Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, terör saldırısının hedefi olan TUSAŞ’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, “Durumun ciddiyetini kavramak gerekiyor. TUSAŞ için mukabele etmekte bir eksiklik olduğu açık. Bu konuda İçişleri Bakanlığı’nın ve Milli Savunma Bakanlığı’nın kendi değerlendirmelerini de hızlı bir şekilde yapmaları gerektiğini ifade etmek isterim” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, terör saldırısının hedefi olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayini (TUSAŞ) ziyaret etti. Genel Başkan Özgür Özel, burada yaptığı açıklamada, “Değerli arkadaşlar, büyük bir acı yaşadık, büyük bir üzüntü yaşadık. TUSAŞ’a olay yaşadığında hem Genel Müdürümüze, Yönetim Kurulu Başkanımıza ulaşmaya çalışıp, ulaştığımızda da hem geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerimizi iletmek istediğimizi ve burayı ziyaret etmek istediğimiz söylemiştik. Tabii hem delillerin toplanması, hem halen daha tuzaklı olabilecek patlayıcılardan dolayı dün Sayın Meclis Başkanının ziyaretine kadar bu olanaklı değildi. Meclis Başkanımızın ziyaretinden sonra biz de talebimizi yeniledik ve bugün biraz önce Genel Sekreterimiz, Genel Başkan Yardımcılarımız, Gölge Kabinedeki ilgili Bakanlarımız, Meclis’teki ilgili komisyondaki milletvekillerimiz ve Kahramankazan Belediye Başkanımız ve İl Başkanımızla birlikte TUSAŞ’a bir taziye ve geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk” dedi.
Özel, şunları söyledi:
“ÖZELEŞTİRİ LAZIM”
“Öncelikle dün cenazelerine katıldığımız beş şehidimize Allah’tan bir kez daha rahmet, acılı ailelerine bir kez daha sabır diliyorum. 22 yaralımızdan 14’ü taburcu oldu, 8’inin sağlık durumlarını tedavi gördükleri hastanelerde yakından takip ediyoruz. Onların da şifa ile taburcu olmaları için hem elden gelenin yapıldığına şahitlik ediyoruz hem de dua ediyoruz. Bugün ziyaret ettiğimiz kurum, Türkiye’nin gözbebeği bir kurum. Yaşanan süreçten dolayı hem sosyal medya üzerinden, hem televizyonlarda çeşitli eleştiriler alınıyor. Bu konu önümüzdeki günlerde tabii enine boyuna tartışılacak, güvenlik zafiyeti ile ilgili bir takım konular. Ama burada 17 bin kişinin çalıştığı bu kurumla ilgili şunu söylememiz lazım. Bir kusur varsa şunu ifade etmek gerekiyor ki hepimizi koruyan, sınırımızı koruyan, askerimizi koruyan, ordumuzu koruyan, hepimizin can güvenliğini sağlamak için gece gündüz çalışan bu insanları koruyamadıysak, hepimizin oturup bir düşünmesi, bir özeleştiri yapması lazım.”
