kooperatifleri kurulmalıdır. Aradaki yamyamlar sizin emeğinizi sömürememelidir. Bu sömürü düzenine son verip halkın düzenini kurmak mümkündür.
“Türkiye, İsrail’le ticarete devam etmekte”
Tarım Bakanlığı’nda özel bir birim kurularak bu ürünler gözetilmeli, üreticisinin ihtiyaç ve beklentilerine özel olarak cevap verilmeli, ürünlerimizin küresel pazarda pazarlanmasıyla ilgili devlet eliyle katkı sağlanmalıdır. Bu Akdeniz’in öbür ucunda Filistin var. Filistin’de dünya tarihinin en büyük zulümlerinden birisi yaşanıyor. Geçen sene Hamas’ın saldırılarını araçsallaştıran İsrail devleti bunu bir fırsata çevirmiş, soykırıma girişmiş, 42 bin can almıştır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak da Türkiye’deki tüm siyasi partiler de Filistin’le dayanışmada üzerimize düşeni yapıyoruz. 120 ülkedeki sosyal demokrat liderlere Filistin’i tanımaları için ve İsrail’i kınamaları için mektuplar yazdım, tüm toplantılarda ifade ettim. Nisan ayına kadar bunlara rağmen İsrail’le ticaret sürüyordu. İtirazları önce duymazdan geldiler, sonra inkar ettiler, sonra kabul ettiler. Ama maalesef ortaya bir gerçek çıktı. İsrail’le ticaret cayır cayır devam ediyor. İsrail’le ticaretin engellenebilmesi için yapılması gereken iş serbest ticaret anlaşmalarının iptaliydi, iptal edilmedi. Son olarak bir malın serbest bölgeden çıkıp, geçici depolama merkezinde etiket değiştirip İsrail’e gitmesi de yasaklanmamış. Gerçek durum ortaya çıktı ki Türkiye’den İsrail’e gidecek mallar üçüncü bir ülkenin deposuna gidiyormuş gibi evraklandırılmakta. Yani İsrail’le ticareti bitirdik diyenler Nisan’dan beri de ortaoyunu oynayarak İsrail’le ticarete devam etmekte. Bunu burada Akdeniz’in kıyısından şikayet ediyorum. İsrail’le ticareti durdurun!”
“29 Ekim resepsiyonunu Çankaya Köşkü’nde yapalım”
Siyasette birtakım hareketlenmeler yaşanıyor. Biz CHP olarak milletimizin verdiği verdiği yetkiyle ilk seçimlere kadar ülkenin ana muhalefet partisiyiz. Doğruları söylemek, mücadele etmek, emeklinin 12 bin 500 lirayla geçinmeye mecbur bırakanlara emeklinin zorluğunu anlatmak, asgari ücretli için çalışmak, tarımda ekmeğini arayanlar için balıkçılar, arıcılar, esnaf için mücadele etmek bizim görevimiz. Biz tüm seçilenlere, onu seçenlere hürmeten her zaman elimizi uzattık, nezaketi sürdürmeye ama muhalefetten bir adım geri atmamaya durduk. Geçmişte bizi ağır dille eleştirenler şimdi el sıkmaya, yol aramaya, ilişki kurmaya başladılar. Vallahi doğru yapıyorlar çünkü sokakta iki üyesi küs olmayanın yukarıda birbirine küsmeye, millete zaman kaybettirmeye hakkı yok. Ama bir yandan da gerilimi sürdürecek değişik açıklamalar da oluyor. Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; 29 Ekim resepsiyonunu milletin evinde Çankaya Köşkünde yapınız. Çok uzun yıllar sonra tüm siyasi partiler bir araya gelelim.”