MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı. Bahçeli, “Türkiye’ye getirilirken he türlü hizmete hazırım diyen terörist başı buyursun gelsin TBMM’de DEM sıralarına katılıp silah bıraktığını ilan etsin, terörün tamamen bittiğini örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Her adımı atmaya kararlı, inançlıyız.” dedi. Bahçeli, “Yenidoğan çetesi” soruşturmasına ilişkin de “Cinayet işleyen yaratıklar insanlığın yüz karasıdır. Bu canilerin en ağır cezayla cezalandırılması milletimizin en haklı talebidir.” dedi.
Devlet Bahçeli, Öcalan’a seslendi:
“Gelsin TBMM’de, DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Örgütün tamamen lağvedildiğini haykırsın” pic.twitter.com/k5EYro1enM
— Bidogu (@BidoguMedya) October 22, 2024
MHP Grup Toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin gündemindeki yenidoğan çetesiyle ilgili konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Genel Kurulu’nda konuşuyor. Bahçeli’nin konuşmasından önemli satır başları söyle :
Bebekleri sekiz bin lira almak için yoğum bakımda tutan insanı kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karasıdır. Yenidoğan çetesi değil bunlar olsa olsa tıbbi atık, kana susamış katiller grubudur. Konuşmaların gün yüzüne çıkmasından sonra bir insan daha nasıl alçalabilir. Bunu güle oynaya karşılıklı marvalarla yapan namussuzlara verilecek hangi ceza, vicdanların fırın gibi sıcaklığını soğutabilir, hangi ceza adaletin tecellisinin sağlayabilir. Bu olaylar geçiştirecek bir konu değildir.
Narin, Sıla, İkbal ve Ayşenur evlatlarımız en ağır saldırılara maruz kalarak hayatlarını kaybetmişlerdir. Tüyleri diken diken eden caniliklerin sırayla kurbanı oldular. Milletimizin içinden barbarların çıkması çelişki gibi algılansa da böylesi sapıklar her toplumun ortak şikayetidir.
Kurt inine giren çakalın akıbeti parçalanmaktır
Kahredici olayları zincirleme halinde ifşa edilmesi ve bunların provokasyon iklimini canlı tutması son derece kuşku vericidir. Bu olay aylar öncesinde tespit edilmiş ve bugünkü gibi konuşulmamış ve gündeme gelmemiştir. 47 kişi gözaltına alınmış ve22 kişi tutuklanmıştır. 10 özel hastane ruhsatı iptal edilip kapatılmıştır. Görevi kötüye kullanmak söz konusu değildir. Adli süreç zamanında işletilmiştir. Sağlık bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir. Neyin hazırlığı kimlerin talimat ya da tembihidir bu. Bakanımızın istifasını isteyenlerin insan hayatına sahip çıkmak gibi dertleri yoktur. İşleri güçleri nifaktır. Bakanımızı İstanbul il müdürlüğü görevinden itibaren dürüst, tavizsiz tavrından dolayı tebrik ediyorum. Bebek katillerinin en ağır cezalandırılmasını bekliyorum. Görevini sabırla koruyan savcımız Yavuz Engin’i kutluyor tertemiz alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum. Kurt inine giren çakalın akıbeti parçalanmaktır. Son söz her zaman bozkurtun olacaktır.
‘Battık’ diyenlerin yüzleri kızardı
Tarihi ve milli mirasımıza sarılarak, bin yıllık kardeşliğimiz üzerinde titreyerek, geçmiş ile geleceği yeniden inşa sorumluluğu tarihin mühim sahnesinde omuzlarımıza binmiştir. Türk milliyetçiliği, varlığını güçlü şekilde ibraz etmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bugünden sonra tarih farklı akacaktır. Belki bugünden sonra Türkiye’nin prangaları tamamen kırılacaktır. Türk ve Türkiye yüzyılına hız verme zamanıdır.
Türkiye’nin çözemeyeceği, altından kalkamayacağı hiçbir sorunu yoktur. Yeter ki isteyelim, yeter ki diyelim, yeter ki sırt sırta verelim. Türk milliyetçiliğinin ve Türk milliyetçilerinin var olan her meseleye söyleyecek sözü vardır. Bunlardan biri Türkiye ekonomisi şiddetli fırtınayı atlatmıştır. Battık diyenlerin yüzünü kızartmış hepsine mahcubiyet yaşatmıştır.
Türkiye ekonomisi sürekli ilerleme ve gelişme halindedir. Dünyada sular durulmazken Türkiye’nin akılcı politikalarla öne çıkması ekonomik istikrarın müjdesi olmuştur. Enflasyon ve hayat pahalılığı her insanımızı rahatsız etmektedir. Gelir dağılımı adaletsizliği canımızı sıkan başka bir olumsuzluktur.