“BURASI TÜRKİYE’NİN GÖZBEBEĞİ BİR KURUM”
“Elbette ki olayın sıcaklığı ortadan kalktıktan sonra hem Meclis eliyle hem de tüm yönleriyle araştırılacak ve üzerinde çok konuşulacak hususlar var. Tabii burada aldığımız sunum sırasında da bir takım konularla ilgili, bir takım yanlış değerlendirmeler konusunda bilgi sahibi olduk. Bazı görüntülerin, bazı fotoğrafların bizimle paylaşılmış olmasını da son derece kıymetli buluyoruz. Burası Türkiye’nin gözbebeği bir kurum. Ben Kaan uçtuğunda ilk paylaşımları yapan ve burası ile nasıl gurur duyduğumuzu ifade eden siyasetçilerden bir tanesiydim. Tüm Cumhuriyet Halk Partililer, TUSAŞ’ın ve iştiraklerinin, TAİ’nin ve yapılan tüm projelerin arkasında. Büyük bir dikkatle takip ediyoruz. En çok destek olunması gereken kurumlardan bir tanesi. Hem savunma sanayiinin stratejik öneminden, hem de ihracat yapıyor burası. Neredeyse 1 milyar dolar geçen sene Türkiye’ye yüksek teknoloji ihracatıyla gelir kazandırdılar. Türkiye’de cari açığa değil, kapatılmasına katkı sağlayan bir kurumla karşı karşıyayız. Türkiye’nin ihracatının yüzde 4’ü yüksek teknolojiye, katma değere dayanıyor. Onu yapan kurumlardan bir tanesi burası. O açıdan yıpratmak yerine varsa eksiklikler, o eksiklikleri derhal ve hızlı şekilde ortadan kaldırmak, bu tip kurumları korumayı kendine bırakmak yerine bu tip kurumların en ciddi şekilde silahlı kuvvetler ve emniyet tarafından korunmasına dikkat etmek, belki bu kurumların içinde özel timler bulundurmak. En küçük askeri birliğin içinde 24 saat hazır bekleyen, kıyafetiyle yatan, silahı elinde uyuyan ani müdahale mangaları var. Bunları mutlaka bu tip kurumlarda ki bu kurum dünyada aynı kampüsteki, tek bir kampüs içindeki en büyük savunma sanayi kuruluşu. Ondan durumun ciddiyetini kavramak gerekiyor. TUSAŞ için mukabele etmekte bir eksiklik olduğu açık. Bu konuda İçişleri Bakanlığı’nın ve Milli Savunma Bakanlığı’nın kendi değerlendirmelerini de hızlı bir şekilde yapmaları gerektiğini ifade etmek isterim. Bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi ve başsağlığı dileklerimizi aktarmak isterim.”
“BİZİ YILDIRAMAZSINIZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Normalleşme adımlarının atıldığı bir dönemde böylesine kritik kurumun hedef alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna, “İçeriden ya da dışarıdan, bu belki yakın zamanda öğrenilemeyecek ama orta vadede ve uzun vadede birlikte öğreneceğiz, bu hedef boşuna seçilmedi. Bu hedef Türkiye’ye kendi uçağınızı yapıyorsanız, kendi uçak motorunuzu yapmak için bir azminiz varsa ve ülke olarak bunun arkasında duruyorsanız, ‘Ayağınızı denk alın’ diyen bir dış kuvvet söylüyorsa, biz o dış kuvvete diyoruz ki; ‘Bizi yıldıramazsınız. Bu hedeflerden Türkiye’yi geriye bırakamazsınız.’ Yok içeride birileri burayı, bu stratejik hedefi seçerek ülkeye istikamet vermek veya bir takım olayların gelişimine engel olmak ya da yön çizmek istiyorsa buna teslim olmamak, bunlara verilecek en iyi cevaptır. Terörü kim, ne amaçla kullanıyorsa, ne amaçla yapıyorsa, kimden ve nereden geliyorsa lanetliyoruz. Bunu çok açık ve net şekilde ifade etmek gerekir. Bütün vatandaşlarımıza şunu söyleyeceğim. Biz pazar gününe bir Yaşam Hakkı Mitingi koymuştuk. Ölen kadınlar, ölen bebekler, ölen çocuklar, yanan ormanlar, katledilen canlarla ilgili. Bu felaket yaşandıktan, bu hain saldırı yaşandıktan sonra dün o gündemle toplandık ve bir karar vereceğiz mitingi iptal edecek miyiz, etmeyecek miyiz? Dedik ki; ‘Etmeyeceğiz.’ Zaten biz bunları yapmayalım diye, zaten biz cesaretimizi kaybedelim diye, biz sinersek toplum sinsin diye yapıyorlar bunları. O yüzden belki müzik çalmayacağız, teröre ve her türlü şiddete karşı yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımıza şunu söylüyoruz. Elbette kişisel endişeler, yakınlarımızın güvenlik endişeleri son derece haklı ve insani endişeler. Ama terör bu endişeleri, bu korkuyu yönetmek istiyor. Terörden medet umanlar bunu yapmak istiyorlar. O yüzden çok açık bir şekilde biz korkmuyoruz, biz sinmeyeceğiz. Biz pazar günü saat 14.30’da Beşiktaş Meydan’da olacağız ve hem teröre hem her türlü şiddete meydan okumak için oradayız. Tüm İstanbulluları, İstanbul’a erişim mesafesinde olan herkesi de bu kararlılıkla mitinge bekliyoruz. O mitingi siyasi bir miting olmaktan çok korkuya karşı meydan okuma mitingi olarak görüyoruz” yanıtını verdi. Özel, şunları kaydetti:
“29 EKİM’E SAHİP ÇIKMAK…”
“Bir diğer tartışma 29 Ekim. 29 Ekim’de de asla ve asla elbette bir takım şarkıcılar çok neşeli, çok şu andaki ruh halimize uygun olmayan bir takım şarkıcıların, bir takım sanatçıların belki ileri bir tarihe ertelenebilir yapacağı konserler. Ama yaz havasına uygun her türlü konserin yapılması, korkmadan insanların meydanlara çıkmaları, tüm etkinliklerin iptal edilmemesi ve 100’üncü yılda yaşadığımız ilk günkü coşkuyla 29 Ekim’e sahip çıkmak da Cumhuriyet Halk Partisi’nin Pazar günkü mitingini ertelememediği ruhuna son derece uygundur. Bir mitinge siyasiler katılabilir, siyasi parti üyeleri katılabilir, ona destek vermek isteyenler katılabilir ama 86 milyonu 29 Ekim günü Cumhuriyet’e sahip çıkarken, sokaklarda olmaya, meydanlarda olmaya, Ankara’da Birinci Meclis’in önünde olmaya, Anıtkabir’e yürümeye, Anıtkabir‘de olmaya, her siyasi görüşten insanı elinde bayrağıyla Cumhuriyet’e sahip çıkarken, Cumhuriyet’i kuran kadroların cesaretinden ilham alarak, Cumhuriyet düşmanlarına, bu ülkenin düşmanlarına, bu ülkenin ortak düşmanlarına meydan okumaya davet ediyoruz.”
“KATKI SAĞLAYACAK OLANLAR SİZLERSİNİZ”
Özel, “Bahçeli’nin çağrısı ile ilgili Cumhurbaşkanı’nın sessizliğini sürdürmesi” hakkındaki soruya ise “Şöyle bir şey söyleyelim. Sorunun muhatabı ben değilim. Uçakta gazeteci yokmuş bu soruyu sormamışlar. Ama mutlaka gazeteciler bu soruyu soracaklar ve Erdoğan’dan bir yanıt alacaksınız. Ben o konudaki inancımı koruyorum. Yani dikkatle takip ettim haberi. Uçakta bu konuya değinmedi. Altını çizmişler hiçbir gazeteci bu soruyu sormadı. O gazetecilerin çocukları bir gün şöyle diyecekler: ‘Benim babam eskiden gazeteciydi ve rahmetli babam’ -bir gün hepimiz öleceğiz- Çocuk da diyecek ki ‘Rahmetli babam, rahmetli annem gazeteci’. ‘Kimdi’ deyince, ismini söylediğinde ‘O gazeteci değildi’ derler böyle yapılırsa. O yüzden gazeteciler gazeteciliğini yapsın, siyasetçiler siyaseti yapsın. Onun dışında değerlendirme; halkımızın, milletimizin bizim merakımızı giderecek olan, herkesin merakını giderecek olan ben değilim. Ben Erdoğan yerine konuşamam. O merakın giderilmesine katkı sağlayacak olanlar sizlersiniz” yanıtını verdi.