Enflasyonun tek hanelere ineceğine inancım tamdır
Enflasyonla mücadele kesintisiz sürmekte ve desteğimiz tamdır. Tek hanelere ineceğine inancım tamdır. MHP olarak yol haritamızı çizmiştik. Elimizden gelen her katkıyı vermeye her çalışmayı yapmaya varız. Bilinmelidir ki Cumhurbaşkanlığı kabinemizin yanındayız, ekonomi yönetimine güveniyoruz. Doğru yolda olduklarını, doğru politikalar ile Türkiye yoluna konulan takozları teker teker kaldırdıklarını görüyoruz.
Türk ve Türkiye yüzyılı aynı zamanda ekonomik sosyal reformlarla gelişecektir. Her vatandaştan 750 lira almak yerine tüm vatandaşlara artan zenginliklerden pay vermek hayal değil ulaşılacak seviyedir. Her insanımız emeğinin karşılığını alacak, evini geçindirecek, zorunlu harcamalarını endişesiz gerçekleştirecektir. Bunu sağlamak sadece boynumuzun borcu değil aynı zamanda şeref konumuzdur. Kayıt dışılığa neşter vurup enflasyon canavarının boğazına urganı geçireceğiz. Muhalefetin çizdiği olumsuz tabloyu başlarına külah diye geçireceğiz. Çılgın Türklerin neler yapacağını dünyaya göstereceğiz.
Milletimizin güvenliği saldırı altındadır
Organize ve çok aktörlü bir süreç derinden derine faaliyet halindedir. Kaleyi içten düşürme hesabı vardır. Yaşadığımız hiçbir şey tesadüf değildir. Milletimizin güvenliği saldırı altındadır. Türk İslam medeniyetinin madde ruh dengesini yeniden ele alması, kendine dönmesi, milli ve manevi güvenlik duvarlarının güçlendirilmesi acil ve elzem bir ihtiyaçtır.
Bizlere düşen aklımızı ve inancımızı alarmda tutmak, değişim rüzgârlarını değişmez değerlerimize sarılarak engellemektir. Değerlerimizden ödün vermeden hiçbir pazarlığın konusu haline getirmeden tarihi yolculuğumuzu sürdürmeliyiz. Bitmiş maçın yorumcusu değiliz.
“Bedel ödeyen masum sivil halktan başkası değildir”
Etrafımızın yangın yerine döndüğünü hepiniz görüyorsunuz. İsrail Yahya Simvar’ı da katletti. İsrail vandallığı aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 87 kişiyi öldürdü. Yine bedel ödeyen masum sivil halktan başkası değildir. Cumhurbaşkanımızın masumlara kapımızın açık olduğunu ifade etmesi takdir edilecek yaklaşımdır. Türk Türk’e candır, yuvadır, sonuna kadar emanettir. Türk milleti hem bekleyen hem beklenen hem de belaları def eden kudret timsalidir.
“Seçimler zamanında olacak”
Türkiye’de güven bunalımı yoktur. Seçimler zamanında yapılacaktır. Ve herkes siyasi hesabını buna muvaffık yapmak durumundadır.
Bu teröristin Türkiye’de gömüleceği bir toprak yoktur
Yapılan hiçbir ihanet, hiçbir kötülük kimsenin yanına kalmaz; yarına da bırakılmaz. FETÖ elebaşına bile dünya kalmadı. Kendi topraklarında casusluk eğitimi aldığı ülkesinde Allah’a hesap vermek üzere öldü gitti. Dileğim Allah’ın azabıyla kahrolması, hıyanetini müşfik ve münafık emellere hizmetinin bedellerini tek tek ödemesi, cehennemde ebediyen yanmasıdır. Bu teröristin Türkiye’de gömüleceği bir toprak yoktur. Nerede Türkiye düşmanlığı yapmışsa orada çürüyüp gitmelidir. Kulun hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. O hesabı soracak Türkiye sevdalısı yüreklerdir. Allah ihmal etmez, sadece imhal eder, yani mühlet tanır.”