“ÖYLE BİR ŞEY YOK”
Özel, Diyarbakır’da basın kapalı bir toplantıda söylediği iddia edilen, “Şu an iktidarın karşısında olmak bize belki oy kazandırmaz ancak biz tarihin doğru tarafında olmuş olacağız” sözlerine yönelik soruyu, “Arkadaşlar öyle bir şey yok. Öyle ‘İktidarın karşısında olmak’ der miyim arkadaşlar. Ben Ana Muhalefet Partisi lideriyim ve iktidarın karşısındayım. Onları yenmek, iktidardan indirmek için gün sayıyorum, dakikalar sayıyorum. Böyle bir şey demem. O kapalı toplantıdan kötü niyetle yazılmıştır demiyorum. Benzer bir cümle oldu. Şöyle söyleyeyim, iktidarın karşısında değil. ‘Eğer biz Türkiye’ye barış getirecek, terörü bitirecek bir sürecin karşısında kısa vadeli beklentilerle durursak tarih önünde yanlış yapmış oluruz’ dedik. Niye iktidarın karşısında olmayayım. Kaya gibi karşısındayız. Bu iktidarın karşısında durmaktan, ama onu aktaran arkadaş şu anda sırf iktidara muhalefet etmek için bu sürecin karşısında gibi aktarılırsa daha doğru olurmuş. Bizim karşısında durmadığımız şey barış umududur, karşısında durmadığımız şey net olarak terörün bitmesi, silahların bırakılması umududur. Bu başka bir şey. İktidarın karşısında durmak başka bir şey. Ayrıca şunu da söyleyeyim, yöntem olarak da oradan oraya bir parti siyasi yankesicilik umuduyla ‘Efendim Özgür Özel ülke vadetti’. Bir kelime sonra şunu söylüyorum. ‘Bu ülkeyi Türklerle birlikte Kürtlerin de 86 milyonun kendini ait hissettiği bir ülke yapalım. Size devleti tam olarak benim gibi sahiplenmeyi teklif ediyorum’ demek toprak teklif etmek demek midir? Teklif ettiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti devletini 86 milyon olarak sahiplenmek. Buna kim karşı çıkabilir? ‘Yok efendim Abdullah Öcalan’ın fikri’. O fikir Sayın Bahçeli’nin fikri. Biz dedik ki ‘Meclis odaklılık ve ne yapılacaksa Meclis karar verecek’. Sayın Bahçeli kendine özgü, çok tartışmalı bir şey söyledi. Ve bizim pozisyonumuz şu, çok net. ‘Biz şehit ailelerinin ve gazilerin de yüzüne bakamayacağımız hiçbir sürecin içinde olmayız’ dedik. Bu çok net. Biz barışı destekliyoruz, silah bırakmayı destekliyoruz. Ama eğer Abdullah Öcalan‘ı buraya getirme fikrinin sahibi Sayın Bahçeli’dir. Ona sorulması lazım. Bizim öyle bir fikrimiz yok. Ama biz ‘Tüm aktörlerin sözü kıymetlidir’ diyoruz. Öcalan konuşacak diye illa -Bahçeli’nin de kullandığı, DEM’le ortak kullanıyorlar- o kürsüye gelmek zorunda değil. Öcalan bulunduğu yerden, imkân verilir, o çağrısını yapar. Bu kadar basit bir meseleyi bir parti siyasi yankesicilik yapacak, Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratacak diye bu algı oyunlarına kimse alet olmasın. Bizim duruşumuz, pozisyonumuz nettir” şeklinde yanıtladı.
“GERİ PÜSKÜRTÜLMELİDİR”
Genel Başkan Özgür Özel, son olarak, “Çözüm süreci olarak da değerlendirilen bir süreçten bahsediyoruz. TUSAŞ’a gerçekleştirilen bu terör saldırısı sonrası bu süreç farklı bir evreye girer mi?” sorusuna, “Yani nasıl bir süreç onu henüz bilmiyoruz. Erdoğan bir konuşsun, bir konuşsun. Her konuda konuşan Erdoğan konuşsun. Ona çok yer veren medya -sözüm meclisten dışarı- versin. Erdoğan geceleyin uykusunda konuşmaya başlasa canlı yayına geçenler bir Erdoğan’a bunu sorsunlar. Neden bahsediyoruz bir bilelim. Ondan sonra. Ama TUSAŞ‘a yapılan saldırının amacı neyse hepimizin ortak iradesiyle bu geri püskürtülmelidir onu söylemek isterim” yanıtını verdi.