Kaboğlu’na tepki
İstanbul 1 Nolu Baro Başkanlığı Seçimlerinde, İstiklal Marşımızı hazmedemeyenlerin ortalıkta cirit atması KHK ile ihraç edilmiş eski bir CHP vekilinin başkan seçilmesi, yaptığı konuşmasında ‘Anayasa’nın ilk dört maddesine olumlu anlamda dokunmayı’ telaffuz etmesi yeni bir tuzağın kurulduğunu göstermektedir. Bu zatın anayasanın ilk dört maddesine nasıl dokunulacağını açıklaması, böyle bir teşebbüs halinde nelerin yaşanıp yaşanmayacağını akıl, izan ve kokuşmuş ideolojik süzgecinden geçirmesi tavsiyemizdir.
“Kürt kardeşim sorun olarak gösterilemez”
Yeni ”çözüm sürecine” ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı var. Türkiye’nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür. Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek elbette mecburidir. Bu ülkede yaşayan hiçbir Kürt kardeşim sorun olarak gösterilemez. Kürt sorunu var demek Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin, yıkım bekleyenlerin, küresel emperyalizme piyonluk yapanların ortak propagandasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti asimilasyon politikasına hiçbir zaman tenezzül etmemiştir. Bölücü terör sorunu elbette ülkemizde pek çok zaman, kaynak, insan ve enerji kaybettirmiştir. Terörle mücadeleye harcanan devasa kaynaklar Doğu ve Güneydoğu’nun sosyal ve ekonomik kalkınmasına ayrılmış olsaydı bölgenin nasıl yıldız gibi parlayacağını, işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliğinin nasıl ortadan kalkacağını vatansever her insan tasdik edecektir.
“Terörle hiçbir yere varılmaz”
Ancak silah ve şiddet karşısında toplumun boyun eğdiğini göstermek ne kadar yanlış ise, terörü yaratan ortamın iyileştirilmesi amacıyla demokratik adımları atmaktan imtina edilmesi o ölçüde hatalıdır. Medyanın tavrı ve tutumu da çok önemlidir. Terör eylemlerinin teröristlerin bir başarısı ya da toplum açısından bir panik havası şeklinde sunulması bölücü örgütün değirmenine su taşımakla eş anlamlıdır. Teröristin moralini bozan ve direncini azaltan iki faktörden birisi, temel iddialarına yönelik kuşkular duymaya başlaması, diğeri de silahlı eylemlerin başarısızlığa mahkum olduğuna ikna edilmesidir. Bölücü terör örgütü PKK’nın silahlı eylemleri başarısızlığa mahkumdur. Terörle hiçbir yere varılmaz, varılamaz, varılamayacaktır. Türkiye bölücü teröre asla rıza göstermeyecek, müzakere ve mütareke dayatmaları işe yaramayacaktır. Bir yanda terörle amansız mücadele ederken, diğer yanda demokratik reformların, sosyal ve ekonomik düzenlemelerin yapılması akla en yatkın seçenektir. Kürt kardeşlerimizle terör örgütü arasında hiçbir ortak taraf yoktur.
“Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun”
Geçen haftaki grup konuşmamda demiştim ki; Türkiye’ye getirilirken, ‘her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.” Bu çağrımın içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile işine gelmediğinden saptırmaya çalışanlar çok sayıdadır. Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, Umut Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız.
“Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığı duyulmalı”
Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığı duyulmalı, evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynağı olanlar harekete geçmelidir. Bilinmelidir ki, uzattığım elin bir mesajı da budur. Terör yöntemleriyle herhangi bir yakın veya uzak hedefe ulaşıldığı bugüne kadar görülmüş, duyulmuş şey değildir. Barışçıl yollar varken teröre müracaat melanettir, ihanettir, cinayettir, canavarlıktır. Türk milleti bölücü terörle yaşamaya mecbur değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir. Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim. İmanımız bir, kıblemiz bir, irademiz bir, bayrağımız bir, milletimiz bir, devletimiz bir, anımız bir, acımız bir, geleceğimiz bir, biz hep birlikte Türk milletiyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci yıl dönümünde milli kucaklaşmayla yeni yüzyılın destanını el ele yazalım; ayrılmamızı, bölünmemizi, parçalanmamızı bekleyenleri mahvı perişan edelim. Kökünü kurutamayacağımız bir sorun yoktur. Çaresizlik içinde kıvranacağımız bir konu da yoktur.CHP Genel Başkanı istediği kadar sağa sola gitsin, orayı burayı ziyaret etsin, gömleğinin ilk düğmesini yanlış iliklemesinden, bastığı ve baktığı siyasi zemin kırık olduğundan dolayı yanlışa düşmesi ve hayal kırıklığı yaşaması kaçınılmazdır.”
Umut hakkı nedir?
“Umut hakkı”, hapis cezasına mahkum edilenlerin kanunla belirlenen sürelerde iyi halinden dolayı koşullu salıverilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesine denir